Ayak altında olan şeref sözleridir
Güncelleme Tarihi:
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Midyat’taki toplu açılış töreninde “Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız” sözlerine CHP ve MHP’den tepki geldi. Muhalefet vekilleri, Başbakan’ın ırkçılıkla milliyetçiliği karıştırdığını, Türk milletinin olmadığı bir Türkiye oluşturmak istediğini söyledi.
MİLLETİN DEĞERLERİ AYAKLAR ALTINDA
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Erdoğan milli ve manevi değerlere savaş açtı. Bugün milliyetçiliği ayaklar altına almak isteyen zihniyetin asıl amacı, milletin değerlerini ayaklar almaktır. Milliyetçiliği ayaklar altına almak, ‘Çanakkale geçilmez’ diyenleri, Sevr’i yırtıp atanları ayaklar altına almak demektir. Milliyetçiliği ayaklar altına almak isteyenler, zihniyeti işgal edilenlerdir, Cumhuriyet’i, Kurtuluş Savaşı’nı hazmedemeyenlerdir, vatandaşlarımızı yönetenlerin kulu yapmak isteyenlerdir. TBMM kürsüsünde, büyük Türk milleti önünde namus, şeref yemini edip o namus, şeref sözünü ayaklar altına alanlardır.
GÜRCÜ MİLLİYETÇİLİĞİNİ AYAKLAR ALTINA ALIYOR MU
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: Türkiye’de “Türk’e saldırmak” yükselen değer haline geldi. Türk vatandaşlığının olmadığı Anayasa, Türkçe’nin konuşulmadığı Anadolu, Türk milletinin bulunmadığı Türkiye yapılmak isteniyor. Başbakan ‘ben Kürt milliyetçiliğini de Türk milliyetçiliğini de ayaklar altına aldım’ diyor. Kendisini zaten Türk olarak da açıklamıyor, Kürt olarak da açıklamıyor Sayın Başbakan. Delikanlıysa açıklasın, Gürcü milliyetçiliğini ayağının altına alıyor mu almıyor mu? Bunu söylesin.
BAŞBAKAN MİLLİYETÇİLİKLE IRKÇILIĞI KARIŞTIRIYOR
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan: Başbakan her türlü milliyetçiliğe karşı olduğunu, hatta milliyetçiliği ayaklar altına aldığını beyan etmiş, yine bir şeyleri bir şeylerle ve bu kez de milliyetçilikle ırkçılığı karıştırmıştır. Allahuekber Dağları’nda yatan 90 bin, Çanakkale’de yatan 250 bin Mehmet’in birilerinin Başkan ya da First Lady olması için değil, bir milleti savunmak için can verdiğini de anlaşılan unutmuştur. Öncelikle biraz dinlenip, toparlanması, sonra ilmi siyasetin temel kavramlarını, ustalık dönemi falan demeden oturup bir okuması, öğrenmesi gerekmektedir. Eğer bu oradan oraya savrulmalar, yarattığı kavram kargaşaları yorgunluğun ya da bilgisizliğin sonucu değilse bu daha da vahim bir durumdur. Gerçi yıllardır dindarlık ile din istismarcılığını da karıştırmış, bu istismarla Başbakan olmuştur. Yine başka başka istismarlardan bu kez de bir Başkanlık çıkarmak istemektedir. Ama bu kez işi bezirgânlıkla yürütmesi biraz zor görünüyor.