Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, kurtarılan Musul Konsolosluğu personelini ve ailelerini Çankaya Köşkü’nde kabul etti. Burada kendilerine hitap eden Erdoğan, herkese geçmiş olsun dileklerini ileterek "Metanet ile kurtuluşu beklediniz. Bundan dolayı sizleri ayrıca tebrik ediyorum, kutluyorum. Hiçbir oyuna gelmediniz. Tahriklere kapılmadınız. Bu sabrınız, bu metanetiniz her türlü takdirin üstündedir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, koalisyon tekliflerini rehin tutulan personellerin can güvenliğini düşünerek kabul etmediklerini belirterek "Eğer biz bazı koalisyon taleplerine tekliflerine o anda hemen ’Ne demek, tabi. Biz de varız’ denilebilirdi. Dünyanın devleri bir arada. Beraber onu da yapalım, bunu da yapalım diyorlar. Ama biz hemen bu işe evet diyemezdik. Çünkü bizim 49 canımız var. Bizim için bunlar hallolmadan biz adım atmayız, atamayız dedik. Personelimizin can güvenliğini, özgürlüğünü düşünerek yol haritamızı buna göre belirledik" diye konuştu.
Erdoğan, ayrıca ailelerine kavuşan personellere tatil müjdesi vererek "Çok ayrı kaldınız. Yasal olarak 1 ay izinli sayalım. 1 ay izin kullanmak sureti ile sizler ailece bir arada olun" ifadelerini kullandı.
102 GÜN SONRA BU BULUŞMA BAYRAM BULUŞMASI GİBİ
Erdoğan "Sizleri, bu anlamlı buluşmada en kalbi duygularımla selamlıyorum. Dün sabahın erken saatlerinde ülkemize dönüşünüz gerçekten bizlere ayrı bir mutluluk yaşattı. Tabi 102 gün aradan sonra bu buluşma adeta bir bayram buluşması gibiydi. Bu süre içerisinde malum sürekli olarak takip, sürekli olarak herhangi bir tahrike oyuna gelmeden sizin hassasiyetlerinizi de düşünerek bu süreci takip ettik. Rabbime hamdolsun bayram denilecek bir son ile bu iş noktalanmış oldu. Bu tabi ayrı bir mutluluktu. Özellikle bu bir özgürlüğe kavuşmaydı, bir hürriyete kavuşmaydı. Musul Başkonsolosumuz, ailesi ve çalışma arkadaşlarını bugün kabul edip sizlerle bir arada olmak şahsım, ailem ve milletim için ayrı bir mutluluk vesilesi. Bir kez burada öncelikle 8 ayrı noktada buna gurbet demeyeceğim ayrı bir çile diyeceğim dolduran siz değerli kardeşlerimi, sizlerle birlikte bu çileyi vatanında yaşayan eşleriniz, anneleriniz, babalarınız, kardeşleriniz onlar da siz de orada bunu yaşarken kendileri de burada bu çileyi aynı şekilde yaşadılar. Hepsine geçmiş olsun diyorum" dedi.
METANETLE KURTULUŞU BEKLEDİNİZ ORADA BİR KARDEŞİMİZİN BİLE BURNUNUN KANAMASI BİZİ KAHREDERDİ
Konsolosluk personelinin kurtarılma sürecinin büyük bir titizlikle yürütüldüğüne vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Metanetle kurtuluşu beklediniz. Bundan dolayı sizleri ayrıca tebrik ediyorum, kutluyorum. Hiçbir oyuna gelmediniz. Tahriklere kapılmadınız. Bu sabrınız, bu metanetiniz her türlü takdirin üstündedir. Bundan dolayı sizleri ayrıca tebrik ediyorum. Buradaki vakur duruş, aslında bu milletin vakur duruşunun da ayrı bir ifadesi. Hadisenin vuku bulduğu andan itibaren o günlerde başbakan olarak bu görevi sürdürüyordum. Cumhurbaşkanı olduğum andan itibaren de aynı şekilde bulunduğum makamın mesuliyeti ne ise bu şekilde bu takibi sürdürdüm. Bu bizim her zaman acil gündem maddemiz oldu. Hatta bir keresinde Özay Hanım’ı kabulümde de kendisine de söyledim. Sizlerle sürekli irtibat kurmuyoruz diye bu iş acaba unutuldu mu, diye düşünürseniz biz de üzülürüz demiştim. Çünkü biz her an bu işle yatıyoruz bu işle kalkıyoruz. Gerek Dışişleri Bakanım, gerek Dışişleri Bakanı Müsteşarım, gerek Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarım ve oradaki ekipler, sürekli bu işin içindeler. Sürekli kendileri ile görüşüyorum. Sürekli irtibat halindeyiz. Her şey an meselesi diye düşünüyoruz. Ama öyle bir gelişmeler oluyor ki bir anda bakıyorsunuz bir noktadan alıyorlar öbür noktaya getiriyorlar. Oradaki hazırlıklarınız bu sefer değişiyor. Oradan alıyorlar bir başka yere götürüyorlar yaptığınız hazırlıklar orada değişiyor. Bütün bunlarla beraber bir kovalamaca oynuyorsunuz. Bu iş tabi heyecanla duygusal olarak olmazdı. Eğer böyle bir şey yapmış olsaydık Allah muhafaza orada bir kardeşimizin burnunun kanaması bizi kahrederdi. Başta Milli İstihbarat Teşkilatımızın Müsteşarına tüm ekibine bunun yanında Türk Silahlı Kuvvetlerimizin değerli Genelkurmay Başkanımın tüm ekibine onlar da aynı hassasiyetle bu işi sürdürdüler. Bu çalışma birlikte yürüdü. Burada et tırnak gibiydik. Ayıramazdık. Bu çalışmayı bu hassasiyet içerisinde sürdürmemiz gerekirdi" diye konuştu.
