Güncelleme Tarihi:
Erdoğan dün AK Parti’nin Seçim İşleri Başkanlığı Bölge Toplantısı’nda başta İstanbul olmak üzere 21 başkan adayının daha ismini paylaştı. Haliç Kongre Merkezi’ndeki toplantıda partililere seslenen Erdoğan, özetle şunları söyledi:
AVANTAJIMIZ TECRÜBEMİZ
- 30 Mart yerel seçimlerine iki büyük önemli avantajla giriyoruz. Birincisi büyük tecrübemiz, ikincisi bizi bizden fazla anlatacak plan ve projelerimiz. Omuz omuza en kaliteli hizmetleri şehirlerimize sunuyoruz. AK Parti’nin belediyecilik anlayışıyla kimse yarışamaz.
BELEDİYECİLİK RANT DEĞİL
- Kardeşlerim belediyecilik diğerlerinin nazarında bir rant kapısı, makam vesilesi olabilir. Bizim nazarımızda sadece millete hizmet kapısıdır. Şehre olan aşktır ve sevdadır. Tıpkı hükümet etme anlayışımızda olduğu gibi belediyecilikte de bizim anlayışımız kendi cebini, eşinin dostunun akrabalarının cebini doldurmak değil milletin hazinesini doldurmak, yaşanabilir şehirler inşa etmektir. Eğer biz yönetimi, cepleri doldurmak olarak telakki etseydik soruyorum bugüne kadar devraldığımız okullar ve derslik sayısını bir kat arttırabilir miydik? Sağlıkta acaba hazine boş olsaydı tam takır olsaydı bizler kalkıp da ülkenin 81 vilayetine bu dev hastaneleri inşa edebilir miydik?
30 MART MİLAT OLMALIDIR
- Bugüne kadar her ne yaptıysak sadece insan için yaptık. Bakınız biz sadece bugüne karşı sorumlu değiliz. Bizler bugünden yarını inşa etmenin, yarını imar etmenin sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyoruz. Bugünden öyle adımlar atmalıyız ki yarınlar aydınlansın. 30 Mart bir milat olmalıdır Türkiye için.
SAİD-İ NURSİ DER Kİ
- Yakın tarihte bir büyük mütefekkir Said-i Nursi son derece anlamlı ilkeyi ortaya koyuyor. ‘Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından zevk ve lezzet alır.’ Evet, hayat kadar hayata bakışımız kadar şehirlerimize bakışımız da işte bu güzel sözün ihtiva ettiği anlam üzerinde yükselmelidir. Hem vücut hem gönül gözüyle baktığımızda içimizi ferahlatan, huzurumuzu arttıran yaşama aşkımızı çoğaltan bir çevre inşa etmek en önemli hedefimiz olmak zorundadır. Çocuklarımız sokağa çıktıklarında ruhlarını incitecek en küçük bir çirkinliğe şahit olmasınlar.
MARŞLA RAY DÖŞENMİYOR
- Türkiye’de raylı sistem Gazi Mustafa Kemal’den sonra sadece bizim yaptıklarımızdır. Bizden önce gelenlerin hiçbirisi raylı sistem inşa edemedi. Bu ülkede 10’uncu Yıl Marşı okumakla raylı sistem tesis edilmiyor ki. Ne yaptın onu söyle. Türkiye’nin dört bir yanını demir ağlarla ören iktidar biziz biz. Onlar laf ürettiler bizler ise icraat. Bütün gerçekler ortada.
FETHEDEN ŞEHİR
- İstanbul bu ülkede 81 vilayetin özetidir. İstanbul sakinlerinin şekillendirdiği değil, sakinleri ile birlikte şekillenen adeta fatihlerini fetheden bir şehirdir. Şimdi sizlere bir şey söyleyeceğim. Benim için çok anlamlı. Dün akşam Katar’dan gelirken arkadaşlarımla sohbet esnasında orada bende öyle bir ilham kaynağı oluşuverdi. Müzik nereden gelirse gelsin burada inanın İstanbullu olur. Irklar, inançlar, diller İstanbul’da tek bir kimliğe bürünür ve İstanbullu olur. Bilim, sanat, estetik, mimari İstanbul’da İstanbullu olur. Onun için İstanbul almaz herkese cömertçe zenginliğini ilhamını verir. İstanbul’un huzuru Türkiye’nin de huzuru refahı büyümesidir. İstanbul herkesin hizmetkar olabileceği herkesin böyle bir şerefe nail olabileceği bir şehir değildir. Alelade şehir değildir. Alelade bir şehreminiyi kabullenmez İstanbul. İstanbul her zaman kutup yıldızı oldu.
