Güncelleme Tarihi:
Üniversitelerarası Kurul Toplantısı’nın 216’ncısı, Isparta’da Süleyman Demirel Üniversitesi’nde (SDÜ) yapıldı. Prof. Dr. Lütfi Çakmakçı Kültür Merkezi’ndeki toplantıya Isparta Valisi Vahdettin Özkan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Isparta Belediye Başkanı MHP’li Yusuf Ziya Günaydın ve rektörler katıldı.
PROF.DR. İBİCİOĞLU KURUL BAŞKANLIĞINI DEVRALDI
Toplantıda SDÜ Rektörü Prof. DR. Hasan İbicioğlu, 2013-2014 Kurul Başkanlığı görevini Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu’dan devraldı. Rektör İbicioğlu, Prof. Dr. Mutlu’ya plaket vererek teşekkür etti. Prof. Dr. İbicioğlu, YÖK Başkanı Çetinsaya’ya da SDÜ’de yapılan çini tabak hediye etti.
TEDİRGİNLİK VAR
Kurul toplantısının açılışında konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, yeni akademik yılı karşılamanın heyecanı içinde oldukları bu dönemde toplumun her kesiminde üniversitelerle ilgili tedirginlik olduğunu belirtti. Prof. Dr. Çetinsaya, "Üniversite gençliği Türk toplumun içinden çıkan bir gençliktir. Elbette Türk toplumunun diğer kesimlerinde olduğu gibi içerisinde farklı kimlikleri, görüşleri barındırmaktadır. Mesele bu farklılıkların akademik gelenek ve demokratik temayüller içerisinde bir arada yaşayabilmesi, çatışmaya dönüşmemesidir" diye konuştu.
ÜNİVERSİTELERDEKİ OLAYLAR DARBE BAHANESİ OLMUŞTUR
Üniversite öğrencilerini saf ve kandırmaya müsait bir kesim olarak görmenin kabul edilemeyeceğine dikkat çeken Prof. Dr. Çetinsaya, üniversite öğrencilerinin politik bilinç ve duyarlılıkla toplumun en hareketli kesimi olduğunu, bu durumun üniversite gençliğini fiziksel çatışmayla özleştirmek anlamına gelmemesi gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Çetinsaya, şöyle devam etti:
"Türkiye siyasal yaşamında üniversitelerde yaşanan çatışmalar, olağanüstü siyasal müdahalelerin, darbelerin ve muhtıraların hayata geçirilmesinin birer bahanesi olarak iş görmüştür. Fakat söz konusu dönemler ekonomi, siyaset ve kültürel anlamda toplu bir akıl tutulmasının yaşandığı dönemlerdir. Üniversiteler bundan payını almıştır. Ancak ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel alanlarda büyük atılımların yaşandığı Türkiye’de bu geçerli değildir."
ÖĞRENCİLER VE AKADEMİSYENLER PROTESTO HAKKINA SAHİPTİR
Üniversitelerin siyasi baskı olmaksızın sorunların açıkça tartışıldığı mekanlar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çetinsaya, öğrencilerin kampüslerde düşüncelerini rahatça anlatabilmeleri gerektiğini söyledi. Öğrencilerin görüşlerini baskılayan ortamların öğrenme özgürlüğünü kısıtlayacağını savunan Prof. Dr. Çetinsaya, şöyle devam etti:
"Öğrenciler, asla kendi görüş, duruş ve düşüncelerinden ötürü öğretim elamanları ve diğer öğrenciler tarafından hor görülmeyeceklerini hissetmelidir. Hiçbir öğrenci dünya görüşlerinden dolayı ayrımcılığa tutulamaz. Haksız bir şekilde değerlendirildiğini düşünen öğrencilerin buna itiraz etme hakkı vardır. Herhangi bir kişi kampusa davet edildiğinde, bazı öğretim elemanları ve öğrencileri sırf davetli kişi ve kendilerinden farklı düşünüyor diye o davetlinin ifade özgürlüğünü kısıtlayamaz. Öğrenciler ve öğretim elamanları şiddete başvurmaksızın protesto hakkına sahiptir. Öğrencilerin öğrenme, öğretim elemanlarının öğretme özgürlüğünü kısıtlayan her tür eylem, protesto ve işgal akademik özgürlüklerin ihlalidir. İfade özgürlüğü de mutlak değildir."
ODTÜ’DEKİ OLAYLAR
ODTÜ’de başörtülü öğrencilere yönelik sözlü taciz iddialarına ilişkin de açıklamada bulunan Prof. Dr. Çetinsaya, "ODTÜ’de yaşananlar da asla kabul edilemez ve hiç bir şekilde müsamaha gösterilemez. Bu manada Denetleme Kurulu’na konunun her bakımdan soruşturulması için talimat verdim" dedi.
