Güncelleme Tarihi:
Kutluay açıklamasında şunları söyledi:
Partnerleri bütün dünyaca malumdur. Kimlerle nasıl çalıştığını herkes bilir. İHH şu ana kadar 200 trilyonluk yardım yapmıştır. Çocuklara, bebeklere, soğuktan donmuş insanlara gitmektedir.
Bu operasyonla yapılmak istenen Suriye halkına ve yardım gönderen kuruluşlarına veya maalesef Türkiye’deki en büyük yardım kuruluşu İHH bunu bildikleri için, yardımı kesmek için yapılan algı operasyonlarından biridir.
Bu Allah’ın izniyle tutmayacaktır. İHH yetimleri, dulları koruyor. Ne yapıyor? İçeriye düşmüş, bir şekilde ya rejimin ya farklı grupların eline düşmüş, gazetecileri yazarları, farklı kişi kurumları kurtarmak için elinden geleni yapıyor. Yüzyılın en büyük hareketine imza atıyor. 1100 kişiyi tek seferde hapishanelerden çıkartıyor.
Bu bazı yerleri rahatsız ediyor. Türkiye'nin bir kurumunun etkin olması, söz sahibi oluyor olması bazılarını deli ediyor. Bu çirkin operasyonlar, devam ettiği sürece bu yapılar deşifre olacaktır. Bu İsrail yanlısı kurumlar, kuruluşlar veya içerlerine sızılmış yapılar tamamen deşifre olacaktır.
Biz daha sağlam ve büyümüş şekilde çıkacağız. Suriye ve Gazze’ye kampanyalarını misli misli artırarak devam edeceğiz.
Bir açıklamamız daha var. Avukatımız açıklama yapacak.
AVUKAT UĞUR YILDIRIM
Sabah 6 itibariyle oluşan süreçle ilgili hukuki konulara açıklık getireyim istedim. Sabahleyin yapılan arama Van TMK 10’ncu maddesi uyarınca yapılan arama, 2012 yılında başlatılan bir soruşturma kapsamında yapıldı.
Bu kapsamda, Kilis ofisinde 9 aydır çalışan normal bir işçimiz ile ilgili kendisinin ev adresinin olduğu iddiasıyla, arama kararı henüz geldi, bu arama kararında mahkemeye ilgili kişinin ev adresi olarak İHH Kilis Ofisi verilmek suretiyle, mahkeme yanıltılmak suretiyle alınan bir yargı kararıdır. Hukuka aykırılık buradadır. Bu kişinin MERNİS adresi vardır. Bu adreste karısı çocuklarıyla baktığı annesiyle beraber ikamet etmektedir.
Bundan haberdar olan bu kişi, kendisi İHH ofisine gelerek teslim olmuştur. Ama bu kendilerine iletilmesine rağmen, bu aramayı yapan kişiler devam etmiştir.
6’da başlayan aramada, ilgili yetkililer dışarı çıkartılmış, avukatların aranması istenmemiş, haber bize 7’ye 10 kala haber verildi, avukatlarımız 7:15’te dahil olmuştur.
Zaten dernekler hakkında ayrıca bir hakim kararı olmaksızın arama yapılması mümkün değildir. Şöyle düşünün herhangi bir şirkette bir çalışanınızla ilgili arama kararı olsa dahi, o kişinin bilgisayarı odasında yapılması gereken arama tüm İHH’nın deposunda ofisinde, hatta Katar Kızılay’ının bulunduğu bölgede yapılmıştır.
Normalde aksine delil bulunamayacağı zamanda bilgisayar kayıtlarına el konulurken, ve bu kişinin bilgisayarı olmasına rağmen, masası belirtilmesine rağmen tüm bilgisayar toplanarak gidilmek istenmiştir. Buna itiraz edilerek, tüm şifrelerin açık olduğu, gerekli dataların burada alınabileceği ki arama yönetmeliğinde de bu şekildedir, ilgili polis arkadaşlar böyle bir teknik yapılarının olmadığı iddiasıyla bütün bilgisayarları toplayarak, merkezlerine götürmüşlerdir.
Bu saatten sonra alınacak deliller hukuken yok hükmündedir. Demek istediğim hukuka ne kadar aykırı bir arama yapıldığının bir kere daha ortaya konulmasıdır.
Arama kararında kapsam ve yetki aşımı yapılmıştır demek mümkündür.
'POLİSLER HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI'
Son aldığımız bilgiye göre Adalet Bakanlığı tarafından da bu aramayı yapan polisler hakkında soruşturma başlatılmıştır. İki savcı görevlendirilmiştir.
Arama kararı normalde aramaya gelindiği esnada verilmesi gereken bir belgedir, biz aramanın başlamasından 5 dakika önce ancak ulaşabildik. Kilis Emniyeti’nin dahi bu operasyondan haberi yoktu.
BOZDAĞ’DAN YALANLAMA
Bu arada Adalet Bakanı Bekir Bozdağ operasyonu düzenleyen polisler hakkında soruşturma başlatıldığı ve iki savcının görevlendirildiği yönündeki haberleri yalanladı.
OPERASYONUN ARKASINDA GÜLEN CEMAATİ Mİ VAR?
Gazetecilerin "Operasyonun arkasında Gülen cemaati mi var" sorusuna İHH genel Sekreteri Sekreteri Yaşar Kutluay şu cevabı verdi:
Adı zaten belli. Bir süredir yaşadığımız sıkıntılar belli. Bunu bütün medya zaten biliyor. İçindeki yapılar olabilir, farklı yapılar olabilir, orayı kullanan yapılar olabilir. Bizim bilgilerimiz hep o taraftan doğru geliyor, o taraftan saldırılar var. bu konuda başbakanımızın açıklamaları var. Türkiye bunu en yetkili ağızlardan duymuş vaziyette.
Altı ilden yapılıyor bu operasyon. Araya da bir şekilde aynı TIR olayında olduğu gibi İHH’yı katmaya çalışıyorlar. Operasyon El Kaide ile alakalı. Bizim kurumumuza da yöneltmeye çalıştıkları iddia bu.
Şahsın evi ortadayken evine baskın yapılmıyor. Hala da personelin evi aranmış değil. personel gelip kendisi teslim oluyor. Bu da garip bir şey. Aradığınız insanı farklı bir yerde arıyorsunuz. Tamamen bilinçli bir şekilde İHH’ya yapılan bir saldırıdır.
Biz ne yaptığını nasıl yaptığını çok iyi bilen bir kurumuz. Bir şey çıkmayacak. Amaç zaten bir şeyin çıkması değil. amaçlarını çok iyi şekilde yaptılar. Şu an için İHH’yı hem batı kaynaklarında, hem farklı kaynaklarında terörle ilgili bir kurummuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Türkiye’yi terörle ilişkili bir ülke haline getirmeye çalışıyorlar. O algıyı yaratmaya çalışıyorlar.
İLK AÇIKLAMA TWITTERDAN
Sabah saatlerindeki baskından sonra ilk açıklama İHH İnsani Yardım Vakfı Basın Koordinatörü Serkan Nergis'ten geldi.
Nergis'in twitter'dan yaptığı açıklama şöyle:
"Hangi şehirden geldiği belli olmayan emniyet görevlileri İHH Kilis ofisinde hukuksuz bir arama yapmaktadır. Terörle Mücadele ekipleri depolarımızdaki bilgisayarlara şu an itibari ile el koydular. İHH Kilis deposunda Terörle Mücadele ekipleri tarafından yapılan arama ve malzemelere el konulması tamamen hukuksuzdur."