Bahçeli'den İmralı sürecine sert eleştiri

Güncelleme Tarihi:

Bahçeliden İmralı sürecine sert eleştiri
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2013 14:58

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Tüm sözlerinden tornistan yapan, bölücülüğü markalaştıran, U dönüşleriyle, çarklarla, sapışları meşhur olan, akla karayı birbirinden ayıramayacak kadar basireti bağlanan birisinin Türkiye'yi yönetmesi hepimiz adına utanç vericidir” dedi.

Bahçeli, partisinin istişare toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye hayati bir dönemden, sorunlarla dolu bir kavşaktan geçtiğini, bunalımların ise hiç olmadığı kadar biriktiğini savundu.

Bahçeli, toplantıda, partinin TBMM grup faaliyetleri, Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları, dış politikadaki uygulamalar, ekonomideki son gelişmeler, gelecek yıl yapılacak mahalli idareler seçimleri ve “bölücü terörün ulaştığı seviyeyle birlikte süren ihanet müzakerelerinin” görüşüldüğünü bildirdi.

Çözüm, umut, gelişme ve çare olarak sunulan ne varsa milli birliğin ve milli güvenliğin aleyhine sonuçlar ürettiğini savunan Bahçeli, şunları kaydetti:
“Şiddet yanlıları barışsever, bölücüler demokrat, katiller özgürlük savunucuları, kanlı niyetler hak arayan masumlar olarak sunulmakta ve propagandası yapılmaktadır. Sapla saman karışmış, iyiyle kötü yer değiştirmiş, doğru ile yanlış birbirine girmiştir.

Doğudan batıya, kuzeyden güneye Türk vatanı adeta zincire vurulmuş, adeta esir alınmış ve istilaya uğramıştır. Türkiye kurşun gibi ağır bir ortama aşama aşama getirilmiştir. Eşine ve benzerine çok az rastlanacak bir tahribata maruz bırakılmıştır. Neresinden bakarsak bakalım ülkemizin hali vahamet ötesidir.”
“Mücadeleyle kazanılan Türk vatanı, müzakereyle devredilmek ve ulufe gibi dağıtılmak istenmektedir” iddiası bulunan Bahçeli, “Varlığımızda ve birliğimizde hak sahibi olmayan bir zihniyet, bölücülüğün bitpazarında, ehl-i salibin yüzyıllardır açık duran müzayede ortamında Türkiye'yi elden çıkarmaya karar vermiştir” diye konuştu.

Bahçeli, şöyle devam etti:
“Demokrasinin imkanlarıyla iktidara gelenler, ne ibretliktir ki demokrasinin boğazına çökmüş, milli iradenin kafasına çuval geçirmiştir. Başkent Ankara'nın ruhu, İmralı dayatmalarıyla, Kandil Dağı talepleriyle incinmiş ve dağlanmıştır.
AKP yönetiminin milli tehlike sinyalleri veren dış politikadaki zaaf, tutarsızlık ve tavizleri ülkemiz üzerinde hesapları olanların iştahlarını daha da kabartmıştır.
AKP hükümeti yönünü çoktan kaybetmiş ve güvenirliğini uzun zaman önce yitirmiştir. Bölücülük AKP'yle tahakkuk etmiş, biten terör AKP'yle ayaklanmıştır. Milletimizin kalp atışları AKP'yle zayıflamış, devletimizin istikrarı AKP'yle kaybolmuştur.”

“Türk milletine aykırı ne varsa içinde bulunduğumuz zaman aralığında el üstündedir”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, hükümetin her geçen gün milleti paramparça edecek bir uçuruma taşıdığını savundu.
Bahçeli, şunları vurguladı:
“Şu sıralar; terör saldırılarını aklama ve terör örgütünü insani bir yapıda takdim etme kurnazlıkları, bebek katiliyle müzakere etme, ateşkes görüşmeleri yapma ahlaksızlıkları, bölücülüğün tüm boyutlarıyla toplumsal tabana yedirme ve yaygınlaştırma izansızlıkları, Türklüğün geri plana çekilerek milli kimliği suçlu gösterme edepsizlikleri, anayasal düzenin bizatihi bunu korumakla mükellef iktidar partisi tarafından tarumar edilme şuursuzlukları, sözde Kürt sorunu uydurmasıyla millet sorununun etaplar halinde ortaya çıkarılma vicdansızlıkları, bölünerek birlik olunacağını, farklılaşarak bir arada durulacağını, ayrılarak toparlanmanın sağlanacağını iddia eden onursuzlukların fazlasıyla revaçta olduğu görülmektedir.
Türk milletine aykırı ne varsa içinde bulunduğumuz zaman aralığında el üstündedir. İmralı hukuku, bölücülük arzuları, şiddet taraftarları, barış şarlatanları, kiralık kalemler ve silahlı militanlar yükseliştedir.
Buna karşılık; Türkiye inişte, kardeşlik düşüşte ve milli değerler gerileyiş halindedir. Başbakan Erdoğan için bunlar önemsizdir. Başbakan Erdoğan için bunlar anlamsızdır. Kendisi tam bölen olarak işbaşında, tam ayıran olarak vazifesini gönül huzuruyla yerine getirmektedir.”

“Her topu kalesine alan yenilmişlikten arınması lazımdır”

Başbakan Erdoğan'ın ısrarla terörle mücadele ve siyasetle müzakere sözlerini söylediğini belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada aklımıza, Başbakan Erdoğan'ın zihni melekelerinin askıda olduğu, değilse bile ferasetinin tamamıyla tıkandığı hususu gelmektedir. Terörle mücadele, siyasetle müzakere sözleri ne anlama gelmektedir? Düne kadar ağzına ne geliyorsa söylediği, hakaretler yağdırdığı, terörün parçası olarak ilan ettiği ve nekrofiller diye suçladığı BDP midir gösterdiği adres?
Başbakan siyasetle müzakere derken neyi anlatmakta ve neyi ima etmektedir? Bölücü terörün yörüngesine çivilenmiş olan BDP ise şayet kastettiği, o halde bugüne kadar yenilir yutulur türden olmayan sözlerini nereye koyacak, nasıl tevil edecektir? Başbakan Erdoğan İmralı'da müebbet hapis cezasıyla hükümlü olarak yatan terör suçlusuyla müzakere yaptığına göre, caniyi siyasetçi olarak mı görmekte, böyle mi kabullendirmeye çalışmaktadır? Bu nasıl bir bakış, bu nasıl bir Başbakanlık yapmaktır? Hatırlatmak isterim ki Başbakan İmralı'nın, Kandil'in değil, Türkiye'nin siyasi sorumluluğunu taşımaktadır. Aklını başına alması, teslimiyetçi kirlilikten, baş eğen kölelikten ve her topu kalesine alan yenilmişlikten arınması lazımdır. Cezaevindeki bir terör mahkumunun siyasetçi mertebesine çıkarılması en hafif ifadeyle helalin haramla lekelenmesi ve karıştırılması anlamına gelecektir.
Tüm sözlerinden tornistan yapan, bölücülüğü markalaştıran, U dönüşleriyle, çarklarla, sapışları meşhur olan, akla karayı birbirinden ayıramayacak kadar basireti bağlanan birisinin Türkiye'yi yönetmesi hepimiz adına utanç vericidir.”
“AKP'nin PKK'yı aklama, temize çıkarma ve müşfik hale getirme gayretleri, İmralı canisiyle birlikte çetesini affetme hazırlıkları, milletimiz aleyhine eşi ve benzeri görülmemiş bir mağlubiyetin habercisi niteliğindedir” diyen Bahçeli, şunları vurguladı:
“AKP'nin PKK'ya temiz kağıdı verme çabaları, sicilini paklama niyetleri Türkiye'yi iyice zora sokmuştur. AKP'nin kurguladığı iyi PKK, kötü PKK tasnifi sürekli olarak mesafe almıştır.
Dağa methiyeler düzen, dağa çıkmayı marifet sayan, teröriste ağlamayanı insanlıktan çıkaran bir anlayışın başka türlü davranması eşyanın tabiatına aykırı olacaktır. Canımızı alan, kanımızı döken, kurşunla, mayınla, pusuyla askerimizi, polisimizi, korucumuzu ve masum insanlarımızı katleden insanlık suçlularını; 'onlarda bu ülkenin çocuğu, dağdaki terörist ölmesin istiyoruz' diyerek masumlaştıran AKP'liler bu milletin yüz karası olmaktan gocunmamaktadır.
Bilinsin ki her değerimize hainlik yapanlar, varlığımıza namlu doğrultanlar bu ülkenin çocuğu da genci de büyüğü de olamaz, olmayacaklardır. Bunun hilafına tutum takınan siyaset kalıntıları da çok istekli ve meraklı iseler silahlanıp arkadaşlarının yanına İmralı vizesiyle en kısa zamanda varmanın yollarını aramalıdırlar”

