Güncelleme Tarihi:
Konuyla ilgili Hürriyet’e açıklama yapan TTB Genel Sekreteri Beyazıt İlhan, Sağlık Bakanlığı’na gönderilen metinde doğal olarak doktor isimlerinin bulunmadığını belirtti. Zor durumdaki insanlara yardım eden hekimlere soruşturma açılmasının tüm dünyada infial uyandırdığını kaydeden İlhan, “Hekimlik mesleğinin bağımsızlığına saygı duyulması gerekiyor. Sağlık çalışanları mesleklerinin gereğini yaptılar. Kamu sağlık otoritesine doktorlar hakkında soruşturma açmak yakışmadı” dedi.
TTB’den bakanlığa gönderilen yazıda özetle şunlar vurgulandı:
CİDDİ SAĞLIK SORUNLARI OLDU
“Birey ve toplum sağlığı için yürüttüğümüz çalışmaların hem iç hukuktaki kurallara hem de uluslararası düzenlemelere, daha da önemlisi hekimlik hasta hakları/insan hakları ile ilgili etik bildirgelere uygun olduğunu belirtmeye yer olmadığını düşünmekteyiz. Çatışmaların yaşandığı alanlarda revirlere 8 bin 163 kişi yaralı olarak başvurmuş. 5 kişi hayatını kaybetmiş. 106 kişi kafa travmasına uğramış. 63 kişi ağır yaralanmış. Bir ağır yaralının hayati tehlikesi devam ediyor. 11 kişi gözünü kaybetmiştir. İki il hariç, bütün yurtta milyonlarca kişiye ifade ve gösteri hakkını kullandığı için polis şiddeti ve yoğun kimyasal gaz kullanımı ile yanıt verilmiş, bu nedenle ciddi boyutlarda fiziki ve ruhsal sağlık sorunları ortaya çıkmıştır.
SAĞLIK MUHALİFLERİN DE HAKKI
Her şeyin başı olan sağlık, hükümete muhalif ya da değil ayrımsız herkesin en temel hakkıdır. Başta Anayasa ve BİYO-TIP Sözleşmesi olmak üzere, insan sağlığını korumak, sağlık hizmetine ihtiyacı olanlara temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alındığı bir sağlık hizmetine ulaşmalarını sağlamak Sağlık Bakanlığı’nın ödevidir. TTB’nin ‘Kimyasal Gösteri Kontrol Ajanlarıyla Temas Edenlerin Sağlık sorunları Değerlendirme Raporu’nda 11 bin 155 yanıt üzerinden elde edilen bulgulara ve yanıtlara göre her 10 kişiden neredeyse 7’si, kullanılan kimyasal maddelerden çok yoğun olarak etkilenmiş. Bunlara rağmen kimyasal gazdan etkilenenlerin yüzde 92’si sağlık yardımı almamış. Hastaneye başvurma ya da götürülme yüzdesi yüzde 5 düzeyindedir. Sadece bu bulgular bile Sağlık Bakanlığı’nın temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı bir sağlık hizmetine ulaşımı sağlama ödevini yerine getirmediğini ortaya koymaktadır.
HEKİMLERE ÇAĞRIYI BİZ YAPTIK
TTB, eylemler sırasında Sağlık Bakanlığı ekiplerinin ulaşamadığı, hizmet veremediği kişilere ya da fişlenme, soruşturmaya uğrama vb. kaygılarla sağlık hizmeti alamayan hastalara ilk yardımda bulunmaları yönünde hekimlere çağrıda bulunmuştur. Soruşturma konusu davranışlar, hekimlik ahlakı, hekimlik etik ilkeleri dışında ulusal ve uluslararası bağlayıcı hukuksal düzenlemelerde de yer alan normlara uygundur. Bakanlığınızın ilgili ‘soruşturma’ konulu yazıları ayrımsız sağlık hizmeti alma hakkına, tıbbi tarafsızlık ilkesine, hastaların sırlarını saklama yükümlülüğüne, sağlık verilerini ve özel hayatın gizliliğine ilişkin evrensel ve ulusal düzenlemeler ile bütünüyle çelişmektedir. Sağlık Bakanlığı’ndan konuya ilişkin öncelikli beklentimiz kimyasal gazların toplumsal olaylarda kullanımının yasaklanması için ivedi girişimlerde bulunmasıdır. Sağlık hizmeti bekleyen kişilere ayrımsız sağlık hizmeti veren hekimlere, sağlık personeline gösterdikleri özen için teşekkür edilmesi, baskılara son verilmesidir.”