Güncelleme Tarihi:
Ankara Adliyesi’nde hakimlik stajı yapan Didem Yaylalı (26), 3 gün önce tatil için Fethiye’ye geldi. Yaylalı, salı günü akşam saatlerinde alkol aldıktan sonra odasına çekildi.
Dün saat 11.00 sıralarında odaya giren temizlik görevlisi, Didem Yaylalı’yı yerde hareketsiz yatarken buldu. Yaylalı’yı uyandırmaya çalışan görevli, nefes almadığını fark edince, otel yetkilileri ve 112 Acil Servis ekiplerinden yardım istedi. Ambulansla, Lokman Hekim Esnaf Hastanesi’ne götürülen Didem Yaylalı, yapılan müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi.
OTOPSİ RAPORU BEKLENİYOR
Yaylalı’nın odasında antidepresan ilaç buldu. İlacın alkolle birlikte alındığında kalp krizi riskini arttırdığı kaydedildi. Yaylalı’nın, alkolle birlikte ilaç kullanımına
HÂKİM VE SAVCILAR TEPKİLİ |
Çok sayıda, hakim ve savcı Yaylalı’nın intiharı ile ilgili adalet.org isimli sitede mesaj yayımladı. Sitede yer alan yorumlara göre, Yaylalı’nın intiharının gerisinde, hâkim adaylığının HSYK tarafından reddedilmesi sonrası olduğu iddia edildi. Sitede yer alan mesajların birinde, Yaylalı’ya bir bildirimin yapılmadığı, cüppe sırasında girdiği sırada bir görevlice “Listede adınız yok” denildiği iddia edildi. Sitenin kurucusu Hâkim Aydın Başar konu ile ilgili paylaştığı mesajında şunları kaydetti“Ruh dünyasının nasıl bir süreç geçirdiğini arkadaşlarından öğrenebiliyoruz. Söylenene göre en son intihar edecek insanlardan biri. Ne tetikledi bu kararı bilmiyorum. Ama yaşadığı sürece belki ruhunun en büyük haksızlıklarına uğradı. Bizim ülkemiz kendi insanlarını yok etmede maharetli bir ülkedir. Dün Ayşeye yapılır bu yok etme bugün Dideme. Dileğim bu intiharın nedeni kendisine yapıldığını düşündüğü haksızlıklar değildir. Yoksa o haksızlık da rolü olanlara büyük bir vebal ve vicdan sızısı bırakmıştır.” |
bağlı kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiği şüphesi üzerinde duruluyor. Yaylalı’nın cenazesi Fethiye Cumhuriyet Savcısı’nın yaptığı ön incelemenin ardından kesin ölüm nedeninin araştırılması için otopsi yapılmak üzere Muğla Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
''HAKİM KIZIMI ÇAYCI OLARAK KULLANDI''
Didem Yaylalı’nın cenazesi Ali Tıp'tan alınarak Bursa’ya getirildi. Didem Yaylalı’nın Uludağ’da görev yapan Astsubay babası Yaşar Yaylalı, "Bronşit tedavisi gören ve bu nedenle HSYK tarafından ataması yapılmayan kızımın geleceğiyle oynayıp hayatını aldılar" dedi.
Muğla’nın Fethiye ilçesi’nde tatildeyken kaldığı otel odasında ölü olarak bulunan ve yapılan otopsinin ardından ailesi tarafından Adli Tıp Kurumu Morgu’ndan cenazesi alınan hakim adayı Didem Yaylalı’nın cenazesi Bursa’ya getirildi. Yakınlarının gözyaşları içerisinde Mezarlıklar Şube Müdürlüğü Morguna konulan Yaylalı’nın cenazesi yarın toprağa verilecek. Morg önünde Didem Yaylalı’nın emekli hemşire olan annesi Şamile Yaylalı, "Hakim olacak devletine faydalı olacak derken şu hale bak. Ciğerimi, bebeğimi koparıp aldılar benden başını yediler çocuğumun" diye gözyaşlarına boğuldu.
