Güncelleme Tarihi:
‘HEP YÜRÜYEREK YAZDIM’
Doğup büyüdüğü ve romanlarına kaynaklık eden Çukurova’da girip çıktığı onlarca işten biri olan çeltik bekçiliği sırasında Savrun çayı boyunca haftada bir iki yaptığı yolculuklardaki gözlemlerini aklında tutar ve iyice ezberledikten sonra yazıya geçirirmiş. “İlk zamanlarda yürümek zorundaydım işim gereği” diye anlatır bu dönemi: “Sonradan yürümeden yazamayacağım düşüncesine kapılmış olacağım ki, hep yürüyerek yazdım.” İşte o 92 yıllık uzun yürüyüş sonunda Türkçe’nin en güzel örneklerinden oluşan 50’yi aşkın kitabı bıraktı arkasında. Bir de sıcacık gülüşünü.
KEMAL SADIK GÖĞÇELİ
Asıl adı Kemal Sadık Göğçeli olan Yaşar Kemal 1923 yılında Çukurova’nın karnına doğru yürümüş kayalıklı bir dağın koyağınaki Hemite (bugünkü Gökçedam) köyünde doğdu. Hemite o zamanlar şimdiki gibi Osmaniye’ye değil, Kadirli’ye bağlı bir köy. Hafızasına hayran olduğu annesi Nigâr Hanım’ın anlattığına göre ailesi Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü’ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugünkü Günseli) köyünden Birinci Dünya Savaşı’ndaki işgal yüzünden uzun bir göç süreci sonunda Adana’ya gelip, Gökçedam köyüne yerleşmişti.
BİR GÖZÜNÜ KAZADA YİTİRDİ
Küçük yaşta bir kaza nedeniyle tek gözünü kaybeden Yaşar Kemal, henüz dört buçuk yaşındayken babası Sadık Efendi’nin kan davası yüzünden öldürülmesine tanık olur. Türkçenin bu büyük ustasının doğduğu evde Kürtçe, köyde ise Türkçe konuşuluyordu. Ama o bu durumu hiç yadırgamaz. Hatta son derece doğal gelir kendisine. Eve gelen Kürt destancılarını da, köye gelen Türk âşıklarını da aynı doğallıkla karşılar. Ve onlar kadar köydeki kızlardan duyduğu türkülere benzer türküler söyleme isteğiyle ilk yazdıkları şiir olur. Dinlediği destanlar ağıtların peşine düşmesini ve ilk kitabının bir ağıt derlemesi olmasına yol açacağı gibi.
İŞÇİ, TRAKTÖR SÜRÜCÜSÜ...
Ortaokula devam ederken bir yandan da çırçır fabrikasında işçilik yapar. Ortaokulu son sınıfta terk ettikten sonra ise pamuk üretme çiftliğinde ırgat kâtipliği, halkevi kitaplığında hademelik, Zirai Mücadele’de ırgatbaşlığı, köy öğretmeni vekilliği, pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında su bekçiliği, arzuhalcilik gibi pek çok işte çalıştı.
TÜRKÜLER MÜFETTİŞİ
1940’lı yılların başında Adana’da sürgünde bulunan Pertev Naili Boratav, Abidin Dino ve Arif Dino gibi sol eğilimli aydınlarla tanışması hayatının dönüm noktalarından biri oldu. Çukurova’yı, Torosları adım adım dolaşıp sözlü ağıtları, türküleri derledi. Hatta bu yüzden Abidin Dino kendisine ‘Türküler Müfettişi’ adını taktı. Siyasi nedenlerle ilk tutukluluk deneyimini 17 yaşındayken yaşadı. Bundan 10 sene sonra ise Türk Ceza Kanunu’nun 142’nci maddesine aykırı eylemde bulunmak savıyla tutuklandı.
KOZAN CEZAEVİ VE İSTANBUL
Bir süre Kozan Cezaevi’nde yattı. 1951’de salıverildiğinde İstanbul macerası başladı. 1951-63 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesi’nde Yaşar Kemal imzası ile fıkra ve röportaj yazarı olarak çalıştı. Bu arada 1952’de ilk öykü kitabı Sarı Sıcak’ı, 1955’te bugüne kadar 40’ı aşkın dile çevrilen romanı İnce Memed’i yayımladı. 1962’de girdiği Türkiye İşçi Partisi’nde genel yönetim kurulu üyeliği, merkez yürütme kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. 1973’te Türkiye Yazarlar Sendikası’nın kuruluşuna katıldı ve 1974-75 arasınde ilk genel başkanlığını üstlendi. 1988’de kurulan Pen yazarlar Derneği’nin ilk başkanı oldu.
O bir dünya edebiyatçısı
Türk edebiyatının değil, dünya edebiyatının da önde gelen isimlerinden biri olan Yaşar Kemal, Türkiye’de aldığı çok sayıda ödülün yanı sıra yurt dışında da Uluslararası Cino del Duca Ödülü, Legion d’Honneur nişanı, Commandeur payesi, Fransız Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Letters nişanı, Premi Internacional Catalunya, Alman Kitapçılar Birliği Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü’nü aldı. Kemal’e 2’si yurt dışında olmak üzere 6 fahri doktorluk payesi verildi.
Toprak ağasına karşı yoksul halkın yanında
Yaşar Kemal’in başyapıtı olarak değerlendirilen 1955 yılında yazdığı ‘İnce Memed’ 40’ı aşkın dile çevrildi. İnce Memed, Toroslar’da beş köyün bütün topraklarına sahip bir ağaya karşı direnişi anlatan uzun bir serüveni anlatır. Sonunda İnce Memed toprakları gerçek sahipleri olan köylülere dağıtır, ağayı öldürür, dağa çekilip kayıplara karışır ve bir efsane kişisi haline gelir. Yazarın kendi deyimiyle, “mecbur adamın” öyküsüdür İnce Memed. Eser, masal, efsane tema ve motiflerinden yararlanarak romantik bir öykü kurduğunu gösterir.
Okurlarına vasiyeti
Yaşar Kemal’in Kasım 2014’te gönderdiği bir mesaj, adeta okurlara bırakılmış bir vasiyetti: “Bir, benim kitaplarımı okuyan katil olmasın, savaş düşmanı olsun. İki, insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin...”