"DEVLET YÖNETMEK BAKKAL İŞLETMEYE BENZEMEZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşulanlar oluğu kadar konuşulamayacakların da olduğunu belirterek "Konuştuklarımız, konuşacaklarımız bir de tabi konuşamayacaklarımız var. Devlet yönetmek bakkal işletmeye benzemez. Buradaki bu hassasiyetleri korumak durumundasınız. Korumadığınız zaman bunun farklı faturaları gelir. Bu faturalara da tabi katlanmak öyle kolay bir iş değil. Umudumuzu hiçbir zaman yitirmedik. Bu umudu koruduk. Bu umudu koruduğumuz için de inanın başarısız olmayı aklımızın ucundan dahi geçirmedik. Ama dedik sabredeceğiz. Sizlerin can güvenliği, bunu düşünmek bizim asli görevimizdi. Özgürlüğe kavuşturmak asli görevimizdi. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarını muhafaza etmek bizim için çok çok önemiydi. Eğer biz bazı koalisyon taleplerine tekliflerine o anda hemen ’Ne demek, tabi. Biz de varız’ denilebilirdi. Dünyanın devleri bir arada. Beraber onu da yapalım, bunu da yapalım diyorlar. Ama biz hemen bu işe evet diyemezdik. Çünkü bizim 49 canımız var. Bizim için bunlar hallolmadan biz adım atmayız, atamayız dedik. personelimizin can güvenliğini, özgürlüğünü düşünerek yol haritamızı buna göre belirledik" diye konuştu.
"İÇERİDE VE DIŞARIDA SORUMSUZ TAVIRLAR SERGİLEDİLER"
Personellerin rehin tutulma sürecinde bazı istismarların yapıldığını söyleyen Erdoğan, "Bugün şu hususu net bir şekilde ifade etmek istiyorum. 102 gün aradan sonra personelimizin alıkonulma hadisesini son derece isabetli bir yaklaşımla kamuoyu gündeminden nasıl ki uzak tutma çabası içinde olduysak bu son derece hassas ve nazik konuyu istismara açık olan konuyu koruma altına aldık. İstismarına da pek fırsat vermedik. Üzülerek ifade etmeliyim ki içeride ve dışarıda maalesef bazı siyasetçiler ve bazı medya kuruluşları bilerek ya da durumun nezaketini bilmeden oldukça sorumsuz tavırlar sergilediler. Bu oyuna da gelebilirdik. Ama gelmedik. Biz personelimizin can güvenliğini düşünüp sükutu tercih ederken konuşmak yerine iş yapmanın mücadelesini verirken durumun hassasiyetinden maalesef rant sağlama gayreti içerisinde olanlar da bu arada oldu. Onlar attıkları manşetlerin yaptıkları yorumların personelimizin canına mal olabileceğini düşünmezken biz sabırlı davrandık. Sabırlı davranmak durumundaydık" ifadelerini kullandı.
"TARİHE MAL OLACAK BİR İMTİHAN SÜRECİNDEN GEÇTİK"
Erdoğan, konuşmasında Yeni Türkiye vurgusu yaptı ve şu anda 1 milyon 300 bin Suriyeli ve Iraklının Türkiye’de bulunduğunu ifade ederek şunları kaydetti: "Tarihe mal olacak bir imtihan sürecinden geçtik. Bu imtihan başarılı bir şekilde neticelendi. Türkiye artık eski Türkiye değil. Yeni Türkiye vurgusu yaparken esasında biz bunu kastediyoruz. Yeni Türkiye bu. Büyük bir devlet olarak birtakım risklerle karşılaşmamız birtakım imtihanlara maruz kalmamız son derece doğaldır. Şu anda 1 milyon 300 bin Suriyeli ve Iraklıyı eğer topraklarımızda bir ensar anlayışı ile misafir ediyorsak bu milletin büyüklüğünün ifadesidir. Bunun bize getirdiği bazı sıkıntılar yok mu? Var. Bunların da farkındayız. Ancak hiç unutmayın ki bombaların altında onları bırakmak çok büyük bir zulüm olurdu. Büyüklüğümüze yakışan da bırakın biraz sıkıntı biz çekelim ama o insanlara ev sahipliği yapmak bizim tarih boyunca bu Türkler var ya bunlar, o bombaların altında kaçan hele hele dün televizyonda engelli bir yaşlı teyzenin sürünerek bizim topraklara geçişini gördüm. Şimdi onu siz o bombaların altında nasıl bırakırsınız? Biz ecdadımızdan aldığımız o ahlak, medeniyet anlayışını, oluşan kültürümüzü bugün de yaşamak gelecekte de yaşatmak durumundayız. Şu anda yaptığımız da budur"
"ÇOK AYRI KALDINIZ, 1 AY İZİNLİ SAYALIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurtarılan personellere aileleriyle vakit geçirebilmeleri için tatil müjdesi vererek "Çok ayrı kaldınız bu arada. Diyorum ki bu ara şöyle bir ay bir izin, yasal olarak 1 ay izinli sayalım. 1 ay izin kullanmak sureti ile sizler ailece bir arada olun. Bu 3 ay ayrılık 1 ay izinle gitmez ama yine de hayat devam ediyor. Bu bir fırsattır. 1 ay bir aydır. Gerçi okullar da başladı ama okullarla beraber kaynaşarak bu süreci inşallah devam ettirmiş oluruz" dedi.