Rüzgar eken fırtına biçer

Konuşmasında PKK'lı 3 yöneticiye Paris'de yapılan suikasta değinen Bahçeli, şöyle konuştu:
“PKK'nın Paris'teki bir bürosuna yapılan saldırıda üç militanın infaz edilmesi, her şeyden önce ölüm üzerinden kurulan kanlı bir denklemin sonucu, rüzgar ekenin fırtına biçeceğinin açık bir göstergesidir. Elbette su testisi su yolunda kırılacaktır ve öyle de olmuştur.
İşi gücü öldürmek, katletmek olan bir terör şebekesinin, iç hesaplaşma veya değişik ülkelerin istihbarat teşkilatlarıyla kurduğu gizli ilişki ve temaslar sonucunda böylesi bir neticeyle karşılaşması doğal ve kaçınılmazdır.”
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, öldürülen ve İnterpol tarafından da kırmızı bültenle aranan terör örgütü kurucularıyla “düzenli görüşüyorduk” diyen Fransa Cumhurbaşkanının sözlerini eleştirdiğini anımsatarak, “Adama demezler mi ki sen teröristlerin başıyla görüşüyorsun, televizyon veriyorsun, siyaset çemberine sokuyorsun ve özel bakıma alıyorsun da bizim mi görüşmemizi yadırgıyorsun?” görüşünü dile getirdi.
Bahçeli ayrıca, bundan sonra, Türkiye içinde ses getirecek örtülü operasyonların, saldırıların ve ölümle sonuçlanacak suikastların olabileceği uyarısında bulundu.
Devlet Bahçeli, izleyen süreçte İmralı'yla yapılan görüşmeleri sürdürebilmek adına iç direnç diye tarifi ve tanımı yapılan ne varsa hedef yapılmasının söz konusu olabileceğini de belirtti.

“Türk vatanı, tarla değil”

“Türk vatanı parsellenecek, ihaleye konu olacak, satışa çıkarılacak veya belirli süreyle kiraya verilecek bir arazi ve tarlanın adı değildir” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
“Türkiye bir semt, bir mahalle ve de gelip geçici arzuların sığınağı değildir. Türkiye ismi üst kimliğin izini, emanetini ve ruhunu taşırken; milletle anlamlı, tarihle şanlı, Türkçeyle zengin ve asırların hatıralarıyla bütünlük kazanmaktadır. Ne olursa olsun, Türkiye'nin milli birliği ve milli varlığı ise dil, soy ve din unsurlarını aşan tarihi bir mirastır.
Türkiye Cumhuriyeti'ni, Türk milletine vücut veren herkesin birlikte yaşama ülküsü ve müşterek kaderi paylaşma iradesi kurmuştur. Cumhuriyet'in kuruluşunda milletleşme sürecinin katalizörü duyguya ve tamamen kültürel bir
tercihe dayalı Türk milleti kavramı olmuş, 'Ne mutlu Türküm diyene' sözü ırka
değil kardeşliğe ve birliğe çağrı yapmıştır.
Halihazırda tüm okların çevrildiği Türklüğün Anayasa'dan çıkarılmasını ve milli devlet yapımızın tasfiye olmasını çözüm diye yutturmaya çalışanlar, Türklüğün ağır bedeller ödenerek, nice badireler aşılarak kazanılan milli bir kimlik olduğunu er ya da geç mutlaka kalın kafalarına sokacaklardır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti tektir, böyle kalacaktır. Ülkesi, milleti ve bayrağı birdir, böyle olmaya devam edecektir. Cumhuriyet'in temel ilkeleri yaşayacak, AKP'ye rağmen yaşatılacaktır. Unutulmasın ki Türk milleti el, etek öperek değil, muhasım güçlere, düşman unsurlara el ve etek öptürerek bu coğrafyayı vatanlaştırmıştır.”

Gazetecilerin soruları

Bahçeli bir gazetecinin Paris'te öldürülen PKK'lıların cenazelerinin Diyarbakır'da toprağa verilmek üzere Türkiye'ye getirileceğini söylemesi üzerine “Bir yanlışlığa düşüp Habur maskaralığına çevirmesinler” dedi.
Devlet Bahçeli, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın hücresine televizyon verilmesi ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de televizyonunun içinden dinleme cihazı çıktığı medyaya yansıyan Edirne Belediyesi'ne atıfta bulunarak, “Edirne belediyesi gibi olmasın” diye yanıtladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!