CHP'li vekillerden Hidayet Karaca ve Yakub Saygılı'ya ziyaret

"KARACA’NIN TUTUKLANMASIYLA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE BÜYÜK BİR DARBE VURULMUŞTUR"

Cezaevi çıkışında açıklama yapan Sezgin Tanrıkulu, "Türkiye’de gazeteci Hidayet Karaca’nın tutuklanmasıyla basın özgürlüğüne büyük bir darbe vurulmuştur. Kendisinden de dinledik basına yansıyanların dışında. Gerçekten de hukuksuz bir biçimde tutuklandı. Yaklaşık 56 gündür de tutukludur kendisi. Çağlayan Adliyesi’nde bugün de maalesef hukuk da yok adalet de yok" dedi.

YAPTIKLARI BU HUKUKSUZLUK BİR GÜN MUTLAKA KENDİLERİNDEN SORULUR

Sadece Hidayet Karaca bakımından değil devam eden bir çok yargılama bakımından da hukuk olmadığını savunan Tanrıkulu, "Ben buradan bu kararları veren yargıçlara sesleniyorum. Kendilerini, kimliklerini, kim olduklarını çok iyi biliyoruz. Yaptıkları bu hukuksuzluk bir gün mutlaka kendilerinden sorulur. Ama sorulacağı zaman da adil yargılama kuralları içerisinde sorulacağını bilinmesini istiyorum" diye konuştu.

"TABİKİ BAKANA DA BAŞBAKANA DA SORACAĞIMIZ SORULAR OLACAK"

Tanrıkulu , "Burada bu cezaevinde yatan halen tutuklu ve hükümlü olan bir çok insan var bu şekilde kendisine zulmedilen. Biz kimliklerinden ve inançlarından bağımsız olarak bu durumu kamuoyuna yansıtmak amacıyla bugün geldik. Ve gelmeye devam edeceğiz. Ayrıca Yakup Saygılı’ dan da 17-25 Aralıkla ilgili olarak yaşanan hukuksuzlukları bir kez daha dinledik. Kendisinden çok değerli bilgiler aldık. Bu bilgileri daha sonra sizlerle paylaşacağız. Burada oluşumuz da zaten meclisin gündemine yansıması için bir neden. Tabi ki Bakana da Başbakana da soracağımız sorular olacak. Şunun altını çizerek söylüyorum basın özgürlüğü bakımından basın kuruluşları iyi sınav vermiyor. Kimliğinden ve düşüncesinden bağımsız olarak burada medyaya yapılmış bir darbe var, bir baskı var. Ve bu baskı hukuk dışı yapılıyor. Yargıçlar alet edilerek yapılıyor. Yargıçların buna alet olmaması lazım. Yargıçların kanunsuz emirleri yerine getirmemesi lazım. Yürütme organının sopası olmaktan çıkması lazım" ifadelerini kullandı.

ELEŞTRİLERE YANIT

Ziyaret eleştirilerine de değinen Tanrıkulu, "Bu yayın grubunun ya da başka yayın gruplarının zamanında yaptıkları hukuksuzluklara biz karşı çıktık. Zamanında yapılanlar olmaları onların bugün hukuk dışı olarak içerde tutulmalarını haklı göstermez. Bugün burada insan haklarına aykırı bir durum var. Hidayet Karaca’nın şahsında medyaya da var diğer basın emekçilerine de var. Avrupa Parlamentosu’nun neredeyse büyük bir çoğunlukla bu durumu kınadığını biliyoruz. Yine 70’ten fazla senato üyesinin Obama’ya mektup yazdığını biliyoruz. Buraya gelişimiz değişik çevrelerce eleştirildi ve manşete çıkarıldı. Biz burada bundan önce olduğu gibi, daha önceki davalara da geldik, KCK davasına geldik, Ergenekon ve Balyoz’a geldik. Odatv, Casusluk.. tek bir ortak kaygımız var. İnsan hakları ve adaletin gerçekleşmesi. Kimliği ne olursa olsun gelmeye de devam edeceğiz" dedi.

