Güncelleme Tarihi:
NTV'de değerlendirmelerde bulunan Çelik, şunları söyledi:
HAYATİ YAZICI'NIN KABİNE DIŞI KALMASINA ŞAŞIRDIM
Hayati Yazıcı'nın kabine dışı kalmasına şaşırdım.
Süvari kaptanıydı. Ama ekonominin çarkçı başısı ve dümenci başısı Ali Babacan'dı.
İLLE DE GENEL BAŞKAN YARDIMCISI OLMASI GEREKMİYOR
Beşir hocamız da neredeyse hiç değişmeden bakanlık yapan arkadaşlarımızdan bir tanesiydi. Bundan sonra da biz Beşir hocanın ilim bilgisinden, malum siyasete girerken ANAP'ın başındaydı, vatandaşın nabzının nasıl tutulacağını bilen, insanların sinir uçlarına nasıl dokunulur bunu çok iyi bilen, onun tecrübelerinden partinin en üst düzeyinden yararlanacağını düşünüyorum.
Beşir Atalay bey MKYK üyesidir. Ancak ille de birinin partide hizmet edebilmesi için, belli danışma gruplarında yer alması için, ille de genel başkan yardımcısı olması gerekmiyor.
TAKDİR GÖREVİ VERENLERİN
Emrullah bey birinci dönemde olan bir arkadaşımız. Başbakan'ın ekibinde çalışan bir arkadaşımız. Tercümanlığını yapan birisiydi biliyorsunuz. Arapçası çok iyi olan bir arkadaşımız. Takdir görevi verenlerdedir.
HİÇBİR GÖREVE TALİP OLMADIM
Ben siyasi hayatım boyunca şunu gördüm, insanlar bir şeyin peşinde koşarsa bu itici gelir. Ben hiçbir göreve talip olmadım.
Sizde bir cevher varsa, bunun takdir edilmesi gerekiyor. Rahmetlinin bir sözü var, gençlerle başbaşa diye bir kitap var. Diyor ki "yeterki sen herkesin aradığı cevher ol, yerde kalmazsn"
Dolayısıyla Emrullah bey siyasette uzun yılları olan bir arkadaşımız. Bir devlet tecrübesi oldu. TİKA ona bağlıydı. Dış Türkler ve Akraba Toplulukları ona bağlıydı. Buralarda onun da ciddi tecrübeleri oldu.
BEŞİR ATALAY'IN GÖREVLERİNİ AKDOĞAN YÜRÜTECEK GİBİ GÖRÜNÜYOR
Ben tabi iki Başbakan Yardımcısı, iki değerli arkadaşımız geldi, Akdoğan ve Kurtulmuş. Sayın Başbakan görev dağılımını yaparken neyi takdir eder bilemem, Beşir Atalay'ın yürüttüğü görevleri Yalçın Akdoğan yürütecek gibi görünüyor.
EMRULLAH İŞLER'DEN BOŞALAN GÖREVLER KURTULMUŞ'A VERİLİR GİBİ
Emrullah beyin görevini Numan Kurtulmuş yürütecek gibi görünüyor.
TİKA bizim yabana atmayacağımız bir şey. İtibar unsurlarından birisidir. TİKA'nın çok büyük hizmetleri oldu.
Büyük ihtimalle Emrullah İşler'den boşalan görevler Numan Kurtulmuş'a verilir gibi geliyor bana. Ama Başbakan'ın takdiridir.
YALÇIN BEY MESELEYE VAKIFTIR
Yalçın Akdoğan bir akademisyen aynı zamanda. Kürt meselesinin arka planını bilen arkadaşlardan birisi. Çözüm sürecinde de Yalçın bey meselenin ortasında olan arkadaşlarımızdan bir tanesidir.
Beşir Atalay, Yalçın Akdoğan, Efkan Ala, Sadullah bey, Bekir bey, MİT Müsteşarı vesaire, bir heyet tarafından hep yürütüldü.
Ben Yalçın beyin meseleye vakıf olduğuna inanıyorum. Ciddi bir müktesebata sahip olduğuna inanıyorum.
