Güncelleme Tarihi:
Soma’da 301 kişinin yaşamını yitirdiği madende Suriyelilerin de çalıştırıldığı iddialarına ise sert biçimde ‘nebbaşlık’ (mezar soygunculuğu) tepkisi veren Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında özetle şunları söyledi:
PUSUDAKİ ESFELİ SAFİLİNLER
“Milletinden bir ferdin ölümünü sinsice pusuda beklemek, esfeli safilin diye tarif edilen, aşağıların en aşağısı mertebedir. Soma’da daha cenazeler çıkarılıp toprağa verilmeden sinsice pusuda bekleyenler, aşağıların en aşağısından olanlar, pusularından çıkarak kendilerine yakışanı yapmaya başladılar. Yaşanan facianın ardından millet içinden yasını tutarken, daha ilk andan itibaren birileri çıkıp kin kusmaya başladı. Bir acı, elem, vefat karşısında benim aziz milletim susar, dişini sıkar, kinini, öfkesini, nefretini bir kenara bırakır, can düşmanı da olsa hakkını helal eder, duasını, Fatiha’sını, Yasin’ini okur, boynunu eğip vakarını muhafaza eder. İnsan olan böyle bir istismarın, fırsatçılığın, sinsiliğin içine girmez.
BETON DÖKÜLMÜŞ VİCDANLAR
Daha ilk andan itibaren medyada, özellikle de sosyal medyada akla hayale gelmeyecek yalanlar yayılmaya başladı. Neymiş, içeride o kadar değil şu kadar işçi varmış. Neymiş, kazanın sebebi işte şuymuş, madenin sahibi buymuş, madenin ortağı bilmem kimmiş, yardım ekipleri Soma’ya sokulmamış, AK Partililer avukatlara saldırmış, madende 15 yaşında çocuk çalıştırılmış, Suriyeli çocuklar çalıştırılmış. ‘İçeride 120 Suriyeli işçi öldü ve üzerlerine beton döküldü’ diye yazanlar, konuşanlar bile çıktı. Asıl sizin vicdanınıza beton dökülmüş vicdanınıza. Bu kadar ucuzluk, haysiyetsizlik olur mu? 301 kardeşimiz vefat etmiş, 301 şehidimiz var. Onları içeriden çıkarmaya çalışırken, yasımızı tutarken, bunlar çıkıyor, buradan siyasi, ideolojik rant devşirmenin gayreti içine giriyor. Her türlü yalan, iftira, alçakça, haince, insafsızca davranış var. Yok madenin sahibi AK Partili’ymiş, benim bir yakınımmış. O malum medya kuruluşları, o malum siyasetçiler, malum odaklar, 301 şehit üzerinden fırsat devşirmek için avuçlarını ovuşturdular.
SÜRÜNGEN AYAĞA KALKAMAZ
Çıkmış bir insan müsveddesi, Soma’daki madencilerin bizim Manisa’da yaptığımız mitinglerde baretleri ile katılışlarını gerekçe göstererek diyor ki ‘Bunlar buna müstahaktır.’ Neymiş, sadece zeybek oynarken kendisi diz çökermiş. Şimdi diyorum ki önce sen patronunun önünde diz çöktüğünü söyle. Paranın önünde nasıl diz çöktüğünü söyle. Şöhretin, seviyesizliğin, basitliğin önünde nasıl diz çöktüğünü söyle. Sadece zeybek oynarken diz çökermiş. Evet, sürüngen sürüngendir. Ayağı kalkamaz ki diz çökebilsin. Bir başkası çıkmış, yine aynı patronun dalkavuklarından, o da diyor ki ‘Ne şehit ne gazi bunlar Niyazi.’ Bu da bu kadar alçak. Bir başka edepsiz, bir başka ahlaksız çıkmış, bunun bir musibet olduğunu, o madencilerin ve bu milletin bunu hak ettiğini söyleyecek kadar şerefini, insanlığını, haysiyetini ayaklar altına alıyor. Niye, Pensilvanya’daki örgüt liderini, bir elebaşı gibi değil, haşa bir mehdi gibi, haşa bir mesih gibi görüyor. ‘Ocaklarına ateş düşsün dedi’ ya. Zavallı, liderinin o bedduasının tuttuğunu, o bedduanın da gidip Soma’daki mazlum, masum madencileri bulduğuna inanıyor. Bırakın bu milleti, bırakın bu toprakları, bu dine yaptığınız ahlaksızca saldırıdan dolayı yazıklar olsun.
