Güncelleme Tarihi:
Durabilir misiniz yarına kadar.
“İzmir’in irfana ihtiyacı varmış…”
Aslında bekleyecektim. Çünkü konuşmanın tamamını okuyunca, çok önemli bazı mesajlar olduğunu gördüm.
Ama bu cümle var ya, onu yarına bırakamazdım.
İzmir’de doğup büyümüşseniz;
Bayram sabahları babanızın elini tutup namaza gitmişseniz;
Hisar Camii’nde her Cuma dolan o meydanda babanızı hala görüyorsanız;
Anneniz hala günde beş vakit namaz kılıyorsa;
O şehirde 1799 camiden her gün beş vakit ezan okunuyorsa;
Her yıl 2.500 mümini kurada kendilerine Hac ziyareti çıktığı için sevinçle Hac farizasını yerine getiriyorsa;
20 yıl önce Fethullah Hoca ile, o şehrin Karabağlar semtindeki iki katlı bir evde tanışmış ve iki saat sohbet etmişseniz;
O şehrin itikadından, inancından zerre kadar şüpheniz yoksa;
İçiniz burkulur ve sormaya başlarsınız.
Nedir “irfan” dediğiniz o şeyden anladığınız Sayın Diyanet İşleri Başkanı…
İzmir inancını size daha nasıl ispat etmeli ki; kafanızda iyi bir Müslüman haline gelebilsin.
Bu şehir inancını ille de sizin bildiğiniz gibi, sizin istediğiniz yoğunlukta mı yaşamalı…
Yaşamıyor…
Sizin gibi bakmıyor.
Sizin gibi olmak istemiyor.
Farkını korumak istiyor.
Vazgeçin artık bu şehri hizaya getirme merakından, intizama sokma ihtirasından.
Unutmayın; Daha geçen gün Çanakkale şehitlerinin huzurunda şu duayı etmiştiniz:
“İzzetimizi, şerefimizi, onurumuzu, harimi ismetimizi çiğnetme, mabetlerimizin göğsüne namahrem eli değdirme, ezanlarımızı susturma, şanlı bayrağımızı indirtme Allah’ım…”
O bayrak Birinci dünya Savaşı’nda, ülkenin bazı şehirlerinden indirildiğinde, göndere yeniden dikildiği şehirdir orası…
Dediğim gibi 1799 camiinde her gün beş vakit ezan sesi eksilmemiştir.
İZMİRLİ DİN GÖREVLİLERİ ŞİMDİ SİZE SORUYORUM
Şimdi İzmir Müftülüğünün görevlilerine ve o konuşmanın yapıldığı sırada o salonda bulunan öteki din görevlilerine soruyorum.
O sözler sizi mutlu etti mi?
Bunca yıldır görev yaptığınız şehrin gerçekten irfana ihtiyacı var mıydı?
Sakın bana “Biz de katılıyoruz” demeyin.
Bu yazıyı yazarken saat 14.03’tü…
O sözler sizi de rencide etmiş olmalı ki, İzmir müftülüğünün internet sitesinde, o konuşmanın neredeyse tam metnini koymuşsunuz ama nedense o cümleler yok.
Neden?
Çünkü sizi de rencide etti. Sizi de üzdü…
Son sözüm şu:
Bırakın artık İzmir’i kendi hayat tarzınız, kendi İslam anlayışınız ve kendi ufkunuzla fethetme sevdasını.
Hizmetle fethedin…
Hem daha demokratik hem daha çağdaş hem daha etkili bir yol olur.