Tweet şoku

İZMİR’de, Gezi Parkı eylemine destek gösterileri için attıkları tweet’lerde halkı isyana teşvik edip propaganda yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınanların sayısı 34’e yükseldi. Yaşları 20-25 arasında değişen eylemcilerin aileleri yaşananlara tepki gösterdi. İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, Gezi Parkı eylemlerine destek vermek amacıyla kentte düzenlenen gösterilerle ilgili sosyal medyada paylaşım yapan bazı kişilerin evlerine önceki akşam baskın düzenledi. Polis, “Halkı galeyana getirici provokatif paylaşımlarla olayların büyümesine sebep olma, kamu düzenini bozma, halkı kışkırtma, yalan haberlerle halkı suça tahrik etme” suçlamalarıyla aralarında karşıt görüşlülerin de bulunduğu 34 kişiyi gözaltına aldı. Şüpheliler, Yeşilyurt’taki Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. 33 kişi sorgularının ardından serbest bırakıldı.

EMNİYETE KOŞTULAR

Aileler çocuklarının götürüldüğü emniyet binasının önünde toplandı. Şüpheli İ.Ç.’nin babası Zafer Ç., “Akşam evimize 4-5 polis gelmiş. Ben Kuşadası’nda yaşıyorum, kızım da akrabalarımızın yanında İzmir’de kalıyor. Polisler kızımın Twitter’da paylaştıklarıyla ilgili emniyete götürüleceğini söylemiş. Bu nasıl iş anlamıyorum. Zaten bu paylaşımları herkes yapmıştı. O zaman herkes suçlu, herkesi gözaltına alsınlar” dedi. Kızı E.Ö. gözaltına alınan Dilek Ö. de kızının eylemlere katılmadığını, kendilerine eziyet edildiğini belirtti. Bazı aileler, çocuklarının sosyal paylaşım sitelerinde hesaplarının bile olmadığını iddia etti. Aileler, suç olarak kabul edilen mesajların Türkiye’de birçok kişi tarafından paylaşıldığını, bu doğrultuda paylaşan herkesin gözaltına alınması gerektiğini savundu. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, önceki gün olduğu gibi dün de ailelerin yanına gelip destek verdi.
Engin, “Aileler tedirgin. Niye sadece bu kişiler için savcılık kararı verildi? Bu tutarsız bir durum. Eğer bir suç işlendiyse bu suçu hepimiz işledik. Bu haksızlık ve hukuksuzluk. Bu durumu İzmir Emniyeti’nin basiretsizliğini, beceriksizliğini örtmesi olarak görüyorum. İzmir halkından özür dilenmesini bekliyoruz. Arkadaşlarımızın bir an önce evlerine dönmesini istiyoruz” diye konuştu.

DOKTORLAR: KINIYORUZ

İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu da gözaltıları kınayarak, şu açıklamayı yaptı: “Bir haftadır demokratik tepki hakkını kullanan yurttaşlarımız hemen her gün farklı yöntemlerle yıldırılmaya çalışılmaktadır. Sosyal medya iletişimi gerekçe gösterilerek yurttaşlarımız gözaltına alınmıştır. Birinin Dokuz Eylül Tıp Fakültesi öğrencisi olduğu öğrendik. Attığı bir tweet nedeniyle kalmakta olduğu İnciraltı yurdundan emniyete götürülmüştür. Halk hareketinin yükselmekte olduğu bugünlerde tıp öğrencisi kardeşimizin başına geleni yakından izlemekte olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz. Ayrıca iletişim özgürlüğünü kısıtlama girişimi olarak algıladığımız bu durumu kınıyor, bu gerekçeyle gözaltına alınmış olan tüm yurttaşlarımızın bir an önce özgürlüklerine kavuşması için gereğinin yapılmasını duyarlılıkla bekliyoruz.”

İşte o mesajlar

EYLEMLERE destek vermek amacıyla paylaşılan mesajlardan yola çıkılarak gözaltına alınanların kişisel sayfalarından gönderdikleri mesajlardan bazıları şöyle:
Direniş için kullanılabilecek Wi-Fi şifreleri.
19.30’da Gündoğdu Meydanı’nda buluşuyoruz.
Lozan Meydanı ve Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde polis var, gitmeyin.
Gündoğdu Meydanı’na biber gazı atıldı, buraya gelmeyin.
Toma’lar gidiyor. Gaz sıkıyor, sopayla vuruyorlar.

Gözaltılar hukuksuz

TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, yargı kararı olmadan yapılan “twitter gözaltılarının” hukuka aykırı olduğunu belirterek, “Teknik olarak yapılan iletişimin tespiti-dinlenmesi kararları olmaksızın usulsüz tedbir niteliğinde işlemlerdir. Yapılanlar hukuksuzdur” dedi. Feyzioğlu şu değerlendirmeleri yaptı: “Sayın Başbakan’ın ‘Başımızda twitter diye bir bela var’ demesinden sonra durumdan vazife çıkartan birtakım savcıların twitter baskınlarına başlamasını dehşetle izliyorum. Yargının taraflı ve bağımlı olduğu görüntüsünü güçlendiren ve yeni huzursuzluklara sebebiyet verecek bir uygulama. Twitter baskınları konusunda samimilerse bir kısım iktidar partisine mensup belediye başkanları ve yöneticilerinin attıkları mesajları soruşturma konusu yapıp yapmayacaklarını izliyorum. Yapılanlar iktidarın ‘özgürlüğüme dokunma’ diye sokağa çıkan halkı zerre kadar anlamadığını gösteriyor.”

YASASI BİLE YOK

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Bürosu eski savcılarından Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yardımcı Doç. Dr. Hakan Kızılarslan da Hürriyet’e, Türkiye’nin Siber Suçlar Sözleşmesi’ni imzaladığını, ABD ile Adli Yardım Sözleşmesi de bulunduğunu ancak, Twitter, Facebook gibi yabancı server sahiplerinin savcılıklarca talep edilen içerik ve erişim bilgilerini vermediklerini ve bunu da haklı gördüğünü söyledi. Kızılarslan, “1996 yılından bu yana bu yasa çıkarılmadı. Şimdi de Meclis’te bekliyor. Twitter bu talepleri yine reddedecek. Eğer iletişimin tespiti kararları da yoksa elde edilen delillerin delil değeri tartışma yaratır. Gözaltı kararı da bana göre verilemez” dedi.

TCK 214-217’DEN

İzmir Savcılığı, gözaltı kararını, TCK’nin 214 ve 217. maddelerine dayanarak yapıyor. Bu maddeler şu hükümleri içeriyor:
Madde 214- (1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silahlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik eden kişi, onbeş yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Tahrik konusu suçların işlenmesi halinde, tahrik eden kişi, bu suçlara azmettiren sıfatıyla cezalandırılır.
Madde 217- (1) Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.