Abdullah Öcalan'dan Sırrı Süreyya Önder'e adaylık iknası

Güncelleme Tarihi:

Abdullah Öcalandan Sırrı Süreyya Öndere adaylık iknası
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2015 02:02

SIRRI Süreyya Önder, TBMM’nin en popüler simaları arasında yer alıyor.

Haberin Devamı

Nüktedanlığı sayesinde diğer partililerin de sempatisini kazanmış bir siyasetçi. Önder, 3 ay önce yaptığı bir İmralı ziyaretinde Abdullah Öcalan’a “Ben ‘bir dönem’ demiştim, bir daha aday olmayacağım” diyerek milletvekilliğini bırakma niyetini açmıştı. Öcalan da “Olur” yanıtını verince Önder kararını kesin olarak açıklamış, ancak ciddi itirazlarla karşılaşmıştı. Önder’in milletvekilliğini bırakması Çözüm Süreci diyaloglarına kadar yansımıştı.

Abdullah Öcalandan Sırrı Süreyya Öndere adaylık iknası

ŞAKAYLA KARIŞIK

Gelen son bilgiler, Önder’in kararından vazgeçmesi için ikna edildiğini gösteriyor. İkna çabasında Öcalan’ın belirleyici olduğu da bu bilgiler arasında. Hatta Öcalan’ın Önder’e ‘kalması’ mesajını, her kesimden temsilcilerin yani masaya oturan ‘devlet temsilcileri’nin bulunduğu bir ortamda verdiği de konuşuluyor. Bu durumda -şakayla karışık- müzakerelere katılan devlet kanadının da Önder’in milletvekilliği üzerindeki konsensüse dolaylı bir şekilde katıldığı yorumları yapılıyor. Önder, İmralı’daki bu görüşmede Öcalan “Sen devam et“ deyince, “O zaman Ankara’dan aday olurum” çıkışını yapmış. Gerekçesini de şöyle açıklamış: “Madem Türkiyelileşiyoruz, o zaman Türkiye’nin başkentinden vekili olmayan Türkiye partisi olmaz.”

Haberin Devamı

KİLİT İSİMLERLE

Evet, Sırrı Süreyya Önder, HDP’nin Ankara 1. Bölgesi’nden yarışa girecek. Kimlerle mi? Mesela, Çözüm Süreci’nde sık sık görüştüğü, önceki gün de ‘HDP bizim siyasi rakibimiz’ diyen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’la… Çözüm Süreci’nin bir başka kilit ismi, Cumhurbaşkanı’nın ‘sır küpüm’ dediği Hakan Fidan da aday olsa Önder’in rakibi olacaktı. Ancak Fidan’ın yerine Cumhurbaşkanı’nın başka bir ‘sır küpü’ olacak: Mücahit Arslan. Bu arada Önder, AK Parti’den ciddi oranda oy alacağından emin gözüküyor.

AK Parti kapıyı kapattı

Abdullah Öcalandan Sırrı Süreyya Öndere adaylık iknası

Haberin Devamı

ŞİMDİLERDE dizi oyuncusu olan eski manken Tuğçe Kazaz’ın hakkındaki en sansasyonel haberler din değiştirdiğinde çıkmıştı. Aşkı için Hıristiyan oluşu, boşandıktan sonra Uzak Doğu felsefesine kendisini yakın hissetmesi, ardından İslam’a dönüp Umre’ye gitmesi ve dini konularda verdiği mesajlar çok konuşuldu. Şimdilerde de attığı tweet’lerle, hükümete verdiği destekle ve TRT’de kaptığı başrolle gündemimizde.
Bu kulisi okuduğunuzda magazin dünyasının ya da sosyal mecraların Kazaz’ın siyasi vizyonuna dar geldiğini, artık kendisini siyasetin uçsuz bucaksız ortamlarında göstermek istediğini anlayacaksınız. Ankara kulislerine yayılan bilgilere göre, Kazaz geçenlerde Ankara’ya gelmiş ve bazı sondajlarda bulunmuş. Önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan randevu istemiş. Ancak Erdoğan’ın kurmayları Kazaz’ı AK Parti yöneticilerine yönlendirmiş. Kazaz da bir arkadaşıyla birlikte AK Parti’nin kapısına dayanıp AK Parti Seçim İşleri Başkanı Mustafa Şentop’la görüşmek için uğraşmış. Kazaz, Şentop’la ayaküstü konuşmayı da başarmış ve AK Parti’de siyaset yapmak istediğini anlatmış. Şentop ise Kazaz’a AK Parti’ye hizmet etmenin birden fazla yolu olduğunu anlatarak kapıyı aralamamış. Kazaz’ın adaylık hayallerinin bu durumda bir sonraki seçime ertelendiği anlaşılıyor.