"BİZ İNSANLAR ADİL YARGILANSIN DİYORUZ"

"CHP olarak hukukun üstünlüğünü savunmak adına haksızlık kime karşı yapılırsa yapılsın kimden gelirse gelsin bunun karşısında durmak adına buraya geldik" diyen Ali Özgündüz ise, "Biz kişilerin mensubiyetine inancına ideolojisine cemaatine bakmayız biz hukukun üstünlüğünü savunuruz. Özellikle birinci ağızdan dinleyelim dedik" dedi.

"Gazeteci Hidayet Karaca’yı ziyaret ettik" diyen Özgündüz, "Bize bazı bilgiler de verdi. sorgulamada açık kaynaktan elde edilen bilgilere göre sorular sorulmuş. Böyle birşey olmaz ben eski bir cumhuriyet savcısıyım. 17-25 Aralık’ta mahkeme kararıyla yapılan dinlemeler, yasal dinlemeler delil olmaz argümanını kullanırken AKP, burada Hidayet Karaca olayında mahkeme istihbarat dinlemeleri açık kaynaktan elde edilen dinlemeler üzerine suçlama yapılmış. Geçmişte olduğu gibi uyduruk delillerle burada yapılan yargılamalarda olduğu gibi bugün de aynı olayla karşı karşıyayız. Biz Ergenekon’da, Balyoz’da, Odatv’de hangi noktada durduysak bugün de aynı noktadayız. Biz insanlar adil yargılansın diyoruz. Yargıya güven kayboluyor" ifadelerini kullandı.

"BU TAMAMEN 17 ARALIK SORUŞTURMASINI YAPTIĞI İÇİNDİR"

Yakub Saygılı ile de görüştüklerini ifade eden Özgündüz, "Yakub Saygılı’ya da hükümeti devirmeye teşebbüs gibi garip bir suç isnat ediliyor. Bu tamamen 17 Aralık soruşturmasını yaptığı içindir. 25 Aralık’ı yapamadı zaten görevden alınmıştı. Onun yerine gelen kişilerin TİB’den indirdiği ses kayıtları bunun hakkında suçlama olarak kullanılıyor. Bir garabet var. Bu tamamen AKP’nin 17-25 Aralıkla bu toprakların gördüğü en büyük yolsuzluk olayını kapatmaya dönük bir operasyonudur. Olay siyasidir, hukuki değildir. Hukuksuzluk kime karşı yapılırsa yapılsın biz onun karşısındayız" diye konuştu.

"AKP’LİLERİ DE GELİP ZİYARET EDECEĞİZ"

Ziyaretin "Cemaatle işbirliği olduğu" iddialarına da yanıt veren Özgündüz şöyle konuştu: "Ergenekon, Balyoz davalarında bizim üzerimize polis gaz su sıkarken insanlar bariyerlerin arasında ezilme tehlikesi geçirirken cemaat denen yayın organları beni günlerce eleştirmişti. Ona rağmen biz buradayız. Çünkü hukuku savunuyoruz. AKP bir algı yaratmaya çalışıyor. ’Cemaate adım’ falan. Cuma’dan beri sürekli medyada başta da Melih Gökçek olmak üzere ’CHP ile cemaatin işbirliğinin delili’ gibi saçma sapan iddialar var. Tanrıkulu söylemedi, Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır DGM’de yargılandığı zaman orada da o davayı izlemişti. Yarın AKP’lilerde bu dönemde yaptıkları hukuksuzluktan dolayı burada yargılanacaklar bunu söylüyorum. Onları da gelip ziyaret edeceğiz. Onlara karşı bir hukuksuzluk varsa onun da karşısında duracağız. Bu CHP’nin ideolojik duruşudur"

Açıklamaların ardından Tanrıkulu ve Özgündüz araçlarına binerek cezaevinden ayrıldı.