Güncelleme Tarihi:
Bahçeli, IŞİD, PKK ve PYD terörü ile TBMM’nde görüşülecek olan tezkereyle ilgili bir açıklama yaptı. IŞİD terörünün körüklediği bölgesel kaos ve kriz dalgasının Türkiye’yi üst seviyede tehdit ettiğine dikkat çeken Bahçeli, Türkiye’nin riskli, sıkıntılı ve çok aktörlü vahim bir dönemin, çözülmesi zaman alacak çok değişkenli bir denklemin ortasında kaldığını ifade etti. Sınır güvenliğimizin denetim ve dengesi bıçak sırtındadır. Türk milleti ve komşu halklar barbarların, barış ve insanlık katillerinin hedefindedir.” açıklamasında bulunan MHP Lideri, “Çevremizdeki ülke ve coğrafyalar ateşin, asayişsizliğin ve anlaşmazlığın merkezindedir. Etnik ve mezhep kutuplaşması Şam’dan Bağdat’a, Trablus’tan Sana’ya, Tunus’tan Kabil’e kadar etap etap tüm bölgeyi kavramış, deyim yerindeyse karantinaya almıştır. Arap Baharı’nın acıklı sonuçları Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya kadar her yeri baştan ayağa kabus gibi sarmış ve sarmalamıştır. İslam âlemi kapkaranlık bir dehlize çırpına çırpına düşmüştür.” dedi.
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU SÖZLERİNİN ARKASINDA MI?
Bir ara Esad karşıtlığının sağladığı motivasyonla aynı kareye giren, aynı hizaya gelen terör şebekelerinin, çıkar çatışmaları ve farklı yönlendirmelerle epeydir birbirlerini yemekle meşgul olduğuna değinen Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na şu soruları yöneltti: “Suruç ilçemizin karşı tarafında yer alan ve Arap Pınar olarak bildiğimiz Halep’e bağlı Ayn el-Arap ilçesinde 15 Eylül’den buyana yaşananlar başka türlü izah edilemeyecektir. Bölücülerin burayı Kobani olarak isimlendirmesi, sözde Batı Kürdistan’a Rojava demeleri ise tarihi gerçekleri saptırmaya yetmeyecektir. Merak ediyoruz, Başbakan Davutoğlu, 2012 yılının Temmuz ayında, “Halep ve etrafta kamu düzeni sağlanamazsa Türkiye kendini güvende hissedemez” açıklamasını acaba hatırlıyor mudur? Yine o tarihlerde dile getirdiği, “ister PKK, ister El Kaide veya başkası; herhangi bir terör unsurunun sınır boylarımızda olmasına izin vermeyiz. Meşru müdafaa sebebi sayılır.” sözlerinin hala arkasında mıdır?”
"IŞİD GAYRİ MEŞRU İSE PKK-PYD’DE GAYRİ MEŞRUDUR"
Dünyanın ahlak ve vicdan sınavından geçmekte olduğuna dikkat çeken Bahçeli, terör karşısında tarafsız bölgenin olmadığını ve iyi veya kötünün terörist tasnifi ise insanlığın ihlali olduğunu kaydetti. “Karşımızda insan kafası kesen, toplu infazlara imza atan, kadınları esir alıp cariye olarak satan, beşeriyeti titreten kanlı ve katil bir örgüt vardır. Bu örgüt ki, yüce dinimiz İslam’ı eşkıyalığına alet ederek cihat ve şehadeti açıkça ve alçakça sömürmektedir.” açıklamalarında bulunan MHP Lideri, Türkiye için IŞİD ne kadar gayri meşru ise PYD-PKK da o kadar gayri meşru, yasa dışı ve uluslararası hukuka aykırı insanlık düşmanı olduğunu belirtti.
