Güncelleme Tarihi:
Şimşek, gözaltındakilerin suçsuz olduğunu belirterek, müvekkillerin operasyonun daha önceden belli olmasına rağmen kaçmadıklarını vurguladı. Kemal Şimşek, “Ancak veremeyecekleri hesapları olanlar kaçar. Birilerinin yaptığı gibi, kendi yargılarından bile kaçmayı ve dosyayı kaçırmayı marifet sayanlara inat, her türlü entrikaya rağmen, çoluk çocuk ve ana babalarıyla helalleşerek, şu anda buraya hesap vermeye gelmişlerdir. Operasyon bu yönüyle, açık bir şekilde, milletin devletten tasfiyesi operasyonu haline gelmiştir" dedi.
"OPERASYON, DEVLETİN VİCDANINA VE AKLINA YAPILDI"
Yapılan operasyonun devletin vicdanına ve aklına yapıldığını savunan avukat Şimşek, müvekkillerine isnat edilen suçları da açıkladı. Avukat Kemal Şimşek, "Müvekkillerin üzerine atılı suç türlerine bakıldığında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yazdığı yazıda, 2010-2013 tarihleri arasında 2011-762 sayılı Selam ve Tevhid terör örgütü olarak bilinen ve sözüm ona çok sayıda siyasetçi, bürokrat, akademisyen, gazeteci, yazar, işadamları, devletin üst kurumlarındaki görevliler, bürokratlar ve benzeri hakkında dinleme yapıldığı anlaşılmış, bu soruşturmayı yürüten görevliler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2014-41637 sayılı soruşturma açılarak, siyasal ve askeri casusluk, TCK 328/1. maddeyi ihlal, suç uydurma, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek suçlamalarıyla soruşturma başlatılmıştır" diye konuştu.
Kemal Şimşek, dosyanın tamamını incelememelerine rağmen, ilk bakışta, isnat edilen suçların "zorlama suçlamalar" olduğunu belirtti ve gözaltında bulunanların alınlarının akıyla çıkacaklarını savundu.
Avukat Şimşek, Selam ve Tevhid terör örgütü soruşturmasını yürüten müvekkilinin bu soruşturma nedeniyle gözaltına alınmış olmasını eleştirirken, örgütün terör örgütü olduğunu; Uğur Mumcu ve Bahriye Üçok gibi cinayetleri gerçekleştirdiği belirtti.
Bir basın mensubunun sorusu üzerine, avukat Kemal Şimşek, gözaltına alınan bazı müdürlere kelepçe takılmasının da hukuksuz olduğunu dile getirdi; bu hususta da gerekenin yapılacağını ifade etti.
“KUR'AN VE EŞİNE ALDIĞI BAŞÖRTÜYÜ EMANET ETTİ"
Gözaltındaki isimlerden Başkomiser Hikmet Kopar'ın avukatı Özgür Güneş ise müvekkilinin adresinde yapılan aramalarda, sim kart ve telefon bulunduğunu belirterek, bunlara arama kararında yer almamasına rağmen el konulduğunu söyledi. Müvekkilinin kitaplığının da arandığını anlatan avukat Güneş, müvekkilinin gözaltına alındığı sırada, kendisine küçük bir Kur'an-ı Kerim ve eşine aldığı bir başörtüyü hediye ettiğini söyledi. Çantasından çıkardığı Kur'an ve başörtüsünü gösteren Özgür Güneş, “Bu da hükümete kapak olsu" dedi.
Emniyet önünde yapılan açıklama için bekleyen gözaltındaki müdür, amir ve polislerin eşleri ve yakınları da operasyona tepki göstererek, gözaltındaki yakınlarının masum olduğunu söylediler.