Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
Balıkesir’in ekonomisini güçlendirmek için bu organizasyonda payı olan başta Balıkesir Sanayi ve Ticaret Odası’nı, SGK Müdürlüğü’nü ve Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığı’nı tebrik ediyorum. Ödül alanları da tebrik ediyorum. Bu vesileyle 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde şahsıma gösterdiği teveccüh için sizlere, Balıkesir’e en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Hiç endişe etmeyin çoğu gitti azı kaldı. 2023’ten sonraki Türkiye tıpkı 2002’den sonraki Türkiye gibi bambaşka Türkiye olacak. Soruyorsun peki senin isteğin ne arkadaş söylesene. Ne bir proje var ne bir dikili taşları var. Ama karalama deyince var. Anadolu’da güzel bir söz var “oturarak hızır beklenmez” hedeflerimize ulaşmak için çok çalışacağız.
Bu süreçte açık konuşayım, dış güçler kadar içerdeki maşaları da çıktı. Kimi zaman kapatma davalarıyla ortaya çıktılar. Kimi zaman ekonomik siyasi sosyal kriz çıkarma çabalarıyla Türkiye’yi kötü günlerine döndürmenin gayreti içine girdiler. Gezi’den 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne kadar yaşadığımız hadiselerin gerisinde bu gayret var.
Ama bu işleri köpürterek ülkede bunlar bu işin siyasetini çirkin bir şekilde yapıyorlar. Bu oyuna gelmememiz lazım. Dedim ya bir olmamız lazım. Tek dertleri bu kriz kaos ortamında kendilerine bir rant devşirebilirler mi? Milletvekili sıfatı taşıyan iki zat, kendi ülkesini batı ülkesine mektupla şikayet ediyor, düşünebiliyor musunuz? Bizde böyle bir siyaset anlayışı, muhalefet anlayışı var. dünya değişiyor dönüşüyor. Küreselleşme bile neredeyse eskidi. Bizdeki bir takım kafalar ise ısrarla eski Türkiye’den vazgeçmiyor. Ama boşuna çırpınıyorlar. Bu ülke için hiçbir projeleri teklifleri olmayanların yeni Türkiye’de yeri yoktur.
"ANONİM ŞİRKET NASIL YÖNETİLİYORSA, TÜRKİYE BÖYLE YÖNETİLMELİDİR"
Başkanlık sistemine karşı çıkanlara bakıyorsunuz, kendileri soğuk savaş dönemi artığı 27 mayıs üretimi 12 eylül darbesiyle tahkim edilmiş bir sistemle Türkiye devam etsin diyorlar. Bu sistemde ısrar etmek milletimize haksızlıktır. Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye böyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı yürü yürüyebilirsen.
ABD parlamenter demokrasiyle başlamıştı, fakat yürümedi, başkanlık sistemine geçtiler. Fransa’da öyle. Orada da aynı şekilde bakıyorsunuz ta geçmişe gittiğiniz zaman o zamanlarda, çekildikten sonra peşine düştüler, geldi ve istediği sistemi oturttu orada da yarı başkanlık sistemi çıktı.
Ve çok daha ilginci, çok basit. Bir iç güvenlik yasasıyla ilgili parlamentoda müzakere süreci var. haftalar geçti, şimdi aylar dönmeye başlayacak neredeyse. Hala iç güvenlik yasası parlamentoda çıkmıyor. Çoğunluk iktidar partisinde. 220 mi büyük 310 mu büyük. E nasıl engelliyorlar bunu? Sistem sakat da onun için. Eğer bir madde 3 saatinizi alacak olursa, bunu güzelce kavga gürültüyle vesaire süslemeye kalkarlarsa oradan yasa çıkar mı? Gece sabahlara kadar bir mücadeledir gidiyor. Bazen de yorulduk ayrıldık diyorlar, gidiyorlar. Bu böyle yürümez. Bunların inanın demokrasiye de kesinlikle inançları yok. Eğer inanıyorsan engelleme, gel düşünceni söyle, projeni ortaya koy netice al. Bütün bunlar bu şekilde devam ederken bizler yeni Türkiye hasreti içerisindeyiz. Ve bu yeni Türkiye inanıyorum ki tabi ki bu yeni anayasala beraber olacak. Yeni anayasayla beraber de bu başkanlık sisteminin özellikle ülkemizde yerleşmesi gerekiyor. Bunun için de hedef 400 milletvekili. Bunu verdiğiniz zaman, biz size 400 vekil veriyoruz. Siz şimdi buna layık olun, yeni anayasayı yapın ve başkanlık sistemini getirin.
“İLK DEFA BURADA AÇIKLIYORUM”
Benim düşüncem ilk defa burada açıklıyorum. Çok daha farklı biçimde açıklıyorum.
Ben partileri madem ki tüzel kişiliktir, gerçek kişiyle tüzel kişiliği birbirine karıştırmayalım. Hep nüktedir biliyorsunuz, tüzel kişiye ceza verilir mi ya? Ceza kime verilmesi lazım gerçek kişiye verilmesi lazım. Bir partinin başkanı suç işlediyse ver. Mesela şuanda iktidar partisinin yaklaşık 22 milyon seçmeni var. Siz bunu kapattığınız anda bu ne demektir 22 milyonu cezalandırıyorsunuz. Bu adalet mi? Ha tekrar yenisi kurulur ayrı mesele. Ama niçin yanlış adımı atıyorsunuz?
Bu şimdi şöyle olması lazım. Bir siyasi partinin kapatılması gibi bir madde gündeme gelse, bunun için söylenmesi gereken, siyasi partinin kapatılması teklif dahi edilemez hükmünün oraya gelmesi. Ancak suçu işleyen kimse onlar bunun bedelini öder. Kökünden bunu kapatılması lazım. Aynı şeyi ben dernek vakıflar için söylüyorum. Suç işleyen kimse gel onları cezalandır. Tabelayı cezalandırmakla bir yere varamazsın, işin kısacası bu.