Soma Davası'nda ikinci duruşma... Can Gürkan'ın geliri yokmuş

Tutuklu 8 sanık, mahkeme salonuna SEGBİS’le (Ses Görüntü ve Bilişim Sistemi) bağlanma kararına tepkiler nedeniyle mahkemenin verdiği “Getirilsinler” kararının ardından duruşma salonundaydı. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, maden mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik, Aliağa Şakran Cezaevi’nden sabah 07.30’da getirilip arka kısımdaki nezarethaneye alındı.

Tutuklu sanıkların 10.00’da salondaki yerlerini almasıyla duruşma başladı. Jandarma sanık bölümüne adeta etten duvar ördü. 37 tutuksuz sanıktan 19’u salonda hazır bulundu.45 sanıklı davanın kimlik tespitine, davanın bir numaralı sanığı Can Gürkan’dan başlandı. Can Gürkan’a aylık geliri ve mesleği sorulduğunda, “Finans. Şu anda yok” yanıtını verdi. Bunun üzerine salondan uğultular yükseldi. Bazı aileler “Yalan söylüyor” diye bağırdı. Genel Müdür Ramazan Doğru, aylık gelirinin 37 bin lira olduğunu söyledi. İşletme Müdürü Akın Çelik de 12 bin lira aylık geliri bulunduğunu belirtti. Maden mühendisi ve işletme müdür yardımcısı İsmail Adalı 7 bin TL, maden mühendisi Erkan Ersoy 5 bin TL, maden teknikeri Mehmet Ali Gürsoy Çelik 3 bin 200 TL, maden mühendisi Yasin Kurnaz 2 bin 800 TL ve maden mühendisi Hilmi Kazık da 2 bin 800 TL maaş aldığını kaydetti.

231 SAYFALIK İDDİANAME

Aileler patronun geliri olmamasını, genel müdürün 37 bin lira geliri olmasını inandırıcı bulmadıklarını belirterek tepki gösterdi. Kimlik tespitinin ardından 231 sayfalık iddianamenin okunmasına geçildi. Mahkeme, Saat 18.15’te, iddianamenin bugün saat 09.00’da okunmasına devam etmek üzere duruşmaya ara verdi.

Acı yüzleşme

Duruşma salonunun içinde de dışında da sıkı güvenlik önlemleri dikkat çekti. Aileler kimliklerini gösterip salona teker teker alındı. Elektronik cihaz, cep telefonu, tablet, bilgisayar, çakmak, su, baret gibi eşyaların içeri sokulmasına izin verilmedi. Ölen madencilerin aileleri “Gözlerine bakmak istiyoruz” diyerek sanıkların duruşma salonuna getirilmesini istemişti. Sanıklar salona getirildi ancak etraflarında adeta etten duvar vardı. Salonun içinde ilk iki sıra çevik kuvvet ekiplerine ayrılırken, müşteki ve mağdurlara ayrılan salonun orta kısmı bantla çevrildi. Sağ ön kısım sanık avukatlarına, sağ arka kısım basın ve milletvekillerine, sol kısım ise müşteki avukatlarına ayrıldı. Ancak 400 kişilik salon yetersiz kaldı.

Diplomalı işçilere yıkılır

CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, duruşmada gelirlerin sorulduğu bölüme dikkat çekerek şunları söyledi: “İktidar partisinin mitinglerine işçileri toplu halde götüren ve birinci derece herkesin bu işlerden sorumlu gördüğü Ramazan Doğru 37 bin lira aldığını ve mesleğinin maden mühendisliği olduğunu söyledi. Ama diğer maden mühendisleri 2 bin 400 lira ile 2 bin 100 lira maaş alıyorlardı. İşçiler ise 1400 lira maaş alıyor. Onlara kâğıt üzerinde sorumluluklar yüklenmiş. Korkumuz bütün suçun buradaki diplomalı işçilerin üzerine yıkılmaya çalışılıyor olması. Madenci yakınları telkinlerimizi dinledi ve bugün salonda adeta dudaklarını ısırıp acılarını bastırdılar. Duruşmanın burada yapılabileceği görüldü.”

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da davaya, Enerji ve Tabii Kaynaklara Bakanı Taner Yıldız ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in de dahil edilmesini istedi.

Baygınlık geçirdiler

Madenci ailelerinin feryatları duruşma öncesi dışarıda başladı. Mahkeme başkanı, yoklama için mikrofonu ailelere verdiğinde ise salondan hıçkırık sesleri yükseldi. Bir madenci yakını bayıldı. İsmail Coşkun’un eşi, “Kefen yerine naylona sarılan İsmail Coşkun’un eşiyim. 10 aylık çocuğum var. Nasıl yaptınız? Nasıl kıydınız, 28 yaşındaydı” diyerek sinir krizi geçirdi. Bayram Erol’un eşi Selda Erol ise “432 çocuk baba diye kara toprağa sarılıyor. Adalet istiyoruz” diye bağırdı.