Güncelleme Tarihi:
Sayın Başbakan,
Önceki gün İstanbul’da düzenlediğiniz mitingde Doğan Grubu hakkında suçlayıcı ifadelerde bulundunuz.
Doğan Grubu ile ilgili birtakım şantaj kasetleri olduğunu, yayıncılığımızı bu kasetlerin baskısı altında yaptığımızı söylediniz.
Hürriyet’in bağlı bulunduğu Doğan Grubu’nun kamuoyuna açıklanmasından çekineceği, korkacağı, suç teşkil eden hiçbir hareketi olmadığına eminiz.
Daha önce de, Sayın eski Adalet Bakanı ile yaptığınız konuşma sırasında Doğan Grubu’nun mahkûm edilmesinin sağlanmasını isterken, “kirli işler”den söz ettiniz, hatırlarsanız. Bunlar ne ise derhal savcılığa verilmelidir; zaten eğer varsa, şimdiye kadar çoktan verilmiş olmalıydı.
Hürriyet olarak tekrarlıyoruz:
İster devlet, ister başka çevrelerin elinde Doğan Grubu hakkında suç teşkil edecek, bizleri utandıracak ne gibi bilgi ve belge varsa derhal açıklansın, bunlar hakkında kanuni işlem yapılsın. Ama böyle bir şey olmadığı halde varmış gibi bizi itham altında tutmanın hukukla ve vicdanla asla bağdaşmadığını da belirtmeliyiz.
Bizim yayınlarımız, evrensel gazetecilik ilkelerine uygundur; haberlerin objektif, yorumların hür olması ilkesine bağlıdır.
Miting meydanında ifade ettiğinizin aksine, evlatlarımız olan Berkin’in ve Burak’ın hayatlarını kaybetmesini aynı insani acıları hissederek manşetten verdik ve ertesi gün kamuoyuna itidal çağrısında bulunduk.
Haber ve manşetlerimiz konusunda sayfalar dolusu liste verecek değiliz. Doğan Grubu köklü gelenekleri olan ve evrensel meslek ilkelerine taahhüdüyle uluslararası alanda da saygınlığa sahip bir yayın kuruluşudur. Büyük siyasi fırtınalardan yüz akıyla çıkmıştır. “Paralel” dediğiniz çevrelerin yapacağı şantaj da, sizin miting meydanlarında bize karşı kullandığınız haksız ve insafsız üslup da bizi yayıncılık ilkelerimizden vazgeçiremez.
Sayın Başbakan,
Yayınlarımızla siyasi bir kavganın içine girmedik, girmeyeceğiz. Bizim bağlılığımız, Türkiye’ye, hukuk devletine ve demokrasiyedir. Sizden de beklentimiz, 76 milyonun Başbakanı olarak vatandaşlar ve kurumlar arasında ayrımcılık yapmamanızdır. Alacağınız oy oranı ne olursa olsun, ülkemizi kaplamış olan bu tehlikeli kutuplaşmayı ve gerilimi gidermek, seçimlerden sonra sizin ve hepimizin görevi olmalıdır.