Güncelleme Tarihi:
FİDAN’IN BİLGİSİ DAHİLİNDE Mİ BİLMİYORUZ
SANDIKTA YEMEK İSTİYORUZ DARBEYLE DEĞİL
Demirtaş, partisinin “Paralel Devlet- Yolsuzluk” tartışmalarındaki pozisyonunu ise “Biz AKP’yi mümkünse yemek istiyoruz ama sandıkta; darbeyle komplolarla değil. Darbe, dediğimiz şey sadece tankların sokağa çıkmasıyla olmuyor. Darbenin başka yol ve yöntemleri de var. Demokrasi dışı başka yöntemlerle hükümeti düşürme girişimlerinin yanında yer almayız. Başbakan yolsuzluk ve hırsızlık nedeniyle istifa ediyorsa, kendi bileceği bir iş. O zaman Başbakan yenilmiş olmuyor, kimse de kendisi yemiş olmuyor” açıklamasını yaptı.
Demirtaş, özetle şunları söyledi:
BAŞBAKAN’IN AÇMAZDAN ÇIKARACAK YOL
“Bu tür mekanizmalar (paralel devlet) devreye girerken, yolsuzluk gibi meşru gerekçeler üzerinden devreye giriyor; kamuoyu desteğini sağladıktan sonra meşru olmayan yol ve yöntemler için bunu kullanmaya başlıyorlar. Yolsuzluk şu anda kimsenin karşı çıkamayacağı bir söylem. Ancak bu yapılar ‘Yolsuzluk konusunda titiziz’ duygusuyla hareket eden yapılar değil. Böyle olsaydı şimdiye kadar harekete geçerlerdi. Ancak ‘Niyetleri farklıdır’ diye hırsızlık da görmezlikten gelinemez. Böyle bir açmaz var. Bu açmazdan Başbakan’ın çıkmasının yolu da daha faza demokrasi, kendisini denetime açmak, korkmamak. Yani bir şey çalmadıysanız korkmazsınız.
KORKTUĞUMUZ VE KARŞI ÇIKTIĞIMIZ
Türkiye kamuoyu üçe bölündü. Bir taraf bu operasyonun arkasına kamuoyu desteğini yığdı, bir taraf da Başbakanın arkasına. Bir de bizim gibi üçüncü kesimler var. Başka bir yerde durmaya çalışan. Şimdi operasyon yapan kesimler, arkalarına aldıkları gücü bundan sonra da yolsuzluk ve hırsızlık için mi kullanacak? Yoksa şu anda gerçekleştirdikleri müttefiklik durumunu başka kirli amaçlar için mi kullanacaklar, bunu bilemiyoruz. Korktuğumuz ve karşı çıktığımız kısım budur ve bu kısmı desteklemek de ahlaki değildir. Bu kısmı desteklemek, eğer varsa komployu, darbeyi desteklemek anlamına gelir. Bu yüzden körü körüne birilerinin kuyruğuna takılmamak gerekir.
ÖCALAN’IN TAVRI
Öcalan’ın değerlendirmeleri de bu süreçte PKK’yi yeniden çatışmaya çekip, bu ittifakın içine sokmaya çalışanlara bir cevaptır. ‘Bu süreç bozulur PKK’da devreye girerse, hükümet iyice sıkışmış olur’ diye düşünen varsa ‘Bu darbe girişiminde ben yokum’ diyen bir açıklamadır ve doğrudur. Son derece haklıdır. Demokrasi içinde hükümet gidecekse bugün gitsin, BDP olarak biz buna karşı değiliz. Yoksa biz ne pahasına olursa olsun iktidarın arkasındayız, hükümetin zayıflamasına karşıyız pozisyonunda değiliz. Öcalan da elinin altındaki gücü bu darbeci anlayışa sahip kesimlerin hizmetine sunmayacağını belirtiyor.
CEMAATLE TEMAS YOK
Cemaatle resmi ya da gayrı resmi bir temasımız olmadı. Öcalan’ın çözüm sürecinin başladığı dönemde cemaate gönderdiği mesaj ‘Barış sürecini destekler, barışa destek verirlerse bundan memnun oluruz’ çerçevesindeydi. Ancak son olaylardan sonda yeni bir temas yok. Ne bizimle cemaat arasında ne de cemaatle örgüt arasında bir temas yok.”
ÖCALAN DA BİZ DE BİLMİYORUZ
“Başbakan süreci devam ettireceğini, söylüyor ama neler yapacağını somut olarak bilmiyoruz. Önümüze gelen bir proje yok, İmralı’ya da gitmiş bir proje yok; Öcalan da bilmiyor. Muhtemelen seçime kadar bu seyirde gideceğini tahmin ediyorum. Bir şey olacaksa, seçimden sonra olabilir. Seçimden sonra herkes durumu bir kez daha masaya yatıracak.
DİNK ANMASINDA ÖCALAN’IN MESAJI OKUNACAK
KCK Eşbaşkanı Bese Hozat kastettiği Türkiye’deki Ermeni, Rum ya da Yahudi kardeşlerimiz değil. Ancak Ermeni, Rum, Yahudi kimlikleriyle mağdur olmuş, katliama ve soykırıma uğramış kardeşlerimizi anınca yanlış anlaşılmaya yol açıyor. Anılmak istenen uluslararası sermaye güçleri. Öcalan’ın Hrant Dink’in katledildiği 19 Aralık’ın yıldönümünde bir mesajı okunacak. Son görüşmede ‘Bese Hozat’ın kullandığı ifadelerin yanlış anlaşılmaya müsait olduğunu’ belirten Öcalan, ‘Kendim bizzat bir mektupla gereken açıklamayı yapacağım’ demiş.”