ÇAVUŞOĞLU'NU SİYASETE BEN KAZANDIRDIM
Belki kamuoyuna bunu ilk defa söyleyeceğim. Sayın Mevlüt Çavuşoğlu benim siyasete kazandırdığım arkadaşlardan birisidir. 1999'da Mevlüt bey, STK'nın içerisindeydi. Benimle de yakın temasları olan STK'ydı. Ben orada Mevlüt beyi tanıdım. İstikbal vaat eden bir arkadaş olduğuna kanaat getirmiştim. Mevlüt beyi kurucu yapması için ben önerdim. CV'sini Başbakan'a ben arz ettim. Kurucular arasına aldı, sonra vekil adayı oldu. Mevlüt bey işinin hakkını veren bir arkadaşımız oldu. Her şeyden önemlisi Avrupa Konseyi gibi bir parlamentoda, iki dönem başkanlık yaptı. Ondan önce de zaten Türk grubu başkanıydı kendisi. Mevlüt beyin, AB Bakanı olmadan önce böyle bir birikimi var. Avrupa'yı iyi bilen bir arkadaşımız, orayı çok iyi bilen bir arkadaşımız. Çok iyi ilişkileri olmuş bir arkadaşımız. Dışişleri Bakanı olunca da, üç merkez var ABD, Avrupa ve Uzakdoğu. Dolayısıyla dünyadaki ekonomik ağırlığın merkezlerinden birisi olan Avrupa'da, Mevlüt bey Avrupa Konseyi'nde başkanlık yapmak gibi çok önemli görev üstlendi. Dışişleri Bakanı olması çok isabetlidir.
HAKAN FİDAN'IN ORADA KALMASI TAKDİR EDİLDİ
Hep Hakan beyin adı geçiyordu, sayın Hakan Fidan da MİT Müsteşarı olarak çok önemli görevler üstlenmiş bir arkadaşımızdır. Bu sonuçlanıncaya kadar Hakan Fidan'ın orada kalması takdir edildi.
Volkan bey zaten malum diplomat arkadaşlarımızdandır. O dünyadan geldi, o jargona hakim olan, bizati işin içinde olan bir arkadaşımızdı. Ben Volkan beyin de hem diplomat tecrübesini, buraya taşıyacağına ve çok iyi bir AB Bakanı olacağına inanıyorum.
GENEL BAŞKAN DEĞİŞİNCE MYK ÜYELİKLERİ DÜŞER
MYK üyeleri birine istifa dilekçesi falan vermiş değil, buna gerek yok. Genel Başkan değişince MYK üyelikleri düşer. MKYK üyeleri içinden, mesela bugün diyelim ki sayın Başbakan ayrıldı, Davutoğlu onun yerine geldi. Bir üyelik boş kaldı, Şuayip Alpay arkadaşımız 50'nci MKYK üyesi oldu.
MKYK içinden olmak kaydıyla, Sayın Ahmet Davutoğlu kendisinin çalışacağı bir ekibi belirleyecektir. Kimin devam etmesini ister, kimin noktalamasını ister o kendi takdiridir.
Ama gerçekleşmeden söyleyeceğimiz şeyler spekülasyon olarak kalır. Ben Parti Sözcüsü olmam hasebiyle, kendimi bağlayacak bir beyanda bulunmak istemem.
Bu konularda bir yorum yapmıyorum. Ama sayın Numan Kurtulmuş bey bakan olduğu için bir atama yapılacak. Ama kimin değişmesini ister o kendi takdiridir.
TAYYİP ERDOĞAN'IN SÖYLEDİĞİ "BUNDAN SONRA KENDİSİNİN BİRİKİMİNDEN FAYDALANMAYA DEVAM EDECEĞİM" SÖZLERİNDEN NE ANLADINIZ?
Abdullah Gül'ü tanımlamama, siyasi kimliğini ifade etmeme herhalde gerek yok. AK Parti bu partinin asli unsurlarından birisidir. Sayın Erdoğan'ın kader arkadaşıdır. Abdullah Gül, Beşir Atalay, Bülent Arınç bunlar bu partinin ağabeyleridir.
Son zamanlarda bazı çirkin şeyler yapıldı maalesef. Birileri, sayın Başbakanı severken sayın Gül'e karşı olması gerekiyormuş gibi birileri davranabilir. Ama sayın Başbakan ve sayın Gül böyle bir sığlığa hiçbir zaman düşmediler, düşmeyeceklerdir. Bu insanlar birbirlerinin tamamlayıcı unsurudur.
Tayyip Erdoğan'ı Abdullah Gül ile sevebilir. Abdullah Gül'ü severken Tayyip Erdoğan'dan nefret etmek gibi bizim bir tavrımız olamaz.
SADECE TORUNLARINI SEVEN BİR ABDULLAH GÜL'Ü KİMSE BEKLEMESİN
Havaalanında Bülent Arınç da Mehmet Ali Şahin bey de Recep Akdağ da vardı ki çok organize falan bir şey değil. Yoksa orada bütün arkadaşlarımız olurdu. Sayın Gül'ün yedi yıllık şerefli bir cumhurbaşkanlığı hizmetinden sonra elbette ki Türkiye'ye vereceği hizmetler var. Bu birikimi bence bir tarafa atamaz. Sadece oturup hatıralarını yazan, torunlarını seven bir Abdullah Gül'ü kimse beklemesin. Elbette Tayyip Erdoğan ile kolkola olacaktır, bize abilik yapacaktır.