İşte AK Parti’nin 21 adayı
- İstanbul: Kadir Topbaş
- Bayburt: Mete Memiş
- Sinop: Hamza ince
- Yalova: Yakup Koçal
- Kırıkkale: Mehmet Saygılı
- Nevşehir: Hasan Ünver
- Siirt: Ali İlbaş
- Niğde: Faruk Akdoğan
- Kırklareli: Selahattin Minsolmaz
- Edirne: Prof Dr. Ahmet Günşen
- Muş: Feyat Asya
- Yozgat: Kazım Arslan
- Çanakkale: Mehmet Daniş
- Çorum: Muzaffer Külcü
- Elazığ: Mücahit Yanılmaz
- Mardin: Mehmet Vecdi Kahraman
- Tekirdağ: Mustafa Yel
- Sakarya: Zeki Toçoğlu
- Balıkesir: Ahmet Edip Uğur
- Kocaeli: İbrahim Karaosmanoğlu
- Bursa: Recep Altepe
HER YER TAYYİP HER YER ERDOĞAN
Haliç Kongre Merkezi dün sabah saatlerinden itibaren dolarken koridorlarda bile yer kalmadı. Salonda ‘Her yer Tayyip her yer Erdoğan’ sloganları atıldı. Başbakan’ın konuşması ve adayları tanıtım programı 3 saat 5 dakika sürdü.
‘ORANTISIZ GÜÇ’LÜ, ‘ŞER’Lİ SİTEM
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan dün akşam, İlim Yayma Cemiyeti’nin 40. Yıl Programı’nda yaptığı konuşmada isim vermeden Gülen Cemaati’ni eleştirdi:
GÜÇ PEŞİNDE OLMADILAR
40 yıl önce rahmetli Avukat Yusuf Türal Bey başta 98 güzel insan bir araya geldi ve bu vakfın temelini attı. Mesele, para değildi.
- İlim Yayma Vakfı on yıllar boyunca nesiller yetiştirmek için çok çetin mücadele verdi. Gayeleri makam mevki şöhret elde etmek değildi. Güç, iktidar peşinde koşmadılar. Onlar ‘biz orantısız güç olalım’ demediler. Sadece ‘ben’ demediler. Onlar ‘biz’ dediler, İlim Yaymayı kutluyorum.
- Menzile kilitlenip yolu unutanlar olmadı. Sen ‘Bismillah’ deyip yola çıkacaksın. Ama menzile varma gayesinin sarhoşluğuna aldanıp yoldan sapmayacak meşru olandan da taviz vermeyeceksin.
- Tek derdi hedefe ulaşmak olan, yolun önemini unutan Allah korusun her yola sapar. Her hendeğe düşer, engele takılır. Hem yoldan olur, hem menzilden olur.
NEFERİMİZSİN DEMEDİLER
- Niyet bozuksa, gaye kötü ise o zaman akıbet de felaket olacaktır. Bir kişiye ulaşırsınız, bir kişinin elinden tutarsınız, bir kişi için emek sarf eder onu adeta bir elmas gibi işlersiniz. O bir tek kişi gelir, tarihin akışını değiştirir.
- Bakın imam hatip sıralarında bizim öyle arkadaşlarımız vardı ki haftalar boyunca onlara harçlık gelmezdi. O arkadaşların imdadına o hayırseverlerimiz yetişiyordu. Verirken ayrım yapmadılar. Bu doğuludur, batılıdır, bu Kürttür demediler. ‘Verdik karşılığını alırız’ demediler. ‘Sizi biz okuttuk siz artık bizim neferimizsiniz’ demediler. İnsana borsada işlem gören bir meta, üzerine yatırım yapılabilir bir finans aracı olarak asla bakmadılar. Ne kazanırız hesabına asla girişmediler.
İLİM YAYMA GÖNÜL İŞİ
- İlim bir gönül işidir. İlim tahsili de ilmin yayılması yaygınlaşması da gönül işidir. Gönlü zengin olan ilmini paylaşır, paylaştıkça da ilmini çoğaltır. İlim tahsili bir gönül işi olmaktan çıkıp hesaba kitaba büründüğünde orada süte su karışır. Orada süt mendilden damlamaya hayrolan niyet Allah korusun şerre dönüşmeye başlar.?- Sefa ÖZKAYA/İSTANBUL