'O bana diktatör diyecek vay haline'

Başbakan Tayyip Erdoğan, “Menderes’i idama götürdüler, diktatör dediler. Aynı şeyi şimdi şahsıma söylüyorlar. Ben diktatör olacağım, o bana diyecek. Onun vay haline. Anında götürürler” dedi.

Rize’de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi vakfı toplantısında konuşan Başbakan, üniversite yönetimlerine de, “Üniversiteler terör alanı değildir. Hiç taviz verilmemeli. Bütün disiplin mekanizmalarını işletmelidir” mesajını verdi. Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:

OKUDUKÇA CAHİL OLUNUYORSA

Biz çocuklarımızın gereksiz bilgiyle değil hayatın kendisiyle donanımla yetişmesini temin etmekle yükümlüyüz. Okudukça daha da cahil oluyorsa orada ters giden bir şeyler var demektir. Böyle bir eğitim tarzı bizim müsamaha göstereceğimiz eğitim şekli olamaz.

ÜNİVERSİTELER KENDİNİ İZOLE ETTİ

On yıllarca bunu üniversitelerde yaşadık. Topluma, ülke gerçeklerini kendilerini kapattılar. İzole noktaya geldiler. Siyasetle, sosyal, ekonomik sorunlarla ilgilenemediler. Milletle kucaklaşma yerine milletten uzaklaştılar. Şimdi mecrasına döndürüyoruz. Üniversitelerin milletle örtüşmesi için gayret sarf ediyoruz.

YAŞAM TARZININ DÜŞMANI

Demokrasiye kapalı üniversite bilime asla açık olamaz. Farklı düşünce, yaşam tarzlarına saygı gösteremeyen üniversite bilim üretse bile o yol göstericiliği üretemez. Ayrımcılığın, ırkçılığın, faşistliğin özellikle de kendi vatandaşlarının yaşam tarzının, sakalının, kılık kıyafetinin düşmanı olan üniversite sadece robot üreten üniversite olur.

DEMOKRATİKLEŞMEDE ÖNE ÇIKMALI

Üniversiteleri biz her meselede daha aktif ve ışık tutan, yol gösteren, rehberlik üreten kurumlar olarak görmek istiyoruz. Demokratikleşme meselesinde öne çıkmalarını bekliyoruz.

İLİM ADAMI EL PENÇE DİVAN DURMAZ

İlim adamı ilmin namusundan, fikir namusundan bedeli ne olursa olsun taviz vermeyen insandır. Ben bir siyasetçiyim. Biz bile kalkıp da ilme ters bir şeyi istiyorsak, ilim adamının öyle
değil, böyledir demesi lazım. El pençe divan durup ferman buyurdunuz dememeli.

EL EZHER DARBEYE

Ezher Şeyhi’ni, Ezher Üniversitesi’ni darbecilerin yanında gördük. Nasıl darbeye alkış tutarsın? Orada ilim bitmiştir, ilim adamı bitmiştir. Kendini o darbecilere karşı kurtarır ama tarih onları lanetler.

UCUBE YAKLAŞIMLAR

Batı, Mısır olayıyla birlikte kendisi ile çelişmeye başlamıştır. Hâlâ dur diyemiyor. Mısır’daki darbeyi dünyaya meşru sempatik gösterebilmek için çeşitli platformlarda, demokratik darbe, sandıksız demokrasi gibi ucube kavramlar ürettiler. Darbe darbedir. Kılıf uyduruyorsun. Ben yaptım oldu. Bu da diktatöryal bir yaklaşımdır. Susmak çok ağır vebalin altına girmektir. Üniversitelerin daha gür ses çıkarmalarını beklerdim.

GALİLEO DİRENDİ

Galileo, ölüm tehdidine rağmen dünya dönüyor cesaretini göstermeseydi, bilim bugünkü seviyesine ulaşamayacaktı, dünyayı hâlâ tepsi gibi gösterecekti. Buna darbe denmeyecekte neye denecek? Mısır ordusunun mensuplarına sesleniyorum. Siz kimi öldürdüğünüzü biliyor musunuz?

YOLSUZLUK BAĞLANTILARINI BİZ KESTİK

Biz Türkiye’de 1’i 5’e katladıysak bu dönemde geçmiş dönemle mukayese edilemeyecek derecede yolsuzlukları, bağlantılarını kestik. Sıfır yolsuzluk. Hâlâ yok mu, var. Onları da aşacağız. Kayıt dışı
ekonomi hâlâ var. Onları da aşacağız. Aşınca çok daha güçlü olacağız.

BEDELİN ÖDENECEĞİ YER SANDIKTIR

Mursi, hangi hatayı yaparsa yapsın bedelini ödeyeceği yer sandıktır. Menderes de hata yaptı dediler. 27 Mayıs darbesini meşrulaştırmak istediler. Merhum Erbakan da hatalıydı dediler. 28 Şubat’ı meşrulaştırmaya çalıştılar. Menderes’i idama götürdüler, diktatör dediler. Aynı şeyi şimdi şahsıma söylüyorlar. Ben diktatör olacağım, o bana diyecek. Onun vay haline. Anında götürürler.

Evden çıkış

BAŞBAKAN, Güneysu’daki evinden, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne gitmek üzere öğleyin ayrıldı. Korumalar, konvoy halinde hareket ederken, bir süre kapılar açık gitti. Erdoğan, yoğun güvenlik önlemleri altında üniversiteye girdi.

Sevsinler sizin özgürlük mücadelenizi

BENİM POLİSİM

Benim polisim su sıkıyor, vay. Onlar yakıp yıkıyorlar adı özgürlük mücadelesi oluyor. Sevsinler sizin özgürlük mücadelenizi. Özgürlük mücadelesi verenler, fikren verir, düşünceyle verir. Sandıkta verir. Sandıkta kazanamayacağını sananlar dağda eline silah alır, meydanlarda molotofkokteyli alır.

TAVİZ VERMEMELİ

Bizim üniversitelerimizin çatısı altında asla bunlara müsaade edilmemeli. Orada herkes elinde kitabıyla dolaşmalı. Böyle bir şey olduğu anda yönetim anında bunlara müdahale etmeli, elindeki yetkiyi en güzel şekliyle kullanmalı. Hiç taviz verilmemeli. Bütün disiplin mekanizmalarını işletmelidir.

TERÖR ALANI DEĞİL

Çünkü meydanı boş buldukları zaman üniversiteleri terörize etmenin gayreti içerisine giriyorlar. Üniversiteler terör alanı değildir. Oralarda bilgi tahsili vardır. Oradaki insanlar topluma örnek olmaya mecburdur.

DEMOKRATİKLEŞME EĞİTİMİ

Gençlerin yetişmesine daha fazla eğilmemiz, yoğunlaşmamız gerekiyor. Özellikle demokrasi ve demokratikleşme konusunda eğitimin hayati öneme haiz olduğunu burada vurgulamak durumundayız. İlkokulun, hatta ana okulunun daha ilk gününden, ilk dersinden, üniversite son gününe, son dersine kadar bizim çocuklarımıza, gençlerimize demokratik kültürü, hoşgörüyü, birbirinin yaşam tarzına saygıyı, birbirinin hayat hakkına saygıyı anlatmamız gerekiyor.

YOL KESEN FAMİLYASINDAN DEĞİLİZ

Dün üniversiteler de ikna odalarını kuranlar bugün Ankara’da caddede yol kesiyorlar, milletvekili dokunulmazlığına sığınıyorlar. Bizler yol kesenler familyasında yer almayacağız.