BUNA NE BAŞLIK DENİR
Bir başkası, uluslararası bir televizyonun Türkiye’deki muhabiri gidiyor, iki tane figüran buluyor ve madenci yakınıymış gibi onlara rol yaptırıyor. Bunu da bütün dünyaya servis ediyor. İçerideki bu fırsatçılar, dışarıda uluslararası basına da yalan iftira ne varsa servis edip kendi ülkesine, düşmanın yapamayacağını yapmaya yelteniyor. Biz bu fırsatçılığa pabuç bırakmayız, biz bu ahlaksızlığa ‘eyvallah’ demeyiz. Bizim medeniyetimizde, bizim kültürümüzde buna nebbaşlık denir. Mezar soygunculuğu denir. Bir grup geldi oraya, Taner Bakanımla görüşmeye. Neymiş, ocakta Suriyeliler varmış, işte ‘Bize müsaade edin ocağa girelim, içeride gerçekten Suriyeli var mı yok mu bunu yerinde tespit edelim...’ Adama bak. Türkiye Cumhuriyeti’nin Enerji Bakanı, ‘Burada Suriyeli yok’ diyor. Kendi Enerji Bakanı’nın söylediğine inanmıyor, neymiş, kendisi ocağa girecekmiş, orada Suriyeli arayıp bulacakmış. Ya sen orada ölürsen, senin halin ne olacak? Bir de affedersin, senin sorumluluğunu mu üstleneceğiz? Bakanımız da ‘Hayır’ dedi.”
4 bakanlıkla Soma komisyonu
BAŞBAKAN Erdoğan grup sonrası Meclis’te, Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve grup başkanvekillerinin katıldığı bir toplantı yaptı. İki saat süren toplantıda Yıldız’ın Soma olayıyla ilgili genel bilgiler verdiği ve bundan sonra yapılacakları anlattığı öğrenildi. Genel bilgilendirmenin ardından, Başbakanlık’ta dört bakanlığın uzmanlarının katıldığı bir komisyon kurulması kararlaştırıldı. Komisyon, Soma faciasını hukuki, siyasi, idari ve adli açıdan değerlendirecek. Nuray BABACAN / ANKARA
Acının üstü örtülmez
“Bu acı hadisenin üzerini hiç kimse örtemez. Bu acı hadisede sorumluluğu olan hiç kimse saklanamaz, gizlenemez. Burada idari ve adli bütün soruşturmalar yapılacaktır. En ince detayına kadar bu kazanın, bu facianın takipçisi olacağız. Sorumlu veya sorumlular her kimse, bizim yetkimiz dahilindeyse biz, yargının alanındaysa yargıya teslim etmek suretiyle bunun hesabını soracağız. İnşallah bu facianın ardından her kesim gerekli dersleri çıkararak ve artık bu can alıcı sorunun üzerine çok daha kararlı şekilde gidilecektir. Biz denetimleri sıklaştırmak, yasalarda, mevzuatta eksiklikleri tamamlamak, gereken adımları atmak konusunda çok daha kararlı olacağız. Özel sektörün ve sendikaların da bu alanda hassasiyetlerini artıracaklarını, bu acı tabloların tekrar yaşanmasının önüne geçeceklerine gönülden inanıyorum.”
Adını anmadı
ERDOĞAN, dünkü Meclis grubundaki konuşması öncesinde salonda bulunanları, ölen madenciler için 1 dakikalık saygı duruşuna ve Fatiha okumaya davet etti. Soma’da yaşanan faciaya ilişkin bilgi veren Erdoğan, Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Genelkurmay Başkanı ile halkın acısını paylaşan siyasi partiler ve temsilcileri ile sorumlu yayıncılık yapan medya kuruluşları ile gazetecilere de teşekkür etti. Milli takım, spor kulüpleri, futbolcular, vakıf, dernek ve STK’larla birlikte Soma için taziyelerini ileten yabancı devlet adamlarına da teşekkür eden Erdoğan, yurtiçinde ve dışında hatim indirip cenaze namazları kılan, dua edenler ile 81 ilde üniversitelerde dua programı düzenleyen partisinin gençlik kollarına da teşekkür etti. Erdoğan, bu teşekkür listesinde, facianın hemen ardından Soma’ya gitmediği için eleştirilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e yer vermedi.