Güncelleme Tarihi:
İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin büyük salonun yapılan 6. duruşmaya, bazı mağdur ve müştekiler hazır bulundu. Duruşmada, sanıkları İstanbul Barosu tarafından atanan avukat temsil etti. Duruşmada, tebligat ile çağrılan mağdur ve müştekilerin kimlik tespitleri yapıldı. Kimlik tespitinin ardından, mağdur ve müştekilerin ifadeleri, sesli ve görüntülü olarak alınmaya başlandı.
YILDIRIM İHH’YI KURMAYA NASIL KARAR VERDİĞİNİ ANLATTI
Mavi Marmara gemisine İsrail’in düzenlediği saldırıda yaralanan ve 4 yıldır komada olan Uğur Süleyman Söylemez’in geçtiğimiz günlerde vefat ettiğini söyleyen İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Söylemez’in olay sırasında bir gemiden uzun menzilli silahla vurularak yaralandığını hatırlatarak, acılarının büyük olduğunu ifade etti. Bosna-Hersek Savaşı’na gittiğini ve oradaki ortamdan etkilendiğini anlatan Yıldırım insanlara dini, dili etnik yapısı ne olursa olsun zulüm gören herkese yardım etmeye karar verdiğini ve İHH’yı kurduğunu söyledi. Şu an 140 ülkeye yardım çalışması yaptıklarını, kaçırılan kadın ve yetimleri bulduklarını söyleyen Yıldırım, "Gazze ve Filistin’de 11 bin tane yetime bakıyoruz. Dünya çapında ise 144 bin yetime bakıyoruz" dedi.
"GAZZE’YE YARDIM GÖTÜREN İLK YARDIM KURULUŞUYUZ"
2008’de İsrail’in Gazze’ye saldırdığını ve kullanılması yasak silahlar kullandığını söyleyen Bülent Yıldırım, "İlk tepkiyi Taksim’e çıkan vatandaşlar verdi. Biz de savaş sırasında orada olmaya karar verdik. Gazze’ye yardım götüren ilk yardım kuruluşuyuz. Gazze’ye vardığımızda her yere bomba atıldığını gördük. İsrail’in sadece insanları değil, çevreyi katlettiklerini ve hayvanları öldürdüklerini gördük. İsrail’in amacı insanların yiyeceğe ulaşmasın, savaştan etkilenmesiydi" diye konuştu.
Gazze’ye yardım filosu düzenleyen ilk kuruluş olmadıklarını, daha öncede 8 yardım filosunun gittiğini söyleyen Yıldırım, "Bu yardım filosundan bazısı içeri girmiş, bazısının ise girmesi engellenmiştir" dedi. Mavi Marmara Gemisiyle Gazze’ye gitmeden önce 600 ayrı programda Gazze’ye niçin gideceklerini anlattıklarını söyleyen Yıldırım, "İsrail kanalları ile röportaj yaptım. İsrail’e çağrı da bulundum. Ambargoya dikkat çekmek için Gazze’ye geleceğimizi söyledim. İsrail’e ’Geliyoruz gemimizde silah yok’ dedik" ifadelerini kullandı.
"DENİZ BAYKAL’A O TUZAK KURULMASAYDI...."
Birleşmiş Milletlerin ve Avrupa Parlemantosu’nun kendilerine destek açıklaması yaptıklarını söyleyen Yıldırım, "Siyasi partiler de destek verdi. O dönem CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal’a o tuzak kurulmasaydı CHP’den de çok önemli bir temsilci Mavi Marmara Gemisi’ne binecekti" dedi.
Gemide olup biten her şeyin listesinin tutulduğunu söyleyen Yıldırım, "Süpürgelerin üzerinde bulunan sopaları bile çıkarttık. Geminin her köşesini gösteren kamera sistemini kurduk. Gemide 70 üzerinde medya kuruluşu vardı. Gemiye bindiğimizde medya aracılığıyla yine İsrail’e çağrıda bulundum, ’Eğer izin verirseniz 2-3 gün içinde yükümüzü boşaltıp döneceğiz. Bizi vurmaya kalkarsanız dünya bundan haberdar olur zarar görürsünüz’ dedim. Hatta 80 yaşındaki papaz da İsrail’e çağrıda bulundu, bas bas bağırdı" diye konuştu.
