Güncelleme Tarihi:
Babacan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Ali Babacan, bazı maddelerin yasaya konulmamasının, yönetmeliklerle düzenlenmesinin istendiğini anımsatarak, bunun uygun olmayacağını, yasada yer almayınca idari mahkemelere, Danıştay'a gidilebildiğini söyledi.
Çekte hapis cezasının 2012 yılının Şubat ayında kaldırıldığını anımsatan Babacan, 2012'de bir önceki yıla göre kullanılan çek tutarında yüzde 18,9 artış olduğunu kaydetti. Babacan, bu yılın ilk 5 ayında da geçen yılın ilk 5 ayına göre yüzde 8,11'lik bir artış olduğunu ifade etti.
Babacan, geçen yıl karşılıksız çıkan çeklerin oranının yüzde 4,63; bu oranın yılın ilk 5 ayında da yüzde 3,82 olduğunu vurgulyarak, 2007-2008 krizinden önce bu rakamların yüzde 5'in altını görmediğini, hapis cezası kalkmasına rağmen çek kullanma oranının arttığını bildirdi.
"Çok yakından izliyoruz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul ve Türkiye'nin diğer illeri ile ilgili projeleri takip etmesinin son derece normal olduğuna işaret eden Babacan, şöyle konuştu: "Taksim Gezi Parkı olaylarındaki kalabalıkları heterojen grupların oluşturduğunu görmemiz gerekiyor, tek bir grup değil. Burada illegal örgütlerin istismarının da sözkonusu olduğunu bilmemiz lazım. Kalabalıkların arasına karışarak, illegal yapılanmaların uyguladığı şiddet de sözkonusu. Bunu gözardı edemeyiz ve bunun da gereğini yapmamız gerekiyor, diğer vatandaşların can güvenliği ve emniyeti açısından. Şu da varki bunun piyasa ve ekonomi boyutu. Türkiye'deki bu sosyal ve siyasi gelişmelerin mutlaka yatırımcılara doğru bir şekilde anlatılması gerekiyor, yatırımcıların da Türkiye'de olanları doğru okumak için de bir çaba içerisinde olmaları gerekiyor. Özellikle bu tür olaylarda yanlış bilgilendirme ya da kasıtlı olarak yanlış bilgilendirme sözkonusu olabiliyor. Bütün bunları da biz çok çok yakından izliyoruz, takip ediyoruz. Bunun gereğini de zamanı geldiğinde yapacağız.
Bankacılık sektörü güven ve itibar üzerine yürüyen bir sektördür. Bankalarımızın güven ve itibarına, özellikle bankacılarımızın sahip çıkması gerekiyor. Her bankacının kendi bankasının güvenini ve itibarını korumak için çaba içerisinde olması gerekiyor. Bankacılarımızın günlük siyasi ya da ideolojik tartışmalara karışmamaları gerekiyor. Dünyada da zeten bunun örneğini pek kolay kolay göremezsiniz. Bankalar, günlük akımlara kapıldıklarında kendi işleri ile sıkıntılara karşı karşıya kalabilirler. Bizim bankacılara tavsiyemiz; ğünlük siyasi ideolojik tartışmaların dışında durmaları ve kendi işlerine odaklanmaları."
Başbakan Yardımcısı Babacan, "faiz lobisi kim? diye sorulduğunu" anımsatarak, "Faizlerin yüksek olmasından istifade edenleri" faiz lobisi olarak tanımladı. Babacan, "Kimlerdir? Herhalde kendilerini iyi biliyorlardır diye düşünüyorum" dedi.