Güncelleme Tarihi:
Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Akil İnsanlar buluşmasına ilişkin gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Heyetin, çalışma süresi boyunca birçok bölgede birçok insanla bir
araya geldiğini aktaran Çelik, Akil İnsanlar Heyeti'nde bulunanların Türkiye'nin
nabzını tutmaya çalıştıklarını aktardı.
Çelik, "Kendi bölgelerindeki illerde yaptıkları toplantılar esnasında binlerce insanla, kanaat öderleriyle, sivil toplum örgütleriyle, siyasi parti mensuplarıyla bir araya geldiler. Sonuçta bir rapor hazırladılar. 'Bu raporlarda ne var?' diye sorarsanız, genel olarak bir özetleme yapacağım. Kendileri bunları sizlerle paylaşabilirler. Tüm bu çalışmaların koordinasyonu ve lojistik desteği, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından yapıldı" diye konuştu.
"7 bölgenin hazırladığı rapoarlar birleştirilerek nihai rapor haline getirilecek"
Sunulan raporlarda tespitler olduğunu anlatan Çelik, çözüm sürecinin ne olduğu ve ne olmadığı konusunda bilgilerin de bu raporlarda yer aldığını kaydetti. Çelik, raporlarda heyet üyelerinin faaliyet gösterdikleri yerlerdeki vatandaşların teşhislerinin de yer aldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Vatandaşın ağzından, bulundukları bölgelerdeki temaslarda bu tespit
edilen problemlerle ilgili olarak konulmuş teşhisler var. Tabii ki bunlar
göreceli teşhislerdir. Netice itibariyle her bölge heyeti bazı tedavi yöntemleri öneriyor. Vatandaş bunun nasıl çözüleceğiyle ilgili, ne olması ve ne olmaması gerektiğini ifade ediyor. Bu arada insanların talepleri, endişeleri, korkuları, hayalleri ve ümitleri var. Bütün raporlarda bunlar ifade edilmiş durumdadır. Anayasa sürecinden tutun, dil meselesine kadar, siyasal rejim tartışmalarından, siyasal sistem tartışmalarından tutun da Alevilik meselesine, cemevi meselesine varıncaya kadar bu raporlarda birçok mesele tespit edilmiş veya tedavi önerileri sunuluyor. Bundan sonraki süreçte yapılacak şey şudur; bütün bu raporlar hükümet tarafından alındı. Başbakan, ilgili bakanlar ve bürokratlar toplantıda hazır bulundular. Bunlar en ince detayına kadar değerlendirilecektir. Bu konuyla ilgili olarak 7 bölgenin hazırladığı raporlar birleştirilerek nihai bir rapor haline getirilecektir."
Çelik, bazı raporlarda tekrarlar olduğunu, bunların rafine edileceğini söyledi. Akil İnsanlar Heyeti'nde bulunan insanların Türkiye'nin bir örneklemi olduğunu aktaran Çelik, heyette her kesimin temsilcisi olduğuna vurgu yaptı.
Hüseyin Çelik, heyette yer alan herkese teşekkür ederek, Akil İnsanlar Heyeti yapısının Türkiye'nin hemen her sorunu için tekrardan teşekkül edilebileceğini ifade etti.
Toplantıda, basının süreç boyunca tutumunun da ele alındığını söyleyen Çelik, heyettekilerin, özellikle küçük grupların protestolarına geniş yer verildiği yönünde eleştirilerde bulunduğunu dile getirdi. Çelik, Akil İnsanlar Heyeti'nin basının bu tutumundan rahatsız olduğunu aktararak, basının da çözüm sürecinde önemli bir yeri olduğunu kaydetti.
"Şehit ve gazi aileleri süreci destekliyor"
Akil İnsanlar'ın çalışmaları esnasında Türkiye'de hür bir tartışma ortamı oluştuğuna dikkati çeken Çelik, her ideolojik grubun gelerek rahatsızlığını dile getirdiğini belirtti.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şehit aileleri ve gazilerimizin büyük çapta süreci desteklediklerini ifade ettiler. Bu, aslında 7 bölgede de ortak bir tespittir. 'Bizim oacağımza ateş düştü. Biz yandık, başkası yanmasın' diye özetlenebilecek bir durum ortaya çıkıyor. Genel olarak da Türkiye genelinde çözüm sürecine büyük bir destek olduğunu, aslında desteklemeyen insanların da çoğunlukla ya hükümet karşıtı bir tavır ortaya koyduklarını veya ideolojik bazı gerekçelerle buna karşı çıktıklarını ifade ettiler. Kategorize ederseniz, Türkiye'de çözüm sürecini kayıtsız şartsız destekleyenler var. Bir de 'ben destekliyorum ama endişelerim var, ben destekliyorum acaba ne olacak?' sorularını peşinden soran insanlar var.
Nedir bunların endişeleri; 'acaba ülkemiz bölünecek mi?', 'niçin şimdi?', 'ne
verdiniz ne alıyorsunuz?' şeklinde devam eden insanlar, bazen endişelerini dile getiriyorlar, ifade ediyorlar."
