Güncelleme Tarihi:
Hükümet’in de yargıya baskı yapmakla suçlandığı sert açıklama satırbaşları ile şöyle:
ANAYASAL SUÇ İŞLENİYOR
“Beğenmedikleri ve yerine daha iyisini yapacağız diye on yıldır sürdürdükleri umut tacirliklerini pişkin bir iflasla yenice ilan ettikleri Anayasa’nın 138. maddesi de yargı bağımsızlığına vurgu yaparak, yasama ve yürütme organları ile idarenin yargı kararlarına uymak zorunda olduğunu ve bu kararların yerine getirilmesini de geciktiremeyeceğini belirtmiş olmasına rağmen, yargı erkinin Anayasal kullanıcılarından olan Cumhuriyet savcısının, yürüttüğü soruşturma çerçevesinde vermiş olduğu talimatlarının kolluk tarafından yürütmenin baskısı ile yerine getirilmemesi ve yine yürütmenin dolaylı yollardan yaptığı baskı sonucu İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve vekili tarafından soruşturmadan el çektirilmesi, bu baskıların soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı tarafından hiçbir tevile ihtiyaç bırakmayacak biçimde açıkça kamuoyuna deklare edilmiş olması karşısında; yürütme organı, adli kolluk görevini üstlenen emniyet mensupları ve yürütmenin baskısına boyun eğen İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve vekili tarafından Anayasal bir suçun işlendiği ortadadır.
HSYK AÇISINDAN SÖZÜN BİTTİĞİ YER
HSYK açısından, sözün bittiği ve çoklukla vurguladıkları Anayasal bir kuruma yakışan dik duruşun ortaya konulup konulmayacağının sınanacağı bir kavşaktayız. Bu aşamada hukukun ve yargının yürütme tarafından daha fazla örselenmemesi, adeta yürütmenin bir oyuncağı olduğu anlayışının yurttaşların bilinçlerine kazınmasının önlenebilmesi, ayrı bir erk olarak, Türk Ulusundan aldığı Anayasal güç ile bağımsız ve tarafsız şekilde görevini yerine getiriyor olduğunun kamuoyuna gösterilebilmesi için, yargı teşkilatının Anayasal en üst idari mekanizması olan HSYK’nın varlığının tam da böyle zamanlar için anlam taşıdığını da hatırda tutarak soruşturmanın selameti açısından, siyasal iktidarın baskısıyla Cumhuriyet savcısını soruşturmadan el çektiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcı Vekili hakkında işlem başlatmasını hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti olmanın bir gereği olarak bekliyoruz.
BİZ HER ZAMAN BURADAYIZ
Diğer erkler karşısında diz çöktürülüp biata zorlanan yargının temsilcilerinin, toplumun ve meslektaşlarının kendisine tevdi ettiği gücün hakkını vereceğine ve HSYK´nın siyasal iktidar ve yürütme ile ilişkilerinde yargı bağımsızlığına uygun bir çizgi izleyerek örselenen yargı teşkilatının onurunu koruyacağına, hukukun üstünlüğü bayrağını yükselteceğine inanmak istiyoruz.Yargıyı adaletin tesisi noktasında etkisiz, ancak derin siyasi amaçlara yönelik olarak araç kılma, yönlendirme ve kullanmaya teşebbüs edip, sonra kontrolü kaybedip sorgu okları kendisine döndüğünde de panik halinde etrafı kırıp dökerek bu fiilleri ile suçun sınırları içinde dolaşan ve hukukun asla himaye etmeyeceği kişi ve kurumların tahribatlarını, adına karar verdiğimiz toplumun takdirine arz ediyor, yargı bağımsızlığına sahip çıkın diyen meslektaşımıza tüm güç ve yüreğimizle “biz her zaman buradayız” diyoruz.
YARGIYA ÇÖKME GAYRETİNDELER
Bugün herkesin gözü önünde ve gözüne sokarcasına, adeta bir güç gösterisi şeklinde, siyasal iktidar yargıya müdahale eşiğini çoktan gerilerde bırakarak uluslararası arenada kulaklarımızı kızartacak bir külhanilik ile “yargıya çökme”nin gayretine düşmüştür. Görünen o ki, yargının araçsallaştırılması suretiyle cini şişeden çıkaranlar o cinin kendilerini çarpacağı endişesiyle titremekte, histerilerle meşum fiillerine haklı mazeretler aramakta olsa da, hesap sorulmadan yakayı kurtaramayacaklarını, adalet önüne diz çökmeden tarih sahnesinden silinemeyeceklerini bilmelidirler.
DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİNİN VARLIĞINDAN BAHSETMEK OLANAKSIZ
Bilmeliydiler ki, Anayasal eşitliğin teminatı olan hukuk, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm yurttaşlarına aynı ilkeler çerçevesinde uygulanarak haksızlığın önüne çekilmiş bir set olmaktan çıkıp, yasama ve yürütmeyi fiilen elinde tutan iktidarın yolsuzluklarını sümen altı eden ve bu hali ile otoritenin emrinde üstünlerin menfaatlerini koruyan bir mekanizmaya dönüştüğünde artık demokratik hukuk devletinin varlığından bahsetmek olanaksızdır.