Güncelleme Tarihi:
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının dün ortaya atılan ve çok daha büyük olacağı söylenen 2. dalgası savcılık ve emniyet arasındaki sürtüşme nedeniyle gerçekleşmemişti.
Bugün ise 2. dalga ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Bazı bakanların çok yakınındaki isimler ile son yıllarda büyük ihaleleri alan işadamları bulunduğu, bu kişilerin iş yaptığı bürokratların yer aldığı isimlere yönelik olduğu iddia edilen soruşturmayı yürüten TMK Savcısı Muammer Akkaş’tan dosya alındı.
Savcı Akkaş bu gelişmeler üzerine gündem değiştirecek açıklamada bulundu. Akkaş açıklamasında yargıya açıkça baskı yapıldığını, soruşturma yapmasının engellendiğini, şüphelilerin kaçması ve delillerin karartılmasına imkan verildiğini belirtti.
Savcı Akkaş'ın açıklamasının tamamı şöyle:
"Tarafımca yürütülen soruşturmada, karşılaştığım baskılar nedeniyle aşağıdaki açıklamayı yapma zarureti olmuştur.
Uzun bir süredir, içinde kamuoyu tarafından yakından tanına kişiler ime bir kısım kamu görevlileri hakkında önemli iddiaların bulunduğu, çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet, nüfuz ticareti, sahtecilik, tehdit, 2863 sayısı yasaya muhalefet gibi suçlara ilişkin 2012/656 sayılı soruşturmayı yürütmekteydim. Kanunun emri gereği gizli olarak yürütülmesi gereken soruşturmanın deşifre edilip basına yansımaya başlaması ve delillerin karartılmasına yönelik olarak önlem alındığını tespit etmem üzerine harekete geçmeden önce dosyayı 24.12.2013 günü sayın Başsavcım Turan ÇOLAKKADI ve Başsavcı vekilim Oktay ERDOĞAN’a ayrıntısı ile arz ettim.
Suçlarla ilgili delillerin karartılmadan bir an önce toplanabilmesi için Nöbetçi Hakimlikten soruşturma ile ilgili alınan arama ve elkoyma kararları ile gözaltına ama kararını dün sabah itibariyle İstanbul Emniyet Müdürlüğüne, gereğinin yerine getirilmesi için gönderdim. Bilahare basın yayın organlarında ve internet sitelerinde gözaltına alınacak bazı isimlerin yer aldığını ve delillerin karartılmaya başladığını tespit etti. Aynı gün saat 19:00 sıralarında operasyonda görev alacak Şube müdürleri ile adliye binasında yaptığım görüşmeye rağmen mahkeme kararının ve gözaltı kararının yerine getirilmediğini belirledim.
Bugün itibariyle bu soruşturma dosyasının içerisinde yer alan arama, elkoyma ve gözaltı kararları ile birlikte gerekçe gösterilmeden uhdemden alındığını öğrendim. Bundan sonra sorumluluk İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve Başsavcı Vekilindedir. Tüm meslektaşlarım ve kamuoyu bilmelidir ki; bir Cumhuriyet Savcısı olarak soruşturma yapmam engellenmiştir.
Dolayısıyla hem Başsavcılık üzerinden hem de yargılama kararlarını uygulama durumunda olan Adli Kolluk üzerinden yargıya açıkça baskı yapılmış ve mahkeme kararlarının uygulanması önlenmiştir. Mahkeme kararlarını uygulamayarak sıralı amirler suç işlemiştir. Şüphelilerin önlem alması, kaçması ve delil karartmasına imkan verilmiştir.
Devletin üç temel erkinden biri olan, bağımsız ve tarafsız bir şekilde görev yapması beklenen yargı erkinin bir mensubu olarak bizlerden beklenen, mevzuatın bize vermiş olduğu yetki çerçevesinden işlenen suçlar ve işleyenler hakkında gereğinin yapılmasıdır. Görevimiz, baskılardan korkarak ve çekinerek milletin hukukunu çiğnetmek değil, milletimizin hukukunu koruma yolunda görevimiz hakkıyla yerine getirmeye çalışmaktır.
Bu zorlu süreçte, en başta meslek büyüklerimiz olmak üzere sütün hukuk camiasından yargı bağımsızlığına sahip çıkmalarını bekliyorum.
Saygılarımla"