AA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2013 14:26
Hükümet, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu değişiklik tasarısını TBMM'ye sevk etti. Sözleşmeli Erbaş ve Erlere, geniş haklar getiren tasarıyla, Sözleşmeli erbaş ve er olarak en az yedi hizmet yılını doldurarak ayrılanlardan nitelik belgesi olumlu olanların, ilgili mevzuatlarındaki şartları taşımaları kaydıyla kamu kurum ve kuruluşlarının boş kadro ve pozisyonlarına bu maddedeki usul ve esaslar çerçevesinde atanması da hükme bağlanıyor.
Ayrıca, görev sırasında kaçırılan TSK mensuplarının durumunu yasal zemine kavuşturan düzenlemeyle, "kusursuz görülenler ile haklarında kovuşturmaya yerolmadığı veya beraat kararı verilenlerin birliklerinden ayrı geçirdiği süreler hizmetten sayılır ve ödenmemiş özlük hakları ödenir" hükmü getiriliyor.
TSK İç Hizmet Kanunu'nun yanı sıra İl Özel İdaresi Kanunu, Yüksek Askeri Şura Kanunu, TSK Personel Kanunu, Askeri Yasak Bölgeler Kanunu, Askerlik Kanunu ve Türk Sivil Havacılık Kanunu, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanunu, Madalya ve Nişanlar Kanunu'nda değişiklikler öngören Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Değişiklik Öngören Tasarı'da önemli değişiklikler yer alıyor. 35 maddeden oluşan Tasarı'nın 1'inci maddesiyle, 10 Mart 2011'de yürürlüğe giren 6191 sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu'nun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası, "Her sözleşme süresinin sona erme tarihinden en az üç ay önce, sözleşmeli erbaş ve erler sözleşmeyi yenileyeceklerine dair yazılı bildirimde bulunmadıkları takdirde, sözleşme kendiliğinden sona erer. Terörle mücadele sırasında veya bu görevlerinden dolayı alıkonulan ya da kaybolanların sözleşme süreleri, akıbetleri açıklığa kavuşturulana kadar kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı veya Sahil Güvenlik Komutanının göstereceği lüzum üzerine, durumun devamı müddetince, Genelkurmay Başkanının onayı ile talebe bakılmaksızın bu kanunda belirtilen yaş haddini geçmemek üzere uzatılabilir" şeklinde değiştiriliyor.
Tasarı'nın 2'nci maddesiyle Kanun'un 7'inci maddesine, "Esir düşen, görevi sırasında harp gaibi olan veya enterne edilenler ile terörle mücadele görevi sırasında veya bu görevlerinden dolayı alıkonulan ya da kaybolan sözleşmeli erbaş ve erler hakkında 926 sayılı Kanun hükümleri uygulanır" ibaresi ekleniyor. Sözleşmeli erbaş ve erlerin ilk ve müteakip birliklere tertibi ilgili olarak, kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Personel Başkanlıklarının yetkili kılındığı tasarıya göre bu şekilde tertip edilen personel hakkında 1111 sayılı Kanunun erbaş ve erlere ilişkin hükümlerinin uygulanması hükme bağlanıyor.
Sözleşmeli erbaş ve erlere kamuya geçiş fırsatı
Sözleşmeli çavuşlar, uzman erbaşlığa uzman çavuş rütbesiyle başlamasını öngören tasarıya eklenen ek maddeye göre, sözleşmeli erbaş ve er olarak en az yedi hizmet yılını doldurarak ayrılanlardan nitelik belgesi olumlu olanların, ilgili mevzuatlarındaki şartları taşımaları kaydıyla kamu kurum ve kuruluşlarının boş kadro ve pozisyonlarına bu maddedeki usul ve esaslar çerçevesinde atanması da hükme bağlanıyor. Sözkonusu personelin, kamu kurumlarında istihdamı ise şu şekilde düzenleniyor :
"Sözleşmeli erbaş ve erlerden talepte bulunanların bilgileri, hizmet süresi en fazla olandan başlamak üzere İçişleri veya Milli Savunma Bakanlıkları tarafından yılda bir defa Şubat ayının son gününe kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. İlgili personelin bildirilmiş olması atanma için tek başına hak teşkil etmez. Bu madde kapsamında personel istihdam etmek isteyen kamu kurum ve kuruluşları atama yapmak istedikleri boş kadro ve pozisyon sayısının iki katı kadar adayı Devlet Personel Başkanlığından her yılın 15 Mart tarihine kadar talep ederler. Devlet Personel Başkanlığınca 1 Mayıs tarihine kadar yılda bir defa kamu kurum ve kuruluşlarına sözleşmeli erbaş ve er olarak hizmet süresi en fazla olandan başlayarak aday listeleri gönderilir. Bir ay içinde yapılacak mülakatta başarılı bulunarak atananların bilgileri bir ay içinde ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilir."
Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu'nda yapılan bir başka düzenlemeye göre, ataması yapılan personelin göreve başladığı tarihten itibaren atandığı kadro veya pozisyonun mali ve diğer haklarından faydalandırılması hükme bağlanırken, bu personelin sözleşmeli erbaş ve erlikte geçen hizmet süreleri, 657 sayılı Kanunda öngörülen öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri dereceleri aşmamak kaydıyla, başlangıç derece ve kademelerine her yıl bir kademe ilerlemesi ve her üç yıl bir derece yükselmesi sayılmak suretiyle kazanılmış hak aylık, derece ve kademeleri ile emekli ikramiyesinin hesabına esas sürenin tespitinde
değerlendirilmesine ilişkin hükümler getirildi. Atama onayı alınmasına rağmen
görevine başlamayanlar ile başladıktan sonra herhangi bir sebeple görevden ayrılanların ise bu madde kapsamında yeniden istihdam edilemeyeceği hükmü getirilirken, sıkıyönetim, seferberlik, savaş veya terörle mücadeleden kaynaklanan zorunlu hâllerde, kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından birinci fıkrada belirtilen hizmet süresinin uzatılabileceği hükme bağlandı.
Başvuru, mülakat, atama ve diğer işlemlere ilişkin usul ve esasların İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları ile Devlet Personel Başkanlığı tarafından müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenmesi öngörülürken, ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye, gerekli bilgi ve belgeleri istemeye, araştırma ve inceleme yapmaya ve uygulamayı yönlendirmeye Devlet Personel Başkanlığı yetkili kılınıyor.
Düzenlemeyle, Sözleşmeli Erbaş ve Er olma müracaatını da kolaylaştırıyor. Yürürlükteki kanunun 4'üncü maddesi, "Kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından hazırlanan ve Genelkurmay Başkanlığınca onaylanan veya uygun bulunan uzman onbaşı ve uzman çavuş kadrolarına göre, her yıl alınacak uzman erbaşlarla ilgili kadro görev yerleri, anılan komutanlıklar tarafından yayımlanarak duyurulur. İstekli olan ve yönetmelikle belirtilen niteliklere sahip; a) Muvazzaflık hizmetini yapmakta olan çavuş, onbaşı ve erler ile bunlardan terhislerinin üzerinden üç yıldan fazla süre geçmemiş olanlar, müracaat yapılan yılın ocak ayının ilk günü itibarıyla yirmibeş yaşını bitirmemiş olmak şartıyla, b) Sözleşmeli erbaş ve erlerden en az üç yıl görev yapmış, müteakip sözleşme süreleri içerisinde ve müracaat yapılan yılın Ocak ayının ilk günü itibarıyla yirmidokuz yaşını bitirmemiş olmak şartıyla, istenilen belgelerle müracaat ederler. Bunlardan uygun görülenler yönetmelikte belirtilen esaslara göre çalıştırılırlar" şeklinde düzenleniyor.