Uludağ’da bulunan Orduevinde elektrik teknisyeni olarak görev yapan astsubay babası Yaşar Yaylalı ise "Kızım bir buçuk yıldır atama bekliyordu. Kızım bronşit tedavisi gördüğünden dolayı 15 gün içinde 3-4 kez viziteye çıkmış, bu nedenden dolayı niçin fazla hasta oluyorsun denilerek kendisine devamsızlık nedeniyle akademi tarafından soruşturma açıldı ve disiplin cezası verildi. Disiplin cezası olarak ise 225 lira maaş cezası kesildi" dedi.
Yaşar Yaylalı, kızının 2012 yılının Haziran ayında ataması yapılması gerekirken, ataması HSYK’nın 3’ncü Dairesi tarafından disiplin cezası ve bu süre zarfında hastane kayıtlarına ulaşmadığını gerekçe gösterip ataması reddedildiğini iddia etti. Baba Yaylalı, "HSYK, benim çocuğumla birlikte 4-5 çocuğun daha atamasını yapmadı. Raportör hakimler tarafından kızım hakkında tutulan iki satırlık tutanak kızımın geleceğiyle birlikte hayatını aldı" dedi.
Kızıyla en son Ramazan Bayramı'nda görüştüğünü de belirten Yaşar Yaylalı, "Kızım artık bu mesleği yapmak istemiyordu. Bursa’ya gelecekti. Bana son zamanlarda hakkımı sonuna kadar arayacağım. Onlar benim gururumu, haysiyetimi yok ettiler. Atamam yapılsın bir gün çalışıp istifa edeceğim" diyordu diye konuştu.
Kızının gerçekleşmeyen ataması nedeniyle son zamanlarda doktor kontrolünde hafif dozda anti depresan ilaçlar kullandığını da belirten Yaşar Yaylalı, "26 yaşındaki bir kızın bu kadar ağır bir süreci atlatması kolay değildi" dedi.
Bir gazetecinin Didem Yaylalı’nın arkadaşlarının sosyal medyada ’dar pantolon giydiği ve başı açık olduğu için intihar etti’ yorumlarına ise Yaşar Yaylalı, "Bu konu hakkında bilgim yok. Ancak yorum yapmamı istiyorsanız doğrudur" diye cevap verdi.
YARSAV'DAN İNTİHARA TEPKİ
Yargıçlar Sendikası ve Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV), hakim stajyer Didem Yaylalı’nın intihar olayına tepki gösterdiler. Yargıçlar Sendikası’ndan yapılan yazılı açıklamada Yaylalı’nın, Ankara’daki Gezi protestoları hakkında Adalet.org internet sitesinde yazdıkları paylaşılarak şunlar kaydedildi:
DİDEM MESLEĞİN YÜZAKI
“Didem evrensel hukuk ilkelerinin tüm insanlara tanıdığı hak ve özgürlüklerin bilincinde olan, stajyer olmasına rağmen tanık olduğu hak ihlalleri karşısında susmayıp görüş belirten bir meslektaşımızdı.
Adalet.org sitesinde Ankara’daki Gezi protestoları hakkında ‘Bu akşam Bestekar sokakta insanlar pasif haldeydi, bir tek provokasyon yoktu. Herkes demokratik hakkını kullanıyordu. TOMA birden girdi, direk hedef alıp gaz bombası attı, apartmanın içine gaz bombası attı, birden çok vatandaşın evine gaz bombası attı, insanları hedef alıp plastik mermi sıktı. İnsan canı kamu malından sayılmadıgı için değersiz galiba’ diye yazıyordu. Maalesef kendisi de insan canını kamu malından saymadıkları için ona değer vermeyenler tarafından göz göre göre ölüme sürüklendi. Yargıçlar Sendikası olarak HSYK’nin Didem Yaylalı’yı mesleğe kabul etmeme kararını reddediyor, onu yargıçlık mesleğinin yüz akı olarak kabul ediyoruz. Didem’i psikolojik baskı, yıldırma ile yaşamından vazgeçmeye zorlayanları protesto ediyoruz.”
