Güncelleme Tarihi:
Ağırlıklı olarak milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Özkök, özetle şunları söyledi:
25 YILIMIN HER ANI
“25 yıldan bu yana hayatımın her anının devletin 5 kurumu tarafından dinlendiğinden şüphesi olan değil, emin olan biriyim. Bu devlet bunu bana defalarca gösterdi. En son 15 yıl önce yaptığım konuşmaları Beşiktaş savcılığında önüme koydular. Kiminle konuştuğumu bile bilmiyorum. 28 Şubat döneminin göbeğinde dinlenmişim. Dehşet verici bir şey. Bırakın beni, eşimin yanımızda çalışan kişiye pirinç sipariş ettiği konuşmalar bile kaydedilmiş. Telefonları dinlenip radyolardan yayınlanmış biri olarak söylüyorum; Allah kimseye göstermesin. Çünkü kendinizi Kızılay meydanında çıplak hissediyorsunuz.
2 KEZ KOVDUM
- Genel Yayın Yönetmenliği yaptığım dönemde böyle bir kayıt benim önüme de geldi. Getirene ‘5 dakika içinde kaybol, yoksa polisi çağırırım’ dedim. Ankara Temsilciliğimde de birisi böcek getirdi. Aynı şeyi söyledim. Bu sorunun çözülmesi için Türkiye’de bütün insanların ortak anlayış zeminine gelmesi gerekir. Bunu yapan karanlık ruhlu karakterin ahlakı olmadığı gibi vicdanı da yok. Sığınacağı tek şey bunu kullanacak bir yerin olması. ‘Tamam içeriğine bakalım’ dediğiniz zaman bu iş bitiyor.
- Siyasetçinin bir belagat şehveti var, gazetecinin de bir manşet şehveti var. Bu şehvetlerden arınmasını öğretmemiz lazım insanlara. Bir dönemin en kudretli genel yayın yönetmeniydim, benim telefon konuşmam çıktı. Başbakan bu ülkenin belki gelmiş geçmiş en kudretli Başbakanı. Onun telefon konuşması da çıktı. Ben tecrübeyle öğrendim, herkes tecrübeyle öğrenmesin. Bakanlar, ‘Kirli işler yapmıyorsanız telefonlarınızın dinlenmesinden korkmayın’ dediği sürece bu sorun çözülmez.
DİNLEME İKTİDARI
- Dinleme, dinleyen insana iktidar getirir. Dinleme başlı başına iktidardır. Ama şunu unutmayın, dünyanın her yerinde dinlemeyi yapan tek taraflı çalışmaz. Daima kendisini garantiye alacak tedbirleri alır. Bu ülkede birileri Başbakan adına dinleme yapıyorsa, Başbakan’ı da dinleyen vardır. Siyasette, basında bize illegal bilgi veren insanların ahlakı, imanı, Allah’ı yoktur. Bizimle ilgili bilgileri de elinde tutuyordur.
m Bu tür işler bugün size yarın bana, bugün bana yarın size. Bir gün herkes bunu tadacak. 1990’lı yıllarda değişen polis müdürleri, istihbarat şefleri beraberinde resmen arşivleri götürdüler. Önlem alınmazsa, hayat emin olun bugünün iktidarına da gösterecek bunu. ”