Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilen Başbakan Ahmet Davutoğlu, son olarak HDP Genel Merkezi’ne ziyarette bulundu. Ziyaret sonrası değerlendirmede bulunan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, "Barış meselesi, demokratik çözüm meselesi, bu ülkenin bir alt başlığı değil, bütün meselesinin yaslandığı temel meseledir. Yürütülecek hiçbir hükümet görüşmesi çözüm sürecinden ayrı ele alınamaz" dedi.
Ziyaret sonrası HDP’nin İmralı heyetinde de yer alan İdris Baluken, Pervin Buldan ile birlikte Sırrı Süreyya Önder kameraların karşısına geçip, basın mensuplarına açıklamada bulundu. Önder, yaptığı açıklamada, "Koalisyon meselesi ayrı başlık olarak ele alındı. Partimizin adalet, barış ve demokrasi başlığı altındaki üç temel ilkesel yaklaşımlarını aktarma imkanı bulduk. Bir AKP ve CHP koalisyonunun bu üç başlığı içererek, ilkesel bir yaklaşım konseptiyle ele alarak gerçekleşmesi doğrultusunda oluşacak bu formüle yapıcı bir muhalefetle katkı sunacak bir tutum alacağımız belirttik" ifadelerini kullandı. Önder, kurulacak olan değişik hükümet alternatiflerinin hepsinin temel meselesinin çözüm süreci olmak durumunda olduğunu söyledi. Önder, "Yani barış meselesi, demokratik çözüm meselesi, bu ülkenin bir alt başlığı değil, bütün meselesinin yaslandığı temel meseledir. Yürütülecek hiçbir hükümet görüşmesi çözüm sürecinden ayrı ele alınamaz" dedi.
KOALİSYON MESELESİ BİR AYRI BAŞLIK OLARAK ELE ALINDI
Önder, Öcalan’ın bu ülkedeki barış ve demokrasi anlayışının teminatı durumuna geldiğini de kaydederek, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakan ve çalışma arkadaşları genel merkezimizi ziyaret ettiler. Eş başkanlarımızın başkanlığında oluşturduğumuz heyetle gelinen son durumu değerlendirdik. Bizim açımızdan son derece açık, şeffaf ve faydalı bir görüşme olduğunu düşünüyorum. Bu itibarla sayın Başbakana ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyoruz. Genel olarak gerek bölgesel, gerek iç meselelerimizin ayrıntılı olarak bütün başlıkları ile karşılıklı tartışılma ve görüş alışverişinde bulunma imkanımız oldu. Bu konuda partimizin düşüncelerini, kaygılarını, yaklaşım ve önerilerini paylaştık gelen sayın heyetle . Sayın Başbakan da kendi düşüncelerini başta 7 Haziran seçim sonuçlarının değerlendirmesi olmak üzere, ondan sonra ilk çıkardıkları sonuçları, izlemeyi düşündükleri yol ve yöntemleri bizimle paylaştılar. Koalisyon meselesi bir ayrı başlık olarak ele alındı. Bununla partimizin adalet, barış ve demokrasi başlığı altındaki üç temel ilkesel yaklaşımımızı aktarma imkanı bulduk. Ve bu üç ilkesel başlığımızın alt başlıklarını neye tekabül ettiğini konuştuk. Bunlar ayrıntılı olarak bütün medyaya şu anda bu program gönderilmiş durumda. Bir AKP ve CHP koalisyonunun bu üç başlığı içererek, ilkesel bir yaklaşım konseptiyle ele alarak gerçekleşmesi doğrultusunda oluşacak bu formüle yapıcı bir muhalefetle katkı sunacak bir tutum alacağımız belirttik. Sayın Başbakan da gerek koalisyon, gerek andığımız bu diğer temel meseleler hakkındaki fikirlerimizi paylaştık. İlkesel olarak kesintiye uğramaması bir temel mutabakatla uğurladık."
TEMEL MESELE ÇÖZÜM SÜRECİ OLMAK DURUMUNDA
Sırrı Süreyya Önder, yaptığı açıklama sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Koalisyon görüşmesinden çok çözüm sürecine odaklanmanın bu görüşmenin çözüm süreci açısından bir fayda getirip getirmediğine yönelik sorusuna Önder, "Bu ülkedeki hükümetin, mevcut hükümetin tek başına yeniden iktidarı elde edememesi ve yeni kurulacak olan değişik hükümet alternatiflerinin hepsinin temel meselesi, çözüm süreci olmak durumunda. Ülkemizdeki istihdamdan tutun, çevre meselelerine, kadın başlığından tutun, gençliğin ekonomik bunalımından, yaşanan bölgesel sıkışmaya değin tümü barış süreci konusunda alacağımız tutumla birebir ilgilidir. Yani barış meselesi, demokratik çözüm meselesi, bu ülkenin bir alt başlığı değil, bütün meselesinin yaslandığı temel meseledir. Yürütülecek hiçbir hükümet görüşmesi çözüm sürecinden ayrı ele alınamaz. Çözüm süreci de hükümet meselesinden ayrı ele alınamaz. Bu anlamda birbirinden ayırmıyoruz. kategorik ayrışmayı doğru bulmuyoruz. gerçek değil. ikisini birlikte ele aldık" diye konuştu.
