Metehan DEMİR / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2013 00:00
Başbakan Tayyip Erdoğan, İmralı tutanaklarının basına yansımasından bir gece önce, “BDP’liler maalesef ellerine verilen o notlarla ilgili hemen açıklamalar yaptılar.Bu kadar çok konuşmaya gerek yok” uyarısında bulundu. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise " Görüşme notları bizim tarafımızdan sızdırılmadı. Biz de kendi içimizde araştırma yapıyoruz" dedi.
Viyana dönüşü uçakta yaptığı açıklamada, özetle şu mesajları verdi:
HEMEN AÇIKLADILAR
Çözüm süreci; yeni Anayasa çalışmalarında başlıklardan bir tanesi bu. Her şey değil, eğer her şey diye söylersek o yanlış olur. Dikkat ederseniz ben bu alanda çok konuşmak istemiyorum. Ama BDP’liler maalesef ellerine verilen o notlarla ilgili hemen açıklamalar yaptılar, yapıyorlar. Ne derece doğru, ne derece sağlıklı bilemiyorum. Bir şeyler olacaksa bu benim tek başına elimi taşın altına uzatmamla olmayacaktır. Bu süreç içerisinde taviz veremeyiz. En ufak bir rehavet bize ağır bedeller ödetebilir.
BU TABİRLER YANLIŞ
Eylemsizlik çok yanlış bir tabir. Eylemsizlik diye bir şey olamaz. Bu tip şeyler devletler arasında olur. Mesela barış diyorlar. Bu da devletler arasında olur. Bu da yanlış bir anlayıştır. Bir defa bizim devlet olarak bölücü terör örgütünden bir yaptırım olarak isteklerimiz olabilir. Nedir bu? Bir; silahları bırak, ülkeyi terk et veya suça bulaşmamış olanlar varsa gelsinler. Bir defa Habur’da çağrı yapmıştık. Neydi? Suça bulaşmamış olanlar gelsinler ifadelerini versinler ve yuvalarına dönsünler. Biz o zaman her şeye rağmen yaptık ve gidenler oldu. Bedel ödemeyi göze aldık ve öyle yaptık. O zaman muhataplarımız sözlerinde durmadılar. Orayı bir miting alanına çevirdiler ve arzu edilen gibi olmadı.
AKİL ADAMIN KARŞILIĞI OLMALI
STK’lar hiçbir işe yaramadı. BDP’nin içinde bu işi anlayan ve anlamaya çalışan var. Bir de anlamayan ve anlamak istemeyenler var. Bazıları çok fazla konuştu. Çok fazla konuştukça da fazla hata yapıldı. Bana bir TV programında sordular, ‘Akil adamlar oluşturulmalı mı’ diye. Ben de ‘Buyurun oluşturun’ dedim. Bir şey çıkmadı. Durumdan vazife çıkaranlar var. Akil adam dediğiniz zaman bir karşılığının olması lazım. Gazetelerde boy boy resimler çıkarmak ile akil adam olunmaz. Bizim netice almamız lazım.
MAĞDURİYETLER GİDERİLDİ
(Başörtüsünün kamuda serbest olması ve anayasa düzenlemesi) Her iş yerine göre değişir. 10 yıl içinde 28 Şubat’tan kalma bazı yasaklar kaldırıldı. Bizim iktidarımıza kadar olan bazı mağduriyetler giderildi. Diplomalarını aldılar. Ancak iş noktasında sorunlar oldu. Onlar da yavaş yavaş düzelecek. Anayasal bir değişikliği gerektireceğine inanmıyorum. Oraya gelmeden hallolabilir. Burada zaman ve zemin çok önemli.
ANAYASADA YASAK YOK
(Başörtülü belediye başkanı ve milletvekili olur mu?) Buna mani bir durum yok. Milletvekili adayı olmalarına da mani bir durum yok. Geçmişte spekülatif bazı şeylerden dolayı sıkıntı oldu. Merve Kavakçı’ya yapılan yasal değildi. Yasal olmayan durumdan fiili durum meydana getirdiler. Anayasamızda başörtüsünü yasaklayan bir düzenleme yok. Anayasayla gelmeyen yasak anayasayla korunmaz. Yanılmıyorsam 82’de bir yönetmelik var. O yönetmelikle böyle bir atıfta bulunuyorlar. Mevzuatla ilgili düzenleme yapılabilir, mesele böyle aşılabilir.
HSYK’YA ŞİKAYET OLABİLİR
(Danıştay’ın avukatlarla ilgili kararı) Avukatlarla ilgili bir süreç de başladı. Gerekçeli karar açıklansın, o zaman belki o kendilerine engel çıkartılan avukatlar, belki HSYK’ya kendilerine engel çıkartan hakimlerle ilgili şikayet yoluna gidecekler. O gerekçeli karar çıktığı andan itibaren bu yollar açılır. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru haklarını kullanarak da böyle bir süreci başlatabilirler. Bakalım Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. Sebepler aleminde biz gereğini yaparız. Ama ben ülkemin huzuru için bütün bu adımların hayırlı olacağına inanıyorum.
İBADETE YASA TEMİNATı OLMAZ
Bir defa yasal düzenlemeyi doğru bulmuyorum. İnançlarla, özgürlüklerle ilgili genel düzenleme olabilir; ancak namaz kılmayı, oruç tutmayı, Allah’ın emrettiği ibadetleri kalkıp da kanunla mı teminat altına alacağız? Herkes inancında özgürdür. Her inanç devletin teminat ve güvencesi altındadır. Devletin yaklaşımı budur.