Güncelleme Tarihi:
Garipoğlu'nun cesedi, infaz koruma memurları tarafından dün sabah 08.00'de, tek başına kaldığı 3'lü koğuşunda bulundu.
Garipoğlu'nun Silivri 5 No'lu Cezaevi'nde 3'lü koğuşta tek başına kaldığı, kamera sisteminin ise koğuşun ortak avlusunda bulunduğu belirtildi. Kamera görüntülerinde yapılan incelemede, koğuşa kimsenin girmediği görüldü.
Koğuşun en son 02.00'de kontrol edildiği, ilk incelemelerde olayın 02.00 ile 08.00 arasında olduğu tespit edildi.
Garipoğlu'nun koğuşundan aynı yerdeki diğer boş koğuşa geçtiği, başına poşet geçirerek, çamaşır ipiyle kendisini boğduğu öğrenildi.
Cinayetten 197 gün sonra 17 Eylül 2009'da teslim olan Garipoğlu, tutuklu kaldığı süreyi Maltepe ve Silivri'deki cezaevlerinde geçirdi. 11 Şubat 2010 yılında ilk kez hakim karşısına çıkan Cem Garipoğlu olayın nasıl olduğunu anlatarak, "Münevver’i cansız görünce kendimi de öldürmek istedim. Ancak yapamadım" demişti.
ÖLÜMDEN 1 GÜN ÖNCE
CEM’in önceki gün yapılan açık görüşte ailesiyle bir saat görüştüğü, görüş sonrası iki tarafın da moralinin bozuk olduğu öğrenildi.
SOSYAL MEDYAYA BOMBA GİBİ DÜŞTÜ
Cem Garipoğlu'nun intihar etmesi sosyal medyaya da bomba gibi düştü. Garipoğlu'nun intiharı Twitter'da en çok konuşulan olaylar arasına girdi.
CENAZESİ CEZAEVİ'NDE ÇIKARILDI
Cem Garipoğlu'nun cenazesi saat 13.50 sıralarında cenaze aracıyla cezaevinden çıkarıldı. Cenaze aracı ve çevresinde Garipoğlu'nun yakınlarında kimsenin olmadığı görüldü.
24 YIL HAPİS CEZASI ALMIŞTI
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011'de, Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu'nu “çocuğa karşı tasarlayarak, canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek” suçundan 24 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, Cem Garipoğlu'nun uzun süre kaçmasını, fiilden sonraki davranışlarını ve cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkilerini göz önüne alarak, hakkında “cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin” uygulanmasına yer olmadığına karar verdi.
Münevver Karabulut'u öldürdükten sonra kayıplara karışan ve günler sonra yakalanan Cem Garipoğlu yakalandığında Hürriyet Gazetesi'ne böyle manşet olmuştu: