Güncelleme Tarihi:
Ailemin, en başta annemin, aile kadınlarımın geleneğidir KIRMIZI RUJ.
Kitabımda da yazmıştım hikayesini.
Ben gözümü “Kırmızı Ruj Süren Kadınlar Cumhuriyeti”nde açtım.
Biz süreriz arkadaş, kırmızı rujumuz olmadan gözümüzü açmayız, yummayız, kapamayız, gezmeyiz!
Bir tek kere duymadım tek bir aile kadınımdan “bana yakışmaz” dediğini.
Enerjisine kurbanız…
Kırmızı ruj her kadına yakışır, yakışmaz diye size dayatan, bilinçaltına yediren, sizi durdurmak isteyen geri kafadır!
Adım “Kırmızı rujla koşan kadın” olarak çıktı.
Çünkü kırmızı rujumla koşuyorum tüm maratonları, ultra maratonları.
Böyle ad çıkmasına ben kurban!
Çocuklarım, kocam, beni kırmızı rujum olmadan görmedi.
Görmeyecek.
Gözümü açtığımda da, yumduğumda da kırmızı rujum dudaklarımda.
Hosteslerimize yasak geliyormuş.
Güldüm.
Hosteslere sürdürmezlerse, Türkiye kırmızı ruj sürmezse bana Yonca demeyin!
Yarın çıkın bakın bakalım sokaklara, bütün kadınların dudaklarında kırmızı ruj olacak.
İnadına değil…
Özgürlükler Aşkına!
Yonca
“kırmızı rujsuz asla!”
“kırmızı ruj hareketi”