Akkuyu kararına jet dava geliyor

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, ÇED olumlu kararının iptali için mahkemeye başvuracaklarını belirterek, "Düşünebiliyor musunuz ki 'olumlu kararı' veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığında bir tane bile nükleer mühendis, uzman yok. 5 ila 7 yıl soğuması beklenecek nükleer atıkların bu süre zarfında ne olacağı yok. Olası bir kazada hangi coğrafi alanın radyasyon tehlikesinden etkileneceği yok. İşte tüm bu nedenlerde 'ÇED olumlu' kararına itiraz edeceğiz ve bunu mimarlar ile çevre, inşaat, şehir gibi tüm mühendis odalarının üst örgütü olan TMMOB aracılığıyla yapacağız" dedi.

Bozoğlu, itirazlarını ise şöyle sıraladı:
- ÇED raporuna ilişkin süreçleri inceleme değerlendirme komisyonu yapıyor. 'Olumlu' ya da 'olumsuz' kararını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı içindeki ÇED Genel Müdürlüğü veriyor. Sonra da bu karar, bakana sunuluyor ve nihai kararı da Bakan İdris Güllüce veriyor. Ama 'ÇED olumlu kararını veren bu genel müdürlük içinde ya da bakanlığın başka bir biriminde nükleer bir mühendis yok. Uzmanı olmayan kişilerce 'olumlu' karar nasıl verildi?
Bu kararı veren kişiler, bir nükleer santrala gitmiş midir, orada bir eğitimden geçmiş midir? Atık yönetimi konusunda bir eğitim almış mıdır? Aksi halde bilgileri, eğitimleri, uzmanlıkları yokken nasıl böyle bir kararı verebiliyorlar?

KAZA OLURSA HATAY, SURİYE VE KIBRIS DA ETKİLENECEK

- 3 bin sayfalık ÇED raporunda atık yönetimine ilişkin somut çözüm önerisi yok. Atıkların taşınıp Rusya'ya gönderileceği söyleniyor. Ama atıkların taşınabilmesi için öncelikle soğumasının beklenmesi gerekiyor; ki bu da 5 ila 7 yıl sürüyor. Dolayısıyla o atıklar 5 ila 7 yıl boyunca santral içindeki soğutma havuzunda tutulacak.
- Santralde olası bir kaza ya da problem durumunda, örneğin deprem oldu, savaş çıktı, soğutma makineleri bozuldu, ortaya çıkacak radyasyon, hangi sürede ve miktarda nereleri etkileyecek? Yani etki alanı ne olacağına dair de raporda bilgi yok. Biz oda olarak bir modelleme çalışması yaptık ve olası bir kazada sadece Mersin'in değil; Hatay, Suriye ve Kıbrıs gibi geniş bir coğrafyanın etkileneceği öngördük.

"10 BİN KİŞİLİK YERLEŞİM RUS TOPRAĞI SAYILACAK"

- Nükleer santralın yapım ve işletme aşamasında 10 bine yakın kişinin barınabileceği yeni bir yerleşim alanı kurulacağını biz rapordan öğreniyoruz. Bu yerleşim yerinde yurtdışından, Rusya'dan gelecek kişiler yaşayacak. ‘Güvenlik zon'u olarak adlandırılan bu yerin yerin güvenliği Rusya tarafından sağlanacak. Yani bir anlamda santral ve çevresinde Rus toprağı oluşmuş olacak. Bu da bizi çok endişelendiriyor.

"İTİRAZLARA ÇÖZÜM BULMADAN, PUTİN GELİYOR, DİYE ONAYLADILAR"

- Putin'in geliyor, diye alelacele 'olumlu kararı' verdiler. Oysa rapora o kadar çok itiraz olmuştu ki; gelen eleştirileri, kaygıları gidermeleri; çözüm bulmaları gerekirken hiçbir düzeltme yapmadan raporu onayladılar.