Biz onları ağabey olarak görüyoruz. Bu ağabeyliklerini yapmaya devam edeceklerdir. Ama tarihi şartlar kader kimi nereye getirir bunu bilemeyiz.
ROL YAPMADILAR
12'nci ve 11'nci cumhurbaşkanımızın yaptıkları konuşmalar hepimizi duygulandırdı. Doğru olan buydu. Onlar orada rol yapmadılar. Ben her ikisinin de samimi olduklarına inanıyorum.
Hüseyin Çelik bugün buradadır yarın nerededir, bunu zaman gösterecek.
ORADAKİ TAVIR YÜZDE 52'YE YAPILAN TAVIRDIR
50 kere denenmiş şeyi uygulayarak siz başarıya ulaşamazsınız. Sayın Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçildiği dönemi hatırlayın. CHP ayağa kalkmadı, görmemezlikten geldiler. Peki kim kaybetti? Hep kaybeden CHP oldu. Bir kere nezaket gereği, devlet adabı gereği, devletimize saygı duymanın gereği şudur, oradaki tavır yüzde 52'ye yapılan bir tavırdır.
ERDOĞAN TESADÜFEN BURAYA GELMİŞ BİRİ DEĞİL
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tesadüfen buraya gelmiş birisi değil. CHP'nin himmetiyle de olmamış. CHP ve MHP'nin engelleme çabalarına rağmen millet seçmiştir. Bunu kabul etmek bir erdemdir. Hani fair play dedikleir bir şey vardır, güreşçiler birbirlerini tebrik eder.
Ben dün bir tweet atmıştım. Sayın Engin Altay, bizi anayasayı çiğnemekle suçlayanlar, anayasa kitapçığını ayaklar altına attı. Melis içtüzüğünün bulunduğu kitap anayasadır. Siz eğer gerçekten anayasayı önemsiyorsanız bu tavrınızı değiştirin.
SEZER 4 AY MAKAMI İŞGAL ETTİ
Bir başka şey, sayın Ahmet Necdet Sezer, sayın Abdullah Gül'ün önüne 367 engeli koyduğu zaman görev süresi sona erdi. Fakat dört ay boyunca makamı işgal etti. Niye işgal etti? Ahmet Necdet Sezer oradan ayrılmalıydı, TBMM Başkanı da vekalet etmeliydi. CHP'liler tek kelime söylemediler.
YENİ TÜRKİYE VURGUSU VAR. YENİ TÜRKİYE VURGUSUNDA BİR BAŞKA NOKTA DAHA 1920 RUHUNU DA YAKALAMAK ŞEKLİNDE. NEREDE BAŞLIYOR BU YENİ TÜRKİYE, KİM ESKİ TÜRKİYE'DE KALDI
Şimdi AK Parti iş başına geldiği günden itibaren, 14 Ağustos sayın Başbakan'ın konuşması. Şunu söyledi "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak"
Devlet vatandaşın ensesinde boza pişirirdi. İdeolojisi olan ve bunu halka dayatan, insanları forma şekle sokmaya çalışan, binbir yasağı olan bir devlet anlayışı vardı. Bu eski Türkiye'ydi.
1923 ile 1920 arasındaki temel fark şudur. Birinci Meclis'te başını Hüseyin Avni Ulaş'ın başını çektiği muhalif bir grup var. Bugünkü CHP'nin bir prototipi olan zihniyetin mualifiydiler. 1923'te bunun tek karesi yoktu. Her türlü Türkiye'de ne varsa ister etnik unsur olarak ister dini ve mezhebi unsurlar olarak, birinci meclis'te bu vardı. Ama 1923'ten sonra tek tipçilik başladı. Biz birinci meclis'in ruhunu yakaladığımız zaman kavgalarımızın yüzde 90'ı biter.
YENİ TÜRKİYE DÖNEMİNDE AK PARTİ DE YENİ AK PARTİ Mİ?
AK Parti işleyen bir vücuttur. Değişmeyenler ölüler ve delilerdir. Değişmek zorundasınız. İnsanın vücudu altı ayda bir, beyin hücreleri bir yılda değişiyormuş Vücut hücre yenilemesi yapmazsa, bu sağlıklı bir insan değil demek.
AK Parti de günün şartlarına ve ihtiyaçlarına göre, ama esas misyondan sapmadan, bizim de yeni yeni politikalar geliştirmemiz gerekiyor. CHP'nin donuklaşmasının, 1940'ta kalmasının sebebi bu.
Yeni Türkiye ve sürekli yenilenen AK Parti. Ama bu şu demek değildir, ağaç aynı ağaçtır, kökü aynı köktür. Ama budanması gereken yerleri budarsınız. O çınarın karakteristik özellikleri değişmiyor. Muhafazakar demokrat AK Parti devam ediyor. Biz de prensip şudur, değişerek gelişmek, gelişerek yola devam etmek esastır.