Yedek subaylara ölüm ve sakatlanma aylığı
Tasarıyla ayrıca, 16 Haziran 1927 tarihinden bu yana yürürlükte olan 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanununa ek madde eklendi. Yedek subaylık görevini yerine getirirken hayatını kaybeden TSK personelin ailesine ölüm aylığı bağlanması ve yine görevi sırasında sakat kalan yedek subayların durumu şu şekilde düzenlendi :
"Bu Kanun kapsamında askerlik yükümlülüğünü yerine getirenlere, askerliğe sevk edildiği tarihten geçerli olmak üzere; yedek subaylar için sınıf okulunda geçen sürenin bitiş tarihine, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olacaklar için temel askerlik eğitimi süresinin bitiş tarihine, erbaş ve er olarak yerine getirenler için ise askerlik hizmet süresinin bitiş tarihine kadar ölenler ile sakatlanma sebebiyle süresinden önce terhis edilenlerden veya süresinde terhis edilmiş olsa bile yapılan tedaviye rağmen askerliğe elverişsiz hale gelecek şekilde sakatlanmış olanlardan, 5434 sayılı Kanun veya 5510 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlanmaması veya 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince tazminat ödenmemesi kaydıyla; ölenlerin dul ve yetimlerine 400.000 gösterge rakamının, sakatlananlara ise Vazife Malullüklerinin Nevileri ile Dereceleri Hakkında Nizamname hükümlerine göre tespit edilecek sakatlık derecelerine göre aşağıda belirlenen gösterge rakamlarının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktar kadar, bir defaya mahsus olmak üzere tazminat ödenir. Ancak, söz konusu olayların gerçekleştiği tarihte bakaya, firar, izin tecavüzü, hava değişimi tecavüzünde bulunanlar ile kendini askerliğe yaramayacak hale getirmek ve askerlikten kurtulmak için hile kullanmak suçundan hüküm giyenlerin, suça konu eylemleri sonucu ölüm ve sakatlanma nedeniyle ve intihar sonucu meydana gelen ölüm ve sakatlanma olaylarında bu ödeme yapılmaz. Bu tazminattan damga vergisi dışında herhangi bir vergi ve kesinti yapılmaz ve bu tazminat haczedilemez. Tazminatın ödenmesine ilişkin usul ve esaslar İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları tarafından müştereken hazırlanan yönetmelikle düzenlenir."
Kaçırılan personele yeni düzenleme
Tasarıyla ayrıca, görev sırasında kaçırılan TSK mensuplarının durumunu yasal zemine kavuşturan hükümler getiriliyor. Tasarının 8'inci maddesiyle 1111 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrası şu şekilde düzenleniyor : "Firar, izin veya hava değişimi tecavüzünde olan yükümlülerden haklarında adli makamlarca çıkarılmış yakalama kararları olanlar, ele geçirilinceye kadar kolluk kuvvetlerince aranır. Yakalananlar hakkında ilgili adli makamın talimatı doğrultusunda işlem yapılır. Haklarında adli makamlarca çıkarılmış yakalama kararı olmayanlardan kendiliğinden gelen ya da kolluk kuvvetleri tarafından askerlik şubelerine teslim edilenler, yol ve iaşe bedelleri ödenerek serbest olarak birlik ve kurumlarına sevk edilirler. Terörle mücadele görevi sırasında veya bu görevinden dolayı alıkonulan veya kaybolan er ve erbaşların yeniden birliklerine dönmeleri halinde durumları, mensup oldukları kuvvet komutanlıklarınca teşkil edilecek kurul tarafından incelenir. Kaçırılma veya kaybolma ile ilgili olarak kusurlu görülenler hakkında soruşturma dosyası tanzim edilerek yetkili makamlara intikal ettirilir. Kurul tarafından kusursuz görülenler ile haklarında kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı verilenlerin birliklerinden ayrı geçirdiği süreler hizmetten sayılır ve ödenmemiş özlük hakları ödenir."
Tasarı'yla ayrıca, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu'nun 5'inci maddesine, "Terörle mücadele sırasında veya bu görevlerinden dolayı alıkonulan ya da kaybolanların sözleşme süreleri, akıbeti açıklığa kavuşturulana kadar kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı veya Sahil Güvenlik Komutanının göstereceği lüzum üzerine, durumun devamı müddetince, Genelkurmay Başkanının onayı ile bu Kanunda belirtilen yaş haddini geçmemek üzere talebe bakılmaksızın uzatılabilir" fıkrası eklendi.