HİLELERİNE DEVAM EDECEKLER
YARSAV’dan yapılan yazılı açıklamada da şunlar kaydedildi:
“Örneğini defalarca gördüğümüz Türkiye Adalet Akademisi denilen gözetleme, hizaya çekme ve fişleme merkezinde kendisinden olmayanları izleyen ve büyük
abinin ‘Hukuku dediğin muhafazakar olur’ diye giyimine karışıp yaşam tarzını sogulayan zihniyet ve onun koordinasyonuyla HSYK kendinden olmayanı ötekİleştiren, onurunu inciten zihniyetiyle gencecik bir yaşamı ona dar etti. Yalan söyleyecekler, hilelerine ve yalanlarına devam edecekler.”
DEVAMSIZLIK VE SAHTE RAPORDAN MESLEĞE ALINMAMIŞ
intihar eden hakim stajyer Didem Yaylalı’ya mesaiye devamsızlığı ve sahte doktor raporu aldığı için disiplin cezası verildiği, bu cezalar yüzünden Yaylalı’nın, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından 1 yıl önce mesleğe kabulünün yapılmadığı belirlendi.
HSYK yetkililerinden alınan bilgiye göre Yaylalı, 3 yıl önce 12.dönem hakim adayı olarak staj yaptı. Ancak, mesaiye devamsızlıkları ve sahte doktor raporu aldığı gerekçesi ile disiplin cezası verildi. Bu süreçte Yaylalı’ya stajyer hakim maaşı da verildi. Stajını tamamlamasının ardından dosyasını değerlendiren HSYK, Yaylalı’nın mesleğe kabulünü yapmadı. HSYK yetkilileri, Yaylalı’nın mesleğe kabul edilmemesinin nedenini internet sitelerinde iddia edildiği gibi tayt giymesi ya da alkol almasıyla ilgisinin olmadığını, disiplin cezaları nedeniyle olduğunu bildirdiler. Yetkililer Yaylalı’nın aldığı disiplin cezalarının iptali nedeniyle Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtığını ancak reddedildiği bilgisini de verdiler. Yetkililer, “İnternet sitelerindeki alkol vs. konular özel hayatına ilişkindir. Bizim bu konuyla ilgili bir bilgimiz yok” dediler.
SOSYAL MEDYADA HSYK’YA TEPKİ
Stajyer Hakim yaylalı’nın intiharı sosyal medyada da geniş yankı buldu.
Yaylalı’nın ölümüne ilişkin yapılan çok sayıdaki yorumdan bazıları şöyle :
“* Hakim ya da savcı olmak üzere adalet akademisi’ndeyken tayt pantolon giyen ve karalanarak mesleğe alınmayan; --burası önemli-- onurunu korumak için yaşamına son veren genç hukukçu.. “gerçek olan bir adalet sorunu var, intihar. adil olmayan kararlardan daha da gerçek. bu gerçeği kim yalanlayabilir..?
* HSYK meslekten uzaklaştırdıktan sonra şaka yapar gibi 1 yıl boyunca maaşını yatırmaya devam etti.. ne meslekten atıyorlar ne de mesleğe geri alıyorlardı. amaç istifaya zorlamaktı şüphesiz.
* Didem ancak mesleğini seviyordu ve 1 yıl boyunca mesleğe geri dönme ümidi ile adliyede savaştı. bu süreçte ağır depresyona girdi.. ankara tek başına kalan didem, stajı bitmiş olmasına karşın atanamıyor ve hiç bir yerde de çalışamıyordu.. üzerindeki baskılar zamanla arttı.. ankara yanlızlığa ve mesleksizliğe zorla mahkumn edilen didem artık avukat olma karar aldı. zira başarılı bir hukukçuydu. bir sürü yayımlanmamış akademik çalışması vardı ve türkçe’deki korkunç muhakemesini ve edebi yeteneğini harcamak istemiyordu.
en sonunda hiç kimseye haber vermeden fethiye’ye gitti.”