Çok önemli bir tespiti paylaşmak istediğini belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Akil insanlar şu kanaate varmışlar; insanlar aslında çözüm sürecinin ne olduğunu öğrendikten sonra tavırlarını değiştirebiliyorlar. 'İnsanlar bilmediği şeyin düşmanıdır' diye özetlenebilecek bir cümleyle bunu ifade ediyorlar. Bu süreci sürdürmemiz gerektiğini ve mutlak suretle Türkiye'de kanın durması, evlatlarımızın ölmemesi, annelerin gözyaşlarının bir daha akmaması, ocaklara ateş düşmemesi için 76 milyonun sorumluluğu olduğunu ifade ettiler. Sadece hükümetin değil muhalefetin de mutlak suretle sürecin içerisinde olması gerektiğini ifade ettiler ve netice itibariyle zaten adı üzerinde bunun adı çözüm süreci, biliyorsunuz bu, boyacı küpü yöntemiyle bitmez, hokus pokus yöntemiyle bitmez, sihirbaz gibi kimse şapkadan tavşan çıkararak bu işi bitiremez"
Çelik, Türkiye'de 30 yıldır yapılan bir tahribatın bulunduğuna dikkati çekerek, "Biliyorsunuz bir atasözümüz var, der ki; 'yapmak er kişinin işidir ama yıkmak her kişinin işidir'. Herkes yıkabilir ama herkes yapamaz. Dün de bir vesileyle ifade etmiştim. Süleymaniye'yi yapmak için Mimar Sinan, Sultanahmet'i inşa etmek için Sedefkar Mehmet Ağa olmak lazım ama bunları yıkmak için sadece kötü niyetli olmak yeter, herhangi bir insan bile bunları yıkabilir" diye konuştu.
Eğer gönül yapılacaksa, eğer Türkiye'nin yıllarını, kaynaklarını çalan, çocuklarını heba eden, hayatının baharında toprağa düşmesıne yol açan bu
dertten kurtulmak isteniyorsa, bu meseleyi sadece başbakanın, sadece hükümetin
meselesi olarak görmemek gerektiğine vurgu yapan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu gemide hep birlikteyiz. Birimiz birinci mevkide, birimiz ikinci mevkide de olsak gemi battığı zaman birlikte helak oluruz. Dolayısıyla eğer yurtseverlik diye bir şey varsa, eğer memleketseverlik diye bir şey varsa, medyanın medya olarak sorumluluğu var, iktidarın iktidar olarak sorumluluğu var, muhalefetin muhalefet olarak, aydınların aydınlar olarak, STKların STK'lar olarak sorumluluğu var. Tekrar altını çizmek istiyorum, son derece faydalı, son derece güzel ve sevecen ortamda bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Ben buraya gelirken toplantı sona ermek üzereydi. Biraz sonra Akil İnsanlar Heyeti içerisinde bulunan değerli şahsiyetler belki buraya gelecekler, onlar da intibalarını, toplantıyla ilgili izlenimlerini veya vardıkları sonuçları sizlerle paylaşacaklar."
BDP Genel Başkanı Demirtaş'ın açıklaması
Çelik, bir gazetecinin, "Selahattin Demirtaş'ın bir açıklaması oldu, süreç gitti geldi şeklinde. Gidip gelme neden kaynaklandı? Bir de Akil İnsanlar'ın, 'çözüm sürecinin başarıya ulaşması için şu yasal düzenlemeler
yapılsa iyi olur' şeklinde bir önerileri oldu mu?" sorusu üzerine, "Bizim
açımızdan süreç gitti geldi diyebileceğimiz bir durum yok. Sayın Demirtaş böyle bir yorum yapmışsa onu kendisine sormanız lazım" diye konuştu.
Akil İnsanlar'ın, yasal düzenlemelerle ilgili olarak, başta anayasa olmak üzere, meseleyi sadece Kürt meselesi olarak görmemek gerektiğini ifade ettiklerini anlatan Çelik, şunları kaydetti:
"Bunun genel bir demokratikleşme perspektifi içerisinde, kendini öteki hisseden ve kendini bir şekilde mağdur hisseden bütün insanlara yönelik bir reform süreci, bir demokratikleşme süreci olması gerektiği konusunda Akil İnsanlar'ın büyük bir kısmı hemfikirdir, bunu söyleyebilirim. Ama detaylara girersek, Terörle Mücadele Kanunu'ndan tutun, koruculuğun bizatihi varlığına varıncaya kadar talepler var. 'Barajlar yapılmasın, karakollar yapılmasın' diyenler de var. Şu anda içeride olan KCK'lı, PKK'lıların durumlarını dile getirenler de var ama dediğim gibi ben 7 bölgenin raporlarını şimdi burada özetlemeye kalkışırsam bu saatler sürer, dolayısıyla o detaylara girmiyorum."