"ERDOĞAN ÇAĞRI YAPACAĞINA KENDİ SİCİLİNE BAKSIN"
Ak Parti Hükümeti’nin terör örgütleri arasında seçim yapma, ehveni şer görme hak ve salahiyeti olamayacağını belirten Bahçeli, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz Pazar günü Dünya Ekonomik Forumu’nda; "Ey dünya, IŞİD’e karşı ayaklanıyorsun da PKK’ya karşı neden ayaklanmıyorsun” sözleri son yılların en tutarsız, en ucuz, en sorunlu açıklamasıdır. Erdoğan bu ifadelerini BM Genel Kurulu’nda söylemekten çekinmiş veya aklı başına yeni gelmiştir. PKK’yı şımartan, pazarlıklarla dirilten, terörist devşirmesine kolaylık sağlayan, hain taleplerine çözüm ve açılım süreçleriyle kucak açan Erdoğan’ın şikayet ve sızlanmaya hiç hakkı yoktur. Ve hiç kimse saf değildir. Erdoğan’ın, Dünya’ya çağrı yapacağına kendi vicdanına ve geçmiş siciline bakması ahlaken tutarlılık olacaktır. Şayet Türkiye, ABD’nin çağrısına uyarak koalisyon gücüne katılması halinde zımnen PKK-PYD terörünü arkalayacak, bölücülüğün kuyruğuna takılacaktır. Yok uymazsa bu defa da IŞİD’e onay vermiş sayılacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ABD’de, IŞİD’e yönelik sürdürülen operasyonla ilgili “üzerimize düşen görev neyse yapacağız” demesi, ek olarak askeri ve siyasi destekten bahsetmesi tercihin çoktan yapıldığına işarettir. Erdoğan, sınır dışına asker gönderme yetkisinin sadece ve sadece TBMM’ne ait olduğunu bilmeyecek kadar cahil olamayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"CUMHURBAŞKANI TÜRKİYE ADINA TEK BAŞINA KARAR ALAMAZ"
Erdoğan’ın ABD dönüşü esnasında IŞİD’le ilgili dört ayaklı bir plana vurgu yaparak, "Kara esastır, böyle bir örgütü havadan bitiremezsiniz, Türkiye üzerine düşen görevi yerine getirecektir” demesinin sorumsuzluk olduğunu ifade eden Bahçeli, “Cumhurbaşkanı Türkiye adına bağlayıcı kararları tek başına nasıl alabilmekte, ABD’ye askeri müdahaleye katılma güvencesini hangi yetkiyle verebilmektedir? Hükümet nerededir, Samsun’da balık avlamakla meşgul olan, rüyalarında Hegel ve Gazali’yle tartışan Başbakan ne yapmaktadır? Elbette IŞİD büyük bir tehdittir ve mutlaka tepelenmeli, çok acil başı ezilmelidir. Ancak PKK-PYD-YPG-YPJ da aynı derecede, belki de daha fazla ölçüde Türkiye’nin başına ve çevresine çöreklenmiş bir musibetin farklı farklı isimleridir. IŞİD’le mücadele ederken, PKK-PYD’ye yol verilmesi ve alan açılması büyük Kürdistan’ın batı kısmını ikmal edecektir. Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün vazgeçilmezliği ve tüm terör gruplarının bölgeden temizlenmesi yegane öncelik olmalıdır. Hükümet oldubittilerle, uçuşa yasak bölge yaklaşımlarıyla yeni bir peşmerge yönetiminin kapağını aralamamalıdır." açıklamalarında bulundu.
"TEHDİT DOĞRUDAN TÜRK MİLLETİNE YÖNELİK"
Erdoğan ve Davutoğlu’nun tarih önünde büyük bir vebal altında olduğunu kaydeden MHP Lideri, Irak ve Suriye başta olmak üzere, bölge ülkelerinin küresel vesayeti reddetmesi, insan varlıklarını ve coğrafi bütünlüklerini müdafaa edecek basiret, cesaret ve dirayeti gösterebilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bahçeli şöyle devam etti: "Kaybedecek zaman yoktur. IŞİD, buzdağının sadece görünen kısmıdır. Bu örgütün kimlerin elinde palazlandığı, militanlarının sevkiyat ve kaynağını nasıl sağladığı, kimler eliyle silahlandırıldığı tam açıklığa kavuşmadan hava veya kara operasyonu yeni sorunlara davetiye çıkaracaktır. Tehdit direkt ve doğrudan Türk milletine yöneliktir. Amaç ise dört parçalı Büyük Kürdistan’ın duvarlarını örmek, çatısını kurmaktır. IŞİD-PYD-PKK tarihin çöplüğüne emelleriyle birlikte süpürülmeden iç ve dış tehditler azalmayacaktır."
"TEZKERE’DEKİ TERCİHİMİZİ TÜRK MİLLETİNDEN YANA KULLANACAĞIZ"
Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’yi namusu gibi gördüğünü belirten Bahçeli, "Partimiz, TBMM’nin gündemine gelecek tezkereye de her türlü eleştirisi saklı kalmak kaydıyla, bu hassasiyetle bakacak ve tercihini Türk milletinden yana kullanacaktır. Bahse konu olan Türkiye’nin güvenliği, tarihi hak ve çıkarlarıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletini, Türk vatanını, Türk bayrağını ve bin yıllık kardeşlik hukukunu kutsal bir emanet gibi savunulmasını şart görmektedir. Hiçbir şey bitmiş olmayıp tarih henüz hükmünü de vermemiştir. Zaman her şeyin ilacı, millet iradesi her şeyin devası, Yüce Allah’ın himmet ve himayesi her şeyin üstüdür." ifadelerini kullandı.