Haberin Devamı

Tuzluk taraması

AK Parti’de milletvekili aday adayı listeleri üzerinde ilk tarama yapıldı. Yaklaşık 6200 aday komisyonlarda tek tek incelendi ve 1200 aday ‘ikinci tur’a kaldı. Bugünlerde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da bizzat başkanlık ettiği toplantılarda aday listeleri netleştirilmeye çalışılıyor. Hürriyet Parlamento Büro Şefimiz Nuray Babacan’ın konuştuğu AK Partililere bakılırsa bu iş o kadar da kolay olmuyor. Çünkü 12 alt komisyon, 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde AK Parti’den aday olmak isteyen isimlerde sadece partinin standart şartlarını aramadı, aynı zamanda bir ‘tuzluk taraması’ da yaptı.

PARALEL SAKLANMA

Malum, AK Parti camiası, parti saflarından TBMM’ye girip, AK Parti-Cemaat kavgası başlayınca ayrılan milletvekillerine ‘tuzluk’ adını takmıştı. Alt komisyonlardan birinde görevli AK Partili bir kurmay yaptıkları taramayı şöyle anlattı: “Mülakatlar sırasında çapraz sorularla sadece bizim komisyon 4-5 ismin Paralel Yapı ile bağlantısını tespit etti. Kendilerini çok iyi saklıyorlar ama sorulara verdikleri cevaplar üzerine bazı isimlerle ilgili şüphelerimiz oluştu. Teşkilatın, bölge milletvekillerinin, STK’ların desteğini alan öyle isimler oldu ki, biraz derinlemesine araştırınca, Paralelci olduğunu öğrendik, listeden çıkardık.”

Haberin Devamı

İSTİHBARAT DESTEĞİ

Alt komisyonlar çok sayıda aday adayını eledi ama sayıları 20 civarında olan bazı isimler üzerinde tereddüt yaşandı. Bu durumda olan aday adaylarının isimlerinin yanına soru işareti eklendi ve bu kişilerle ilgili bir ‘kaçak’ olmaması için üst komisyona ‘profesyonel destek’ alınarak derinlemesine tarama önerildi. Profesyonel destek nereden mi alındı?
AK Parti kulislerinde dolaşan haberlere bakılırsa, bu destek istihbarat camiasından alındı. Bu kulis bilgisini resmi kaynaklara doğrulatabilmek kuşkusuz çok zor. Ama bu desteğin alındığı bilgisine itibar eden çok isim var AK Parti içinde. Kim bilir, AK Parti’deki ikinci taramanın ardından son tuzluk taraması da belki Beştepe’de yapılır.

Haberin Devamı

Seçici ahlak ahlaksızlıktır

Abdullah Öcalandan Sırrı Süreyya Öndere adaylık iknası

YABANCI basında son yıllarda başta ‘düşünce özgürlüğü’ ve ‘Suriye’deki muhaliflere destek’ olmak üzere birçok konuda Türkiye’nin aleyhinde yazılar arttı. Son eleştirilerden biri de New York Times Gazetesi’nden gelmişti. Dünyaca ünlü gazete, başyazısında Türkiye’yi açıkça Suriye’deki yabancı savaşçılara, yani IŞİD ve El Nusra gibi terör örgütlerine yeterli mesafeyi koymamakla suçladı. Bu ağır suçlamaya Ankara’dan anında sert karşılıklar geldi. Ancak bir yanıt daha vardı ki, gözlerden kaçtı. Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, makaleye tepki gösterirken şu ifadeyi kullandı: “Bu makale bir utançtır. Türkiye elinden gelenin en iyisini yapıyor. Ancak Batılı ülkeler Türkiye ile yeteri kadar istihbarat paylaşımında bulunmuyor. Sonrasında suçu Türkiye’ye atıyorsunuz. Bu seçici bir ahlak anlayışıdır ve seçici ahlaksa ahlaksızlıktır.”

Geçmişte yabancı basın, hele hele New York Times, Washington Post gibi dünyada ses getiren gazeteler olumsuz eleştiriler yaptığında Türk siyasetçiler sert çıkar, buna karşılık Türk diplomatlar ortamı yumuşatmaya çalışırlar, tansiyonu düşürerek yaratılan olumsuz algıyı düzeltilmeye çalışırlardı. Öyle anlaşılıyor ki ‘Yeni Türkiye’de diplomatlar da artık siyasetçiler ile aynı dili kullanıyorlar, ‘inceldiği yerden kopsun’ yaklaşımını sergiliyor. Dünyanın en saygın gazetelerinden biri olan New York Times’ı “ahlaksızlıkla” suçlayan bir Washington büyükelçisi bundan sonra bu gazetenin kapısını nasıl çalabilecek?

BAKMADAN GEÇME!