Tasarı'nın 16'ıncı maddesine ise "Esir düşen, harp gaibi olan veya enterne edilenler ile terörle mücadele görevi sırasında veya bu görevinden dolayı alıkonulan ya da kaybolan uzman erbaşlar hakkında 926 sayılı Kanun hükümleri uygulanır", 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanununun 17 nci maddesine, "Esir düşen, harp gaibi olan veya enterne edilenler ile terörle mücadele görevi sırasında veya bu görevinden dolayı alıkonulan ya da kaybolan uzman jandarmalar hakkında 926 sayılı Kanunun bu husustaki hükümleri uygulanır", 4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına "Sözleşme süreleri;" ibaresinden sonra gelmek üzere "terörle mücadele sırasında veya bu görevlerden dolayı alıkonulma ya da kaybolma hali ve" ibaresi ekleniyor.
Tasarı'yla, 257 sayılı Er ve Erbaş Harçlıkları Kanununun 3 üncü maddesi, "Erler askerlik hizmetine girdikleri tarihten, erbaşlar ise terfi tarihlerini takip eden aybaşından itibaren harçlığa müstahak olurlar" şeklinde değiştirilirken 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 145 inci maddesinin dördüncü fıkrası şu şekilde değiştirildi : "Bu Kanun hükümlerine göre aylık almakta iken; esir veya harp gaibi olanlar yahut enterne edilenler ile terörle mücadele görevi sırasında veya bu görevinden dolayı alıkonulan ya da kaybolanların ailelerine kanuni kesintiler dışında kalan maaşlarının tamamı ödenir. Bunların aileleri doğum-ölüm yardımı, tahsil bursu, lojman ve sağlık tesislerinden yararlanmaya devam ederler. Yapılan maaş ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hak sahiplerine aylık bağlanması halinde, bu aylığın bağlandığı tarihten itibaren kesilir. Ancak bu aylığın başlangıç tarihine kadar yapılan ödemeler ilgililerden tahsil edilmez. Türk Medenî Kanununun gaipler hakkındaki hükümleri saklıdır."
Türk Silahlı Kuvvetleri Persohel Kanunu'na ayrıca, "Bu Kanun hükümlerine göre aylık almakta iken; terörle mücadele görevi sırasında veya bu görevinden dolayı alıkonulan ya da kaybolanların ailelerine 145 inci madde esaslarına göre aylık ödenir. Bunlardan sonradan dönenlerin durumları mensup oldukları kuvvet komutanlıklarınca teşkil edilecek kurul tarafından incelenir. Kaçırılma ile ilgili olarak kusurlu görülenler hakkında soruşturma dosyası tanzim edilerek yetkili makamlara intikal ettirilir. Bu kişilerin terfi ve diğer özlük işlemleri adli birimlerce verilecek karara göre düzenlenir" hükmü eklendi.
2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununa 32 nci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 32/A maddesinde, "Terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlar nedeniyle, meskun mahal dışında, can ve mal güvenliğinin korunması bakımından girilmesinde sakınca bulunan yerlerde operasyonun devam ettiği süreyle sınırlı olmak üzere; Genelkurmay Başkanlığı veya İçişleri Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile askeri veya özel güvenlik bölgesi ilan edilebilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde vali kararı ile onbeş güne kadar özel güvenlik bölgesi ilan edilebilir. Bu suretle ilan edilen güvenlik bölgelerinin sınırları ile yasağın kapsamı, başlangıcı ve bitimi ilgili makamlar tarafından uygun araçlarla duyurulur. Bu bölgelere ilgili makamların izni olmadıkça girilemez" hükümlerine yer veriliyor.
Ölüm ve sakatlanma tazminatı
Tasarıyla ayrıca 1111 sayılı Kanun'a ek madde eklenerek, "Bu Kanun kapsamında askerlik yükümlülüğünü yerine getirenlere; askerliğe sevk edildiği tarihten, askerlik hizmet süresinin bitiş tarihine kadar ölenler ile sakatlanma sebebiyle süresinden önce terhis edilenlerden veya süresinde terhis edilmiş olsa bile yapılan tedaviye rağmen askerliğe elverişsiz hale gelecek şekilde sakatlanmış olanlardan, 5434 sayılı Kanun veya 5510 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlanmaması veya 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince tazminat ödenmemesi kaydıyla; ölenlerin dul ve yetimlerine 400.000 gösterge rakamının, sakatlananlara ise Vazife Malullüklerinin Nevileri ile Dereceleri Hakkında Nizamname hükümlerine göre tespit edilecek sakatlık derecelerine göre aşağıda belirlenen gösterge rakamlarının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktar kadar, bir defaya mahsus olmak üzere tazminat ödenir" hükmü getiriliyor.
