Güncelleme Tarihi:
Altıkulaç özetle şöyle dedi: “Yıllarca bilinçsiz bir şekilde kolaycılığa kaçtık ve isteğe bağlı din eğitimini, din öğretimini içeren zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi olarak uyguladık. En ciddi yanlışı burada yaptık. Televizyonlardan, yazılı basından defalarca gündeme getirmemize rağmen kulak asan olmadı. Rahmetli Avni Akyol’un Milli Eğitim Bakanlığı döneminde bir komisyon bu konuda başka bir garabete daha imza attı. Musevi ve Hıristiyan vatandaşları (istemeyerek tabii) zorladılar; ‘Çocuklarımıza bu dersi okutmak istemiyoruz derlerse muaf tutulabilirler’ dendi. Yani Anayasa bir başka maddesiyle ‘Hiç kimse dini inancını açıklamaya zorlanamaz’ derken biz Musevi veya Hıristiyanları dini inançlarını açıklamaya zorladık. Öteki taraftan isteğe bağlı din eğitimi ihtiyacını karşılamadık; tuttuk zorunlu din dersinde çocuklara sûre ezberlettik, abdest almayı öğrettik. Bu kolaycılıkla güya vatandaşın ihtiyacı olan din eğitimini vermeye çalıştık. Bu da haklı tepkilere yol açtı. AİHM’ye gitti. Uygulamayı düzeltemediğimiz için AİHM karşısında savunmamız yeterli olmadı. ”