BİZE DÜŞEN SEFERBERLİK ORTAMI OLUŞTURMAMAK
Üniversite yönetimlerinde yetkili mercilerde yer alan kimselere düşen görevin, üniversitelerde ne olursa olsun seferberlik ortamı oluşmasına imkan vermemek olduğunu belirten Prof.Dr. Çetinsaya, şunları söyledi:
"Bizlere düşen, üniversite öğrencilerinin eğitim ve öğretim haklarının teminat altına alınmasıdır. Üniversitelerimizde faaliyete gösteren veya göstermeye çalışan illegal ve marjinal örgütler olabilir. Bunların açığa çıkarılması sürecinde gerekli yasal mekanizmaların işletilmesi geçmişte olduğu gibi bugün de bir gerekliliktir. Ancak bu süreçte üst yöneticiler olarak güvenlik ve özgürlük dengesine azami ölçüde dikkat etmeliyiz. Eğer bu dengeyi bozarsak, terazi ’güvenlikleştirme’ yönünde ağır basarsa her şeyi öncelikle bir güvenlik meselesi olarak görmek üniversitedeki gerilimleri daha da tırmandıracak, farklılıkların çatışmaya dönüşmesi için ortam hazırlayabilecektir."
TAKDİR BAKANLAR KURULU’NUN
Prof. Dr. Çetinsaya, toplantının ilk bölümünden sonra gazetecilerin yurtdışında lise öğrenimini tamamlayan gurbetçilerin Türkiye’de istedikleri üniversiteye sınavsız yerleşme imkanı veren çalışmaya ilişkin sorusu üzerine, "Bakanlar Kurulu’nun takdirinde olan bir konu. Biz gerekli görüşlerimizi bildirdik" dedi.
'ÜNİVERSİTELİLERİ SOKAĞA DÖKMEK İSTEYENLER VAR’
Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, Isparta’da gerçekleştirilen 216’ncı Üniversitelerarası Kurulu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Suriye’daki iç çatışmayı ve Mısır’daki darbeyi kınadı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin son yıllarda uluslararası arenada ekonomik aktör haline geldiğini belirten Prof.Dr. İbicioğlu, masumların umudu haline gelmeye başlayan Türkiye’nin yanı başında oyunlar oynandığını söyledi. Kurul olarak halkın iradesinin her yerde tecelli etmesi gerektiğine inandıklarını vurgulayan Pdof. Dr. İbicioğlu, "Halkın iradesinin olmadığı yerde zorbalıkların olacağına inanıyoruz. Mısır’da, halkın iradesi ile işbaşına gelmiş iktidarın darbeyle alaşağı edilmesini, halkın iradesinin hiçe sayılmasını, evrensel hukukun, evrensel insan haklarının çiğnenmesi anlamında görüyoruz. Mısır’daki darbeyi kınıyoruz. Dünyada darbeler dönemi kapanmak zorundadır" diye konuştu.
KİMYASAL SİLAH KULLANIMI KABUL EDİLEMEZ
Suriye’de kimyasal silah kullanıldığına da dikkat çeken Prof. Dr. İbicioğlu, şöyle konuştu:
"Bu ilk değildir. Halepçe’de de kullanılmıştır. Komşuda çıkan yangının ekonomik, siyasal, güvenlik açısından bizim istikrarımızı etkilemesi, siyasal açıdan bizim içimizi de karıştırmaya çalışmaları tabii ki bizi yakından ilgilendiriyor. Derinden yaralıyor. Suriye’de masum halka, kundaktaki çocuklara kimyasal silah kullanarak, kendi halkına karşı zorlayıcı bir yaklaşımla namluların çevrilmesini ve bu insanlık suçunu Üniversitelerarası Kurul olarak kınıyoruz."
O ATEŞ TÜRKİYE’YE SIÇRATILMAK İSTENİYOR
Ortadoğu başta olmak üzere Türkiye’nin çevresinin yangın yerine döndüğünü vurgulayan Prof. Dr. İbicioğlu, şunları kaydetti:
"Etrafımızdaki yangınların kıvılcımları Türkiye’ye sıçratılmaya çalışılıyor. Bunu görüyoruz. Ülkeyi istikrarsızlaştırarak, ülkede birtakım istenmeyen güçleri, karanlık güçleri devreye sokmak isteyenler var. Bu konuda en çok kullanılan kesim üniversite gençliği. Üniversite gençliği iki açıdan onların avantajına gelmektedir. Bir yandan üniversite gençliği yaş olarak delikanlı çağında olmaları sebebiyle hızlı manipüle edilebilecek önemli bir kitle. Diğer yandan bir ülkenin üniversite gençliğini ele aldığınız zaman gelecekteki entelektüel sermayeye önemli bir darbe vurmuş olursunuz. Üniversite gençliğini sokaklara dökmek isteyenler, ülkeyi istikrarsızlaştırmak adına kullanmak isteyenler vardır, olacaktır. Bunlar karşısında uyanık olmak en önemli görevimizdir."