Güncelleme Tarihi:
- Gazeteci haberi yazarken bu haberin ucunun kime gideceğini düşünmemelidir. Yalnız elini titretecek en önemli husus, acaba haberim doğru mu sorusu olmalıdır.
- Yorumlarda farklılık olması bir zenginliktir. Serbest olmalıdır ancak bu serbestinin sınırları vardır. Kurumun itibarını zedeleyecek yorumlar, bindiğin dalı kesmeye benzer.
- Türkiye değişiyor. Toplum değişiyor. Biz bu değişimi daha iyi anlamaya çalışmalıyız. Peşin hükümleri bırakalım. Objektif kalmaya, herkesi anlamaya gayret gösterelim.
1 MAYIS 1948’de yayın hayatına başlayan Hürriyet gazetesi, Hürriyet Dünyası bahçesinde 66’ncı yılını kutladı. Bu yıl rozet alanlar arasında Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan da vardı. Hürriyet’teki 20’nci yılını kutlayan Aydın Doğan gecenin açılışında şunları söyledi:
AĞIR BEDELLER ÖDEDİM HEP DİK DURDUM
“1982 yılında gazetem sıkıyönetim tarafından kapatıldı. Mafya gazeteyi bastı. Binanın camlarını indirdi ve çalışan kız arkadaşlarımız dövüldü. Ankara’daki gazete matbaası polis tarafından basılarak baskı durduruldu. Bayilerden gazeteler toplatıldı. Sıkıyönetim Komutanlığı’ndan baskı yapılarak Arayış Dergisi’ni basmamam istendi. Ben gazetenin içindeyken gazetem birkaç defa kurşunlandı. Çok çileler çektim. Bu yalnız Sıkıyönetim Komutanlığı döneminde olmadı. Sonraki dönemlerde de siyasi iktidarlar gazetenin yayınlarını etkilemeye ve baskı altına alma gayreti gösterdiler. Neticesinde nasıl bir ağır bedel ödediğim hepinizin malumudur. Bunu bağımsız yayıncılığın kaderi olarak görmeye başladım ve Allah’a hamdolsun her şeye dik durarak bugünlere geldik.”
YAYIN İLKELERİNİ AÇIKLAYAN İLK KURUMUZ
“Türkiye’de yayın ilkelerini açıklayan ilk kurum biz olduk. Bu ilkeleri, değişen şartlara ve teknolojiye uygun olarak yeniledik. Buna rağmen her şey mükemmel diyemem. Ama eksiğini, gediğini sürekli olarak düzeltmeye çalıştığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Gazeteyi başarılı kılan kazandığı itibar ve güvendir. Bunun için her şeyden önce doğru haber vermesi şarttır. Gazeteci haberi yazarken bu haberin ucunun kime gideceğini düşünmemelidir. Yalnız bir şeye çok dikkat etmelidir. Sadece bu konuda eli titremelidir. Elini titretecek en önemli husus, ‘Acaba haberim doğru mu’ sorusu olmalıdır. Bilerek yanlış, kasıtlı ya da bir başka maksada malzeme olmak üzere üretilen haber, neticede kurumu itibarsızlaştırır, güveni sarsar. Bu kabul edilemez.”
SERBESTİYETİN DE SINIRLARI VARDIR
“Yorumlarda farklılık olması bir zenginliktir. Yorumlar elbette sübjektiftir. Serbest olmalıdır ancak bu serbestiyetin de sınırları vardır. Kurumun itibarını zedeleyecek yorumlar, bindiğin dalı kesmeye benzer. Kampanya şeklinde, takıntılı, önyargılı ve nefret dilini kullanan görüşler gazetenin imajına ve yorum sahibine de zarar verir. Siyasetteki kutuplaşma maalesef basın dahil her yere sirayet etti. Her konuda bir tarafı tutmanız isteniyor. Bir işin ‘Şurası iyi, burası kötü’ demeniz kabul görmüyor. Gerçek gazetecilerin de bu durumdan rahatsız olduklarına inanıyorum. Biz bu kutuplaşmanın parçası olmak istemiyoruz. Adil ve bağımsız gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Adalet ve vicdani ölçülerle, evrensel standartlara uymak istiyoruz. Arkadaşlar, basını itibarlı kılan önemli bir husus da ekonomik bağımsızlığıdır. Yayıncılığa ilk adım attığım günden beri ekonomik bağımsızlığa verdiğim önemi biliyorsunuz. Bugün maalesef basında ekonomik bağımsızlığı olan gazete ve televizyon sayısı çok az. Çünkü çoğu medyayı bir işkolu olarak görmüyor. Bu durum elbette mesleğe zarar veriyor.”
MEDYA SİYASET YAPMAMALI, ÖNÜNÜ AÇMALI
“Bize göre medya siyaset yapmamalı. Siyasetin önünü açmalıdır. Türkiye’nin gerçek gündemine sahip çıkmalıdır. Her fikrin serbestçe tartışıldığı bir platform olmalıdır. Çuvaldızı kendimize batırırsak, bizim de değiştirmemiz gereken bazı hususlar olduğunu görüyorum. Türkiye değişiyor. Toplum değişiyor. Biz bu değişimi daha iyi anlamaya çalışmalıyız. Eski kavramlarla değil, daha zengin ve daha çeşitli görüşlerle toplum karşısına çıkmalıyız. Peşin hükümleri bırakalım. Objektif kalmaya, herkesi anlamaya gayret gösterelim.”
