Güncelleme Tarihi:
KİŞİSEL MESELEM DEĞİL
“Kendisiyle görüştüğümüzde bize, ‘Benim gibi bir insan bu koşullarda, küçük bir hücrede böylesine önemli bir süreci yürütüyor. Sürecin merkezinde ben varım, çağrıyı ben yaptım, ben başlattım. Bu süreç selamete ulaşmadan benim burada çat diye kalbim dursa süreç ne olacak? Bu soruyu soruyorum bazen kendime’ demişti. Sözlerini, ‘Dolayısıyla sağlığımla ilgili dile getirdiğim şeyler, benim kişisel kaygılarım değil, doğru anlaşılsın. Hükümete de mesaj verirken hep bu çerçevede veriyorum. Bu benim kişisel meselem değil, kişisel kaygım da değil. Pozisyonum bu kadar önemliyken süreç açısından herkesin dikkat etmesi gerekir’ diyerek tamamlamıştı.
HÜKÜMET KAFA YORUYOR
Koşulların en azından sağlık riskini ortadan kaldıracak bir ortama kavuşması lazım. Öyle bir hücrede kalıyor olması doğru değil. Hükümet de bununla ilgili kafa yoruyor. Çünkü onun sağlık koşullarının, güvenliğinin süreçle doğrudan bağlantısı var. Devlet bunu hesaplıyor, hesaplayacaktır. Bu yönde çok somut bir bilgi almış değiliz ama görmezden gelebilecekleri bir konu olmadığının da farkındayız. Bekliyoruz biz de, süreç ilerledikçe netleşir. Diyelim ki hücresinden çıkarıldı, daha büyük odaya alındı, sağlık tedavisi daha kapsamlı şekilde yapılmaya başlandı. Bunlar olursa halkın bilmesi lazım.
DEVLET GÖRÜŞÜYOR
Adalet Bakanlığı’na başvurduk, bu hafta yeni görüşme gerçekleşebilir. Öcalan ile Kandil arasındaki ikinci aşamaya ilişkin mektuplaşma, demokratik siyasetin önünün açılması, seçim barajı ve adil yargılanma hakkı gibi demokratikleşmeye ilişkin değerlendirmeler içeriyor. AKP buna ne kadar cevap verecek, sadece BDP’yi değil ama demokrasi isteyen herkesi nasıl tatmin edecek, AKP açıkladıktan sonra göreceğiz. Şu anda süreç ilerliyor, tıkanmış değil. Devlet heyeti de Öcalan ile belli periyotlarda görüşüyor.”