ÖCALAN BU ÜLKEDEKİ BARIŞ VE DEMOKRASİ ANLAYIŞININ TEMİNATI DURUMUNDA
Önder, bir gazetecinin sorusu üzerine İmralı taleplerinin sürekli masada duran bir talepleri olduğunu belirtirken, ne pahasına olursa olsun İmralı’ya gitmek gibi bir çerçeveyle bu talebi yapmadıklarını söyledi. İmralı’daki tecritin kabul edilemez olduğunu belirten Önder, şunları söyledi:
"Bu tecritin sürdürülmesi, sizin demokrasiye dönük yürütülecek her anlamdaki tecritin hukuksuz olduğu gerçeği ortada durmaktadır. Sayın Öcalan bu ülkede barış ve demokrasi anlayışının teminatı durumuna gelmiştir. Bizim ona sıradan bir ziyaret yapma talebimiz yoktur. Devlette devamlılık esastır. Biz devletle son bıraktığımız nokta, bir izleme heyetinin adaya gitmesi, Meclis’te komisyonlar oluşturması, başta Adalet ve Hakikat komisyonu olmak üzere. Bu izleme komisyonunun bundan sonraki süreci kayda geçirmesi ülke ve dünya ile paylaşması. Barış süreci bıraktığımız yerden devam etmemeli. Barış süreci, o kırılmasına sebep olan, itibarsızlaştırılan, yok sayılan, doğru bulunmayan o Dolmabahçe Deklarasyonu şartlarına geri dönülerek daha ileri bir noktadan ele alınmak zorunda. Ülkemizi ilgilendiren bur durumdan çıkmış artık. Hem kendi ülkemizin, komşularımız ve insanlığın geleceğini ilgilendirecek bir mahiyet kazandırmıştır."
DEMOKRASİ İLE SİLAH BİR ARADA OLAMAZ
Sırrı Süreyya Önder, HDP’nin kendi pratiği ve bir araya geliş felsefesinin, seçilerde aldığı sonuçların başlı başına tüm bu soruların cevabı niteliğinde olduğunu da kaydetti. Önder, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakan da söyledi, biz de söyledik. Selahattin Demirtaş’ın dile getirdiği şekilde söyleyeyim. Demokrasi ve silah bir arada olamaz. Bu bizim kabul etmediğimiz bir şey. HDP’nin kabul etmediği bir şey. İkisinin bir arada olamama gerçeğidir. Bu ülkede demokrasi ne kadar yükselirse, silah o kadar milimize olur ve giderek yok olur. Meseleyi silah boyutuna indirgeyerek demokrasi boyutundan ayrı bir şekilde ele almak, bu meselenin taşıdığı ağırlık ve ciddiyeti yeterince kavramamak ve göz ardı etmektir. Bu konuda çok netiz. Es genel başkanlarımız, bütün organlarımız bu meseleye öyle bakıyorlar" dedi. Önder, HDP’nin bir ay içinde Öcalan ile görüşme talebine yönelik hükümetten somut olarak kendilerine iletilen bir şey olmadığını da kaydetti. Önder, "Bu ülkede en çok oy alan iki siyasal partinin sadece günlük pratik meselelere değil, yapısal meselesine, anayasal çoğunluk zemininde bir koalisyon seçeneği olarak yetkili kurullarımız, bütün kurumlarımızla paylaşır, yeni bir değerlendirme yaparız. Bütün ülkenin hayrı için mutabakat zemininin elzem olduğunu düşünüyorum. Devlet heyetinin görüştüğünü biliyoruz."
ANLAŞAMADIĞINIZ İNSANLARLA MÜZAKERE EDERSİNİZ
Sırrı Süreyya Önder, insanların anlaşamadıkları insanlar için müzakere ettiğini belirtirken, anlaştıkları ile sohbet edeceğini ve dünyanın her yerinde de bunun böyle olduğunu söyledi. Önder, "Bizim heyet üyelerinin tutumuna dair belirlediğimiz görüşler ileri sürdüğümüz değerlendirmeler bir keyfiliği ifade etmiyor. ilkesel, barışı temel alan yaklaşımların uzağına da düşen değerlendirmelerimiz oldu. Herkesin kavraması gereken gerçek şu; anlaşamadığınız insanlarla müzakere edersiniz" dedi.
HAK ETTİĞİMİZ HAZİNE YARDIMLARI FAŞİZAN TUTUMLA BLOKE EDİLDİ
Önder, İmralı’daki masanın, konuşma yaptıkları bu büyüklükte masa olduğunu da belirtirken, "Ama biz bunu böyle bir ima amacı ile kesinlikle düşünmedik. Sadece bugüne kadar hak ettiğimiz hazine yardımları faşizan tutumla bloke edildi. Büyük imkansızlıkla şu gördüğünüz salonda bir siyaset yürütmeye çalışıyoruz, sayın misafirlerimizin ağırlayacağımız tek mekanımız da orası" ifadelerini kullandı. Önder, sürecin mutlaka devam etmesi gerektiğini de belirtirken, "Daha ileri bir adımla ve daha büyük bir ciddiyetle daha geniş bir toplumsal tabanla Meclis’i de dahil ederek ele alınmalıdır" diye konuştu.