Güncelleme Tarihi:
SELÇUK ŞAMİLOĞLU'NUN OBJEKTİFİNDEN O GECE
Bezmi Alem Valide Sultan Camisi'nin de aralarında bulunduğu, Beyoğlu bölgesindeki tüm camilerden sorumlu olarak 2.5 yıl müftü olarak görev yapmış Özkes, yaptığı değerlendirmede, polisin müdahalesinden kaçan gençlerin, camiye "can havliyle sığındıklarına" vurgu yaptı.
Caminin, "toplanma, biraraya gelme, cem etme" anlamına gelen Arapça sözcükten türediÄŸini hatırlatan Özkes, "Camiye sığınma olur mu? Olur. Allah'ın kullarının çaresizlik içinde oldukları anda, Allah'ın evine sığınmalarından daha doÄŸal birÅŸey olabilir mi?" diye konuÅŸtu.Â
O GECE CAMİNİN İÇİNDE ÇEKİLEN FOTOĞRAFLAR
 "O CAMİDE HERKESİN HAKKI VAR..."
Â
Camilerin "kamu malı olduklarını, oraya giren kişilerin tümünün de camide hakkı bulunduğunu" hatırlatan İhsan Özkes, "O gençler, yaradanın evine, yaratılmışlar olarak sığınmışlardır" dedi.
Özkes şöyle devam etti;
"Kur'an-ı Kerim'de bir ayet vardır. Mescid-i Haram'a giren kişinin emniyette olduğunu ifade eder. Oraya sığınan kişilere müdahale yapılamaz. Kur'an'da savaş hali bile olsa ki burada bir savaş hali yok, cami, mescid, havra, kilise gibi ibadethanelerden uzak durulması, buralara ve sığınan kişilere zarar verilmemesi gerektiğine ilişkin ayetler yer alır."
  "ZARURETLER, MAHSURLARI MÜBAH KILAR..."
Â
Bezmi Alem Valide Sultan Camisi'nin Gezi Parkı'na çok yakın olduğunu, müdahaleden kaçan gençlerin de "biber gazından, tayzikli sudan kaçarken, camiye sığındıklarını" hatırlatan Özkes, şöyle konuştu;
"Dinde bir kural var; Zaruretler, mahsurları mübah kılar. Yani yasak olan şeylerde bile, zaruret halinde o yasak kalkar. Çünkü önemli olan canı kurtarmaktır. Mesela, açlıktan ölmek üzere olan bir kişi, ölmemek için haram birşey yiyebilir. Can kurtarmak için kişiye herşey mübahtır"
Â
"CAMİ GÖREVLİSİYLE KONUŞTUM..."
Â
Kendisinin de "camiye ayakkabı ile girdiler", "camide alkol aldılar" iddiaları üzerine, müftülüğü sırasında da birlikte çalıştığı cami görevlisi ile konuştuğunu, durumu sorduğunu anlatan İhsan Özkes, "Ne söylediler: 'Ayakkabı ile girdiler'... O hengamede, can havliyle, herkesin sığınmaya çalıştığı bir ortamda, birisi ayakkabı çıkarmaya kalksa ardından gelenler onu ezer geçer. Belki de ezilerek vefat eder, yaralanır. Empati yapmak lazım. Ben de Gezi Parkı'na gittim, dolaştım. Biber gazlı müdahalenin olduğu yerden uzakta olmama rağmen kullanılan gazların etkisiyle benim bile gözlerim yandı, kendimi kötü hissettim. Bir de doğrudan bu gaza maruz kalmış kişiyi düşünün. Yaşamayan kişi bilemez..."
Â
"CAMİYE HAKARET OLSUN DİYE DEĞİL CANINI KURTARMAK İÇİN AYAKKABI İLE GİRMİŞ..."
Â
Cami görevlisinin kendisine, gençlerin canlarını kurtarmak için aceleyle camiye girerken ayakkabılarını çıkarmadıklarını, ancak olaylar durulduğu anda hepsinin ayakkabılarını çıkardığını anlattığını da belirten Özkes, "Camiye giren kişiler, hakaret olsun diye ayakkabı çıkarmamış değiller ki. Zorunluluk hali biter bitmez, çıkarmışlar ayakkabıları zaten..."
Â
VE "CAMÄ°DE ALKOL" Ä°DDÄ°ALARI
Â
Özkes, cami görevlisine "camide alkol kullanıldı" iddialarını da sorduğunu, ancak görevlinin böyle birşey görmediğini, sadece "son cemaat mahfilinde" yani cami girişinde ezilmiş bir bira kutusu bulduğunu anlattığını söyleyerek şöyle devam etti;
Â
"Ä°NSANIN KANINI DONDURUYOR...."
"Bu kutu camiye nasıl girdi onu kimse bilmiyor. Ancak ezilmiş bir kutuymuş. Gerçekten içinde bira mı vardı, yoksa gençler gözlerini gazdan korumak için mesela sirke mi koymuşlardı o imkansızlıklar içinde kimse bilmiyor. Böyle birşeyin dine, ilahiyata, kutsala bir hücum, düşmanlık, kasıt gibi gösterilmesi insanın kanını donduruyor. Böyle birşey düşününülemez. O çocuklar, önlerinde cami olduğu için sığınmışlar. Eğer önlerine kilise, havra, hastane çıksaydı da sığınacaklardı. Bunu dine hakaret gibi göstermek ne biçim bir mantıktır anlamak mümkün değil..."
Â
"ŞEHİT POLİSLER İÇİN MEVLÜT DÜZENLEDİK..."
Â
Beyoğlu Müftüsü olduğu dönemde sözkonusu camide vaazlar verdiğini, hatta polis gününde polis aileleri ve şehit polisler için mevlüt okutulduğunu da anlatan Özkes, "Cami kamu malıdır. Herkesin camisidir" dedi.
Â
Â
Â