Güncelleme Tarihi:
Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy’un yazılı açıklaması şöyle;
"HUKUK GÜVENLİĞİNİ ORTADAN KALDIRACAK VE YARGIDA BÜYÜK BİR TAHRİBATA YOL AÇACAKTIR"
"7 Ocak 2014 tarihinde ” milletvekilinin imzası ile Türkiye Millet Meclisi’ne sunulan 52 maddeden oluşan Kanun Teklifi ile Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nda Genel Kurul’a ait bir çok yetki ve görev Adalet Bakanı’na geçmektedir. Adalet Bakanı ve Müsteşarın varlığıyla yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşüren HSYK’nın oluşumunda, bu kez neredeyse tüm yetkilerin Adalet Bakanına devredilmesiyle yargı bağımsızlığı karanlıklara gömülmektedir. Son yıllarda sıkça yapıldığı gibi güne, olaya, kişiye özel hukuk yaratma telaşı ile hiçbir sivil toplum kesimi ile paylaşılmadan alelacele verilen bu teklifin hukuki dayanaktan yoksun olduğu açıktır. Hukuk devletinin ve demokrasinin güvencesi, kişiler değil sistemdir. HSYK’nın bu şekilde yeniden yapılandırılması ve siyasi iktidara tamamen bağımlı hale getirilmesi hukuk güvenliğini ortadan kaldıracak ve yargıda büyük bir tahribata yol açacaktır. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı hakimlerin değil vatandaşın teminatıdır."
"ADALET BAKANLIĞININ BİR ŞUBESİ KONUMUNA DÜŞECEĞİNİN GÖSTERGESİDİR"
"HSYK ile ilgili teklifte; Genel Kurul’un neredeyse tüm yetkilerinin Adalet Bakanına devrediliyor oluşu, Kurul içindeki dairelerin başkanlarının seçiminde yine bakanın etkili olacağı bir hükmün konulması, Hakim ve savcıların tepesinde "Demokles’in Kılıcı" gibi duran Teftiş Kurulunun başkan ve başkan yardımcılarını doğrudan Adalet Bakanının ataması, Adalet Bakanlığı Müsteşarına HSYK Dairelerinde başkan seçilebilme hakkının verilmesi, Görev yapacak müfettişlerin belirlenmesinde seçilecekleri teklif eden konumunda bulunması, Yönetmeliklerin çıkarılması yetkisinin dahi Adalet Bakanına verilmesi, HSYK’nın bütün personelinin görevinin sona erdirilmesi ve yeni şekillendirmenin Adalet Bakanı tarafından yapılmasının sağlanması, HSYK’nın bağımsız ve tarafsız bir Kurul olmaktan çok Adalet Bakanlığının bir şubesi konumuna düşeceğinin göstergesidir."
"KUVVETLER AYRILIĞI’ İLKESİ DE ORTADAN KALKMIŞ OLACAKTIR"
"Bu halde, Anayasamızda yerini bulan ve hukuk devletinin omurgasını oluşturan yasama, yürütme ve yargının yasal sınırlar içerisinde kalarak hareket etmesini emreden "kuvvetler ayrılığı" ilkesi de ortadan kalkmış olacaktır. Tüm ilgilileri, kendi hukukunu yaratmaktan vazgeçip, evrensel ilkeler doğrultusunda ve kuvvetler ayrılığı gereği kendi sınırlarına çekilmesine ve kendi sınırlarını bilmesine çağırıyoruz. Aksi durumda demokrasimiz büyük yara alacak ve kişi özgürlüklerimiz tamamen güvencesiz olacaktır. Ülkemizde yargıya olan güveni ortadan kaldıracak ve ileriye dönük bir kaos ortamına neden olacak bu teklifin gündeme dahi alınmamasını talep ediyoruz"