Güncelleme Tarihi:
Demirtaş, dün TBMM’de bir grup gazeteciyle sohbetinde özetle şu mesajları verdi:
KANDİL’E MESAJI BİZ GÖTÜRECEĞİZ
“Adaya gidilmesini isteyen hükümetti. Oslo- İmralı sürecinde, devlet adına görüşme yapan heyet İmralı’ya gidiyor, ordan aldıklarını Oslo’ya ve Kandil’e kendileri götürüyordu. Mekanizmayı devletin kendisi kurmuştu. Bu defa bizden rica ettiler. Mesajın gitmesini biz sağlayacağız. Kandil’e mesajı, İmralı’ya giden heyet ulaştıracak diye bir şey yok. Ancak oradan çıkan mesajlar bir şekilde ulaştırılacak. Hem bizden yardım isteyen hem de önümüzü tıkayan kendileri.
DESPOTİK BAŞKANLIK SİSTEMİNE EVET DEMEYİZ
Biz BDP olarak despotik bir başkanlık sistemini içeren bir anayasaya asla ‘Evet’ demeyiz. Tartışıldığı gibi despotik bir başkanlık olacak ve BDP de buna ‘Evet’ diyecek gibi bir tartışma asla yok. Biz sadece Kürtlerin değil herkesin özgürlüğünü garanti altına alan bir anayasa için biz mücadele veriyoruz. Kürtleri ilgilendiren birkaç madde karşısında anayasa için şu veya bu partiyle uzlaşma sağlayacağız gibi ilkesizliğe asla düşmeyiz.
İNŞALLAH HÜKÜMET BİZİ MAHÇUP EDER
Biz şu anda hükümette çok ciddi, kararlı bir çözüm iradesi veya 2 ay öncesine göre değişen bir zihniyet görmüyoruz. Fakat bunu denemeden de anlayamayız. Bu aşamada niyet okuma olur. Hükümetin pratiğini görmek, bu fırsatı vermek istiyoruz. İnşallah biz yanılmış oluruz, hükümet bizi mahçup eder.
VALLA KANDİL’E GİDER İKNA EDERİM
Kandil ve İmralı’nın yani sayın Öcalan ile KCK yetkililerinin varacağı mutabakat bizi bağlar. Silahla ilgili her konuda alacakları her karar, bizim destekleyeceğimiz, arkasında duracağımız karardır. Devlet hukuki güvence sağlasın, Vallahi ben Kandil’e gider ikna ederim, ‘Gelin Ankara’da yapın görüşmeleri’ derim. Biz isteriz, en doğrusu da bu olur. Ankara’da, Diyarbakır’da yapılsın görüşmeler. Ancak tabii ki çok uzak bir ihtimal.
HÜKÜMETİN GİZLİLİK İSTEĞİ OLMADI
Hükümetin, cumartesi günkü görüşmenin gizli kalması yönünde bir isteği olmadı. Ancak biz bu aşamadan sonra mümkün olduğunca en şeffaf süreci işleteceğiz. Arkadaşlarımız döndükten sonra derli toplu bir tartışma yürütüp mutlaka kamuoyunu en geniş şekil bilgilendireceğiz.
SİNOP’A, “İMAM-CEMAAT BENZETMESİ
Sinop gezisinde çıkan olaylarda CHP’nin kurumsal olarak işin içinde olduğunu düşünmüyorum. Ancak içlerinde CHP’liler, AKP’liler, MHP’liler yok muydu, arkadaşlarımız tespit ettiler var. Yani her 3 partinin de sempatizanları da olsa o olayların içinde. Her parti kendisini yaptığı açıklamaların toplumda linç potansiyeli yaratabileceğini yeniden düşünmeli. Başbakan’ın, Bahçeli’nin açıklamaları ortada, CHP de gece gündüz bizi övmüyor. O üç partinin tabanı da o mesajı alıyor. Bir BDP’li gördüğümüzde ne yapılması gerektiğini genel başkanları söylemiş oluyor. Yani imam böyle yaparsa cemaat de bunu yapıyor.