Zeynep GÜRCANLI- ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2013 12:27
CHP'de İmralı süreci konusunda Cumartesi günü yapılan kritik Parti Meclisi toplantısının ardından, milletvekillerine "konuşma yasağı" geldi.
CHP kaynakları, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun vekillerden "Parti Meclisi toplantısı ardından okunan bildirinin dışına çıkacak açıklamalar yapmamalarını istedi.
CHP'de "İmralı süreci sıkıyönetimi" sadece bununla da sınırlı değil; Vekillere "TV yasağı" da geldi. Bu yasağın kaynağı da bizzat Genel Başkan Kılıçdaroğlu.
CHP kaynaklarına göre Kılıçdaroğlu, hükümetten İmralı süreci konusunda ayrıntılı açıklama gelmeden, İmralı sürecinde "ne konuşulduğu" muhalefete ve kamuoyuna hükümet tarafından açıklanmadan, CHP'lilerin bu konuda televizyonlarda görüş bildirmelerinin yanlış olacağına inanıyor.
Bu çerçevede, CHP'li vekiller de daha önce söz verdikleri televizyon programlarını arayarak, "katılamayacaklarını" ifade etmeye başladılar. Bunun son örneği ise CHP'li Binnaz Toprak oldu. Toprak daha önce söz verdiği, Habertürk televizyonunda yayınlanan "söz sizde" programına katılamayacağını bildirdi. Program yapımcısı gazeteci Balçiçek İlter de Toprak'ın bu kararını twitter'da açıklayarak, CHP'li vekilin parti karararı gereği programa katılamayacağını bildirdi.
KILIÇDAROĞLU'NUN ENDİŞESİ
Genel Merkez kaynaklarına göre Kılıçdaroğlu'nun vekillere getirdiği konuşma yasağının altında, CHP'nin İmralı sürecine yönelik bakışı konusunda yapılan
haberler etkili oldu. Çeşitli gazetelerde, milletvekillerinin bireysel açıklamaları nedeniyle İmralı sürecinin partiyi "böldüğü", parti içinde bir anlaşmazlık yaşandığı yolunda yapılan yorumlar, Kılıçdaroğlu'nu bu önlemleri almaya itti.
CHP TOPU HÜKÜMETE ATTIBu çerçevede, Parti Meclisi bildirisinde hükümetin İmralı sürecinin yönetiş biçiminden duyulan rahatsızlıklar ön plana çıkarılarak, CHP'nin ancak hükümetten bu rahatsızlıklar konusunda atılacak adımlara göre yönünü belirleyeceği ifade ediliyor. CHP kaynakları, PM bildirisinde vücut bulan dört endişenin (hükümetin süreç konusundaki samimiyeti, sürecin yasallığı, görüşmelerin şeffaf şekilde yürütülmesi ve sürecin başkanlık sistemine geçiş gibi gizli bir ajandaya bağlanmaması) dışına çıkacak her türlü açıklamanın "CHP'de çatlak" olarak yansıtılma tehlikesine dikkat çekiyorlar. Aynı kaynaklar, PM bildirisi ile CHP'nin süreç konusunda "topu hükümete attığına" dikkat çekiyorlar. CHP içinde çıkacak farklı seslerin, hükümet tarafından bu endişelere yanıt verilmesi yerine, "dikkati yeniden CHP'ye yönelteceğini", Kılıçdaroğlu'nun "sıkıyönetim" uygulamalarının da bunu engellemeyi amaçladığını belirtiyorlar. CHP kaynakları, hükümetten bu endişelere yönelik adım gelmedikçe, ana muhalefet partisinin tavır değişikliği olmayacağını da belirtiyorlar.
Parti Meclisi toplantısının ardından okunan bildirinin "oy birliği" ile alındığına dikkat çeken CHP Genel Merkez kaynakları, bu bildiri ve vekillere yapılan uyarıların ardından, CHP'nin "bütün halinde durduğu" izleniminin güçlendirilmesinin amaçlandığını da kaydediyorlar.