ÇÖZÜM SÜRECİNE DESTEĞE DEVAM
“Yayınlarımız asla kışkırtıcı olmamalı. Herkesin kimliğine, inancına saygı göstermeli, Türkiye’yi barış ve huzur içinde bir arada tutmaya gayret etmeliyiz. Çözüm sürecine destek vererek bu sorumluluğumuzu gösterdik. Bu yolda da devam edeceğiz. Başta bayrağımız olmak üzere Cumhuriyetimizin temel değerlerine hep sahip çıktık. Bu değerlerin yaşaması hepimizin güvencesidir. Hürriyet dijital çağa ayak uyduruyor. Sürekli bir yenilenme gayreti içindeyiz. Bu şekilde gazeteyi hep taze ve diri tutmalıyız.”
BAZI GAZETELER KİMİN BİLMİYORUM
“Değerli arkadaşlar, bu mesleğe başladığımda, Milliyet’in sahibi Ercüment Karacan, Günaydın’ın sahibi Haldun Simavi, Hürriyet’in sahibi Erol Simavi, Tercüman’ın sahibi Kemal Ilıcak ve Cumhuriyet gazetesinin sahibi Nadir Nadi idi. Bunların hepsiyle zaman zaman dostluk, çoğu zaman da rekabet ettik. Vefat edenleri rahmetle, sağ olanları iyilikle anıyorum. Maalesef bugüne geldiğimde birçok gazete sahibiyle tanışmıyorum. Hatta bazı gazetelerin kimin olduğunu bile bilemiyorum. Böyle bir durum dünyanın hiçbir ülkesinde olamaz.”
MUSUL’DAKİLER İÇİN DUA EDİYORUM
“Değerli arkadaşlar, unutmayalım ki, mesleğimiz çalışanları için de sermaye için de çileli ve meşakkatli bir iştir. Fakat adam gibi yapılırsa dünyanın en şerefli mesleğidir.” Aydın Doğan Musul’da yaşananlara değinerek konuşmasını “Musul’daki vatandaşlarımızın da sağlıkla vatanımıza dönmelerini diliyorum ve bunun için dua ediyorum” sözleriyle bitirdi. Hürriyet Gazeteci İcra Kurulu Başkanı Ahmet Özer ise, “Yapmaya çalıştığımız Hürriyet’in bundan sonraki 66’ncı yılı başarıları için çalışmak” dedi. Gece Ziynet Sali konseriyle sona erdi.
AMİRAL GEMİSİNİN YANINA YENİ GEMİLER KOYDUK
Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı şunları söyledi: “Bu binaya taşınalı 2 yıl oldu. Hürriyet’in hayatında, yayın hayatındaki çok önemli 2 yıl. Çünkü Hürriyet dijitalde çıtayı çok yükseğe çıkardı. Birçok yenilik yaptı. Dijitalde olduğu gibi yayında da yeniliklerimiz var ama asıl dijitalde bizim konsantrasyonumuz. Yani amiral gemisinin yanına çok önemli, bizi güçlendirecek başka gemiler koyduk.”
Hamdi Akıncı, Ekrem Kandemir.
40. YIL ROZETİ
Gündüz Tezmen, Turgay Nami Ergüder, Sinan Özbalkan.
35. YIL ROZETİ
Salih Abdulkadir Sabuncuoğlu, Yavuz Ada, Habil Tangören.
30. YIL ROZETİ
Arif Dizdaroğlu, Meral Gümrükçü, Ayça Koçak, Adem Yazıcı, Turgay Tekeli, Aytuğ Arman, Mustafa Fahir Arıkan, Yüksel Çamcan, Süleyman Seyfi Akyıldız, Salih Çelik, Halil Dölek, Hasan
Öztekin, Selim Tölek.
25. YIL ROZETİ
Ahmet Toksoy, Hasan Kılıç, Fuat Kars, Mustafa Özdabak, Mehmet Ali Aksoyer, Mustafa Polat, Adil Yıldızbaş, Mehmet Kozak, Hamil Alnıaçık, Güngör Demir, Erdal İnce, Erdal Fernergiz, Şamil Özçelik, Bülent Selçuk Şenyüz, Reha Erdoğan, Ali Dağlar, Aşkın Tiryaki, Ayşe Çetin, Gülümser Bubik, Hayati Mimiroğlu.