"SALDIRI OLMASI İHTİMALİNE KARŞI NÖBETÇİ KOYMAYA KARAR VERDİK"
Yıldırım, saldırı ihtimaline karşı gemideki tüm temsilcilerle toplandıklarını ve görüştüklerini anlatarak, "Bize saldırırlarsa nasıl cevap vereceğimizi konuştuk. Sadece iki kişi ’Sert cevap verelim’ dedi. Diğer tüm arkadaşlarımızla, ’İsrail askerlerini gemiye almamaya çalışalım’ diye karar verdik. Ayrıca saldırı olması ihtimaline karşı geminin belli noktalarına nöbetçi koymaya karar verdik. Yalnız bunların sadece Türk vatandaşlarından olması istedik çünkü dil sorunu yaşamamak için. Bu nedenle hep soruyorlar ’Neden hep Türk öldü?" diye. İşte bu nedenle oldu" dedi.
Bülent Yıldırım, "İsrail’in ölüm kusabileceğini, saldıracağın düşünemedim. Zodyakların Mavi Marmara Gemisi’ne saldıracağını hiç düşünmedim. Çünkü Mavi Marmara Gemisi’nde her ülkeden aktivistler vardı. Gemidekiler çağrıda bulundum. ’Askerleri gemiye çıkarmamaya çalışın ama çatışmaya girmeyin. Çünkü bir İsrail askerinin burnu dahi kanasa, İsrail propaganda yapacak ve bizi haksız çıkaracak. Filistin davamızı haksız ilan ederler" diye konuştu.
"’ÖLSENİZ DE ÖLDÜRMEYECEKSİNİZ’ DİYE ANONS GEÇTİM"
İsrail askerlerinin hiçbir uyarı yapmadan gemiye saldırdıklarını anlatan Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
"İsrail askeri karanlığın içinde öyle bir çıkış yaptı ki... Üstümüzde helikopter uçuyor. Zodyaklar etrafımızı sarmış bu da yetmezmiş gibi denizaltı getirmişler. Birden yoğun bir şekilde gaz, sis, ses ve ışık bombası attılar. Bir İsrail askerinin düştüğünü gördüm. Askere koştum. Silahını ve üzerindeki bombaları denize attım. ’Ölseniz de öldürmeyeceksiniz’ diye anons geçtim. Etrafta öyle mermi atılıyordu ki...Beyaz gömleğimi çıkardım İbranice bilen bir arkadaşa verdim. ’Bunu salla ve İsrail askerlerine teslim olduğumuzu söyle’ dedim. Yaralı arkadaşlarımızı teslim ediyoruz almıyorlar. Ateş ediyorlar. Katliamın boyutunu öğrendiğimde vicdan azabı çektim. Çünkü İsrail’in
böyle bir saldırı düzenleyeceğini tahmin etmemiştim. İsrail bizi değil, Türkiye’yi vurdu"
"HEYACANLA BİR KARAR ÇIKMASINI BEKLİYORUZ"
Saldırının aslında İskenderun’da başladığını daha sonra Mavi Marmara gemisine saldırıldığını vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti: "Aynı gece 00.30 İskenderun’da askerlerimiz şehit edildi. Bu olayla ilgili yakalanan zanlı Tel Aviv ile olan ilişkisini anlattı ve bu ifadeler basında da yer aldı. Aynı gece saat 04.30 da gemimize saldırı yapıldı. Ben bir avukatım, bu kadar çok tanığı veya şikayetçisi olan bir dava var mı? Bizler adalet bekliyoruz. Bir kişi öldürülünce zanlı hakkında yakalama kararı çıkarılır. Ama hala bu dava da bir karar çıkmadı. Birçok ülkede, Türkiye’de olduğu gibi dava açmaya çalışıyoruz. Türkiye’yi örnek gösteriyoruz ancak Türkiye’deki mahkemenin de bir karar almasını ve bunu da örnek göstermek istiyoruz. Bu davanın açılması da gecikti. Kaç yıl geçti bir karar verilemedi çünkü gördüğüm kadarıyla antlaşma gündeme geldi, davayla ilgili şeyler ötelendi. İsrail buradan da karlı çıkmaya çalışıyor. Bu siyonizm belası hepimize zarar veriyor. Biz de cesur savcı ve yargıçlar var. Buradan çıkacak bir kararla, bütün dünyadaki mazlumlar Türkiye’de yargıçlar var diyecek. Bu dava, hukuk fakültelerine tez ve tarihe mal olacaktır. Hepimiz bir heyecanla bir karar çıkmasını bekliyoruz."
İsrail’in gündemini iyi takip ettiklerini anlatan Yıldırım, İsrail kamuoyuna davalardan vazgeçildiği takdirde tazminatı ödeyeceğini duyurduğunu belirterek, "Bizi satın alacaklarını düşünüyorlar" ifadelerini kullandı.
DHA-Güvenlik - Türkiye-İstanbul / Şişli - Serpil KIRKESER
2014-05-26 14:38:13