Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber'in canlı yayınında "Günlük Özel" programında soruları yanıtladı. Mustafa Sarıgül'ün "bazı ilçeler için benim istediğim adayların olmasını isterim" yönünde sözlerinin olduğuna ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Ne Sarıgül'ün böyle bir teklifi, beklentisi oldu ne de böyle bir pazarlık söz konusu oldu. Kaldı ki ben asla pazarlıklara izin vermem, böyle bir şeyi asla uygun görmem. Ama bu onun görüşünün alınamayacağı anlamına da gelmez" diye konuştu.
Yerel seçimlerdeki hedeflerine ilişkin soruya karşılık ise Kılıçdaroğlu, adaylar belli olduktan sonra net bir tablo ortaya konabileceğini, yerel seçimlerde seçmenin, adayın kişiliğine göre partisinin dışında da oy kullanabildiğini ifade etti. 295 seçim çevresinin belediye başkan adayının belirlendiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Ankara ile ilgili bir düşünce var mı?" sorusunu ise "Ankara'da ortaya çıkan aday adaylarımız var. Şifahi olarak söyleyip henüz aday adaylığını açıklamayan arkadaşlarımız da var. Beş kişilik komisyonumuz daha Ankara'yı masaya yatırmış değil" diye yanıtladı.
"Çare Sarıgül" sloganına ilişkin değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, "İstanbul için çare elbette Sarıgül" dedi. Bu ifadenin Sarıgül'ün kurmak istediği bir siyasi partinin sloganı olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Ama artık partimize geldiği zaman, İstanbul anakent belediye başkanlığına aday olduktan sonra İstanbul'un çaresi Sarıgül olacak diye düşünüyor" değerlendirmesinde bulundu. "İstanbul'un çaresi Sarıgül dediğinize göre sanki aday da Sarıgül olacakmış gibi" denilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Dikkat edin, 'düşünüyor' dedim" ifadesini kullandı.
"Halk çocuğuyum, 'baronlar şunu yaptı' bilmem"
Merkez sağdan isimlerin CHP'ye davet edileceğine ilişkin haberlerin de sorulmasına karşılık Kılıçdaroğlu, merkez sağ ile bayrak, vatan, demokrasi, özgürlükler, ülkenin geleceği, AB gibi konularda büyük bir ortak paydaları olduğunu, bu ortak paydayı daha da genişletmek istediklerini söyledi. Merkez sağdan görüştüğü isimlerin "Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu tablo, bizim geçmişte mücadele edip getirdiğimiz bir Türkiye tablosu değil, daha demokratik, daha özgürlükçü bir toplumun olması lazım" değerlendirmesinde bulunduklarını aktaran Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki günlerde İstanbul'dan kalabalık bir grup partimize katılacak. Onların temsilcileriyle dün ön görüşmeyi yaptım" dedi.
Kılıçdaroğlu, "CHP'yi baronlar yönetiyor. Baronlar istediği için Kılıçdaroğlu geldi, şimdi de baronlar istediği için Sarıgül partiye geldi" yönündeki iddialara ilişkin ise şunları söyledi:
"Baronun kim olduğunu bilmiyorum. Ben, bir halk çocuğuyum, küçük bir memurun çocuğuyum. Yedi kardeşiz, üniversiteyi tek okuyan benim. Üniversiteye geldiğim zaman benim pardesüm oldu. Anadolu'da pek çok ailenin yediği gibi yer sofrasında yerdik. Masada yemek yemeyi de ben Ankara'ya geldikten sonra öğrendim. Halktan birisiyim. Dolayısıyla 'baronlar geldi, şunu yaptı'... Vallahi bilmiyorum. Baronlar kimdir, bu kararı kim verir, onu bilemem. Bizim dışımızda, bizi şekillendirmek isteyen, yönlendirmek isteyenler olabilir. Ben kızmam ama ben belli şeyleri kararlılıkla götürürüm. Temiz siyaset, düzgün siyaset benim temel felsefemdir. Bunun üzerinde yol almalıyız. Kişisel hırslar, beklentilerle siyasete de girmedim, böyle bir amacım da yoktur.
Eğer Türkiye'de bir çocuk açsa o benim sorunumdur. Ben, onu dert edinirim. Bir çocuk eğer üniversitede yurda giremiyorsa, annesi, babası gözü arkada kalıyor, acaba kızım nerede kalacak diye kaygı duyuyorsa, ben o derdi taşımak zorundayım, onu çözmek için. Bizim derdimiz bu. Yoksa baronlar karar vermiş olabilir, karar verebilirler ama ben burada olduğum sürece, öyle partiyi birilerinin gelip de, 'Ben istediğim gibi yönlendiririm, şekillendiririm'... Buna izin vermem."
"Çalışma varsa komisyonun olabilir"
Yeni anayasa çalışmalarında gelinen noktayı da değerlendiren Kılıçdaroğlu, sıfırdan bir anayasa yapmanın uzlaşma komisyonlarının değil, kurucu meclisin görevi olduğuna işaret etti. Tutuklu milletvekillerine ilişkin sorunun geçici bir maddeyle çözülebileceğinin ifade edildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bizim böyle bir çalışmamız yok. Varsa böyle bir çalışma, komisyonun çalışması olabilir. Bu konuda, Sayın Mehmet Ali Şahin Bey'in yaptığı bir açıklama var, 'bir geçici maddeyle tutuklu milletvekili sorunu çözülebilir' diyor. Eğer öyle olursa bundan da ayrıca memnuniyet duyarız. Bizim böyle bir koşulumuz söz konusu değil" diye konuştu.
Dershanelerin kapatılmasına yönelik tartışmaların hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, dershanelerin kapatılması için eğitimde fırsat eşitliği sağlayacak, dershaneye ihtiyaç kalmayacak bir düzenin kurulması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, sistem değişmeden dershanelerin kapatılmasının, durumu "merdiven altına taşıyacağını, kaçak dershanelerin ortaya çıkacağını, başka isimlerle bunların yapılacağını" savundu.
"Cumhurbaşkanı Gül'ün tercihi önemli"
Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı konusunda CHP'nin adayı var mı?" sorusuna ise "Zamanı geldiğine elbette adayı olacak" yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan karşı karşıya gelirse kimi destekleyeceğine ilişkin soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "İkisinin karşı karşıya geleceğine pek ihtimal vermiyorum. Bir şekliyle, kendi aralarında bir anlaşma yapacaklarından eminim. Bir şekliyle bunu yapacaklardır. Burada Sayın Gül'ün tercihi çok önemli. Cumhurbaşkanlığına yeniden aday olup devam mı etmek isteyecek yoksa cumhurbaşkanlığını bırakıp aktif siyasete mi dönecek? O tercih netleşmediği sürece, Sayın Cumhurbaşkanı ile Erdoğan arasındaki ilişkiyi sağlıklı bir zeminde konumlandıramayız. Önce onun görülmesi lazım."
Gül'ün, yeni yasama yılının açılışında TBMM'de yaptığı konuşmada, siyaset yapacağına ilişkin net bir mesaj verdiğini dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, siyaset yapmanın cumhurbaşkanlığına devam olarak da milletvekilliği olarak da anlaşılabileceğini aktardı. Kılıçdaroğlu, "Dönerse bu başbakanlık mı olur sizce?" sorusunu, "Kendi aralarındaki uzlaşmaya bağlı. Sayın Numan Kurtulmuş'un biraz veliaht olarak görüldüğü belli" diye yanıtladı.