20. YIL ROZETİ
Aydın Doğan, İmre Barmenbek, Kamuran Olcay, İhsan Kuruçay, Aydın Adıbelli, İbrahim Şems Tuğlu, Salim Başalan, Ahmet Tural, Ali Şahin, Çetin Taş, Birol Çiçek, Besim Serdar Saral, Bayram Düzağaç, Ahmet Nafi Dalman, Ahmet Yaşar Sökmensüer, Göksel Büyükkayaer, Nuray Babacan, Sebati Karakurt, Salih Sevim, Ömür Kırbaşlı, Mustafa Kolkan, Mehmet Yaşin, Kamuran Demir, İrfan Levend Korkut, Hakan Odabaşoğlu, Ateş Yalazan, Emel Armutçu, Ayşe Arman Dormen, Emre Özpeynirci, Ümit Kozan, Hasan Yanar.
10. YIL ROZETİ
Şinasettin Atalan, Hüseyin Tahir Taşdemir, Hüdayi Tanju Sözkesen, Ercan Ata, Salih Uçar, Recep Demirci, Hakan Türktan, Özkan Arslan, Uğur Demirkırdı, Özgür Arslan, Orhan Sencer, Murat Varol, Gökhan Danacı, Ekrem Atakan, Süleyman Türk, Demet Öztürk, Murat Sandıkçı, İsmail Akduman, Ferit Demir, Osman Bekleyen, Feyat Erdemir, Murat Doğu, Kemal Sertkaya, Yavuz Çukur, Mustafa Kızıl, Mete Yıldız, Kamil Kımıl, İsmet Çalışkan, Harun Soyakın, Öner Aytekin, Murat Serbest, Ferit Yapıcı, Davut Böcek, Yıldırım Yalkı, Serkan Metin, Seçkin Özkanca, Sait Gencer, Ali Öz, Mehmet Çinkaya, Ali Haydar Özyıldırım, Erdal Dursun, Ercan Karacan, Serkan Şen, Serdar Yazıcı, Ahmet Karakullukcu, Rıfat Özdarıca, Naim Serbest, Muhammed Solmaz, İdris Öztemir, Faruk Karadağ, Engin Kayıkçı, Ferayi Yılmaz, Ömer Yıldırımer, Levent Kılınç, Yakup Yılmaz Atasoy, Ömer Zeki Özbek, Umut Derviş Erdem, Özgür Şahiner, Hikmet Uçar, Eray Görgülü, Arzu Korkut, Sezen Yalçın, Soner Aslan, Sertaç Virancık, Serkan Pulluk, Ramazan Daşcı, Ozan Emre Oktay, Onur Yılmaz, Okan Musa Yağcıoğlu, Mehmet Ali Özel, İlhan Aşçı, Ali Naci Küçükçolak, Gökçe Aytulu, Fehim Taştekin, Doğan Arslan, Çetin Aydın, Bülent Nakış, Bülent Gökçek, Birol Öner, Bayram Aydın, Zeynep Kıratlılar, Zeynep Güçlücan, Nigar Akan, Münevver Aslı Bakan Gökulu, Melek Günçe, Evrim Sümer, Banu Bilgin, Adnan Kaya, Ahmet Kaplan, Tuba Öner, Gönül Çoban, Deniz Çetinkaptan, Banu Kelleci, Müge Evşen, Eyüp Can, Hilmi Kanat, Esra Acar, Uğur Bektaş, Çağlayan Murat Çevik, Sermin Mert, Tülin Günaltay, Fevzi Kızılkoyun, Volkan Bağcı.
Hürriyet’in 66’ncı yılında, her yıl olduğu gibi yılın en iyileri de ödüllerini aldı.
EN İYİ HABER
31 Mayıs 2013 tarihinde yayımlanan “Gezi Parkı’nda yakma timi” haberiyle Seyit Erçiçek.
HABER ÖVGÜ
23 Mayıs 2013 tarihinde yayımlanan “Hürrem tükendi” haberiyle Sinem Vural.
EN İYİ FOTOĞRAF
2 Haziran 2013 tarihinde yayımlanan “Ankara sert geçti” fotoğrafıyla Rıza Özel.
EN İYİ SAYFA
14-15 Aralık 2013 tarihli Avrupa Hürriyet Hafta sonu eki 12-13’üncü sayfayla Kadir Altın.
EN İYİ 360 DERECE
“Başbakan geçerken iç çamaşırı mağazasının kepengini indirdiler” haberini Hürriyet’in yakınsama sürecine çok iyi bir örnek oluşturacak tarz ve hızda ileterek 25 Ekim 2013’te hurriyet.com.tr’den duyulmasını ve haberin ertesi gün 20’ye yakın gazete tarafından da alıntılanmasını sağlaması nedeniyle Ümit Çetin.
EN İYİ SOSYAL MEDYA
26 Temmuz 2013 tarihli ana gazetede yayımlanan “Başbakana beddua gözaltısı” haberine konu protestoyu, Hürriyet Dünyası’na bir cümleyle ama en hızlı şekilde ileterek Hürriyet sosyal medya hesaplarından da aynı hızda yayılmasını sağlaması ve ayın en çok paylaşılan haberleri arasında yer alması nedeniyle Sefa Özkaya.
JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
24 Şubat 2013 tarihinde yayımlanan “Nil böyle erkek oldu” ve 25 Ağustos 2013 tarihinde yayımlanan “Meryem’in hikâyesi: Yanlış adammış” röportajları nedeniyle Ayşe Arman.