Ancak, söz konusu olayların gerçekleştiği tarihte bakaya, firar, izin tecavüzü, hava değişimi tecavüzünde bulunanlar ile kendini askerliğe yaramayacak hale getirmek ve askerlikten kurtulmak için hile kullanmak suçundan hüküm giyenlerin, suça konu eylemleri sonucu ölüm ve sakatlanma nedeniyle ve intihar sonucu meydana gelen ölüm ve sakatlanma olaylarında bu ödemenin yapılmayacağı da hükme bağlandı.
Askeri okullardaki meslek dersleri öğretmenlerinin de yasal haklarını genişleten hükümlerin yer aldığı Tasarı'yla ayrıca, askeri okullarda ihtiyaç olması durumunda mütehassıs askerî personel ve mütehassıs diğer devlet memurları, ek görevle, öğretmenliğe için görevlendirilmesinin önü açıldı.
GATA Kanunu
Tasarı'nın 23'üncü maddesiyle 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun 47 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Ulaştırma Bakanlığınca"
ibaresi "Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce", ikinci ve üçüncü fıkralarında yer
alan "Ulaştırma Bakanlığı" ibareleri "Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü" ve beşinci fıkrasında yer alan "Ulaştırma Bakanlığının" ibaresi "Milli Savunma Bakanlığının veya Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün" şeklinde değiştiriliyor.
Madalya ve Nişanlar Kanununun 5 inci maddesindeki değişiklikle, "Madalya ve nişanlar hak edenin ölmesi halinde, bu madalya ve nişanlar kendileri tarafından mirasçılarından birine bırakılmamış ise, en büyüklerinden başlamak üzere erkek çocuklarına, yoksa kız çocuklarına, çocukları yoksa babasına o da yoksa annesine, baba ve annenin boşanmış olduğu durumlarda çocuğun velayeti kimde ise ona, anne ve babanın olmadığı durumda eşine, eşinin de yokluğu halinde Medeni Kanun hükümlerine göre kanuni mirasçılarına intikal eder" hükmü getiriliyor.
Tasarının 25'inci maddesi, 2955 sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanununun 12 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarını şu şekilde değiştirilmesini öngörüyor : "Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanı Bilimsel Yardımcısı tabip tümgeneral/tümamiral veya tuğgeneral/tuğamiral olup, Askeri Tıp Fakültesi ile eğitim hastanelerinde ve Sağlık Bilimleri Enstitüsünde bilfiil görev yapan askeri tabip profesörler arasından, 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunundaki usul ve esaslara göre atanır. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanı Bilimsel Yardımcısı, aynı zamanda Askeri Tıp Fakültesi dekanı olup, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanına bilimsel faaliyetlerde yardım eder ve bu faaliyetlerin koordineli bir şekilde yürütülmesinden Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanına karşı sorumludur. Dekan, Fakültenin eğitim ve öğretim faaliyetlerinin plânlanmasını, programlanmasını ve uygulanmasını sağlar. Dekana çalışmalarında yardımcı olmak üzere; Dekanın önerisi alınarak, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanının teklif edeceği dört öğretim üyesi arasından en çok iki dekan yardımcısı Genelkurmay Başkanlığınca atanır. Atamaya bağlı olarak dekan veya dekan yardımcılarından birisi, baştabiplik görevini de yürütür."
Kamu İhale Kanunu ve İş Kanunu'na ek fıkra
Tasarıyla, Kamu İhale Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi, "Erbaş ve erler ile askeri malzemelerin hava yoluyla taşıtılması için Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığından yapılacak hizmet alımları ile uluslararası mükellefiyetlerden doğan veya ulusal amaçlı; savunma, güvenlik, insani yardım gibi durumlarda ortaya çıkabilecek acil ihtiyaçların, süratli ve etkin bir biçimde temini amacıyla, önceden güvenceler alınmasına olanak sağlayan anlaşmalar veya sözleşmeler yapmak suretiyle mal ve hizmet alımları," şeklinde değiştirildi.
Ayrıca, İş Kanununun 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasının son cümlesi, "Milli Savunma Bakanlığınca işletilen askeri iş yerleri hariç olmak üzere, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez" şeklinde değiştirildi.