Güncelleme Tarihi:
Mahkemenin Balyoz davasıyla ilgili gerekçeli kararını henüz inceleyemedim. Ancak kararda "Gölcük Donanma Komutanlığı ve Eskişehir'de sanık Hakan Büyük'te ele geçirilen dijitallerde bulunan taranmış belgelerin asıllarının ilgili birliklerde mevcut olduğu, Genelkurmay Başkanlığınca Mahkememize bildirilmiştir" şeklinde bir ifadenin yer aldığı anlaşılıyor.
Meseleye şöyle yaklaşmalıyız: Bu dijitallerdeki “bazı belgeler”in orijinalleri pekala Genelkurmay’da olabilir. Örneğin 5-7 Mart 2003 tarihlerinde Birinci Ordu Komutanlığında yapılan plan seminerine ilişkin bütün belgelerin orijinalleri Genelkurmay’da olabilir. Keza Gölcük ve Eskişehir’de bulunan belgelerin bir bölümü de Genelkurmay’da olabilir.
Bütün mesele “bütün belgeler”in orijinallerinin Genelkurmay’da olup olmadığıdır.
Burada kritik konu, darbe planının parçası olduğu ileri sürülen “görevlendirme belgeleri”dir. Sanıkların çoğu, sırf bu belgelerde adları geçiyor diye 16-18 yıl gibi hapis cezalarına çarptırıldı. Bu belgelerin gerçekliği başından itibaren sorgulanıyor ve sahte oldukları konusunda sayısız delil ortaya kondu. Genelkurmay da hiçbir zaman bu belgelerin sahiciliğini kabullenmedi.
Ben Genelkurmay’ın söz konusu görevlendirme belgelerinin orijinallerinin kendi kayıtlarında olduğuna dair hiçbir belgeye rastlamadım delil dosyalarında. Dolayısıyla gerekçeli kararda kullanılan “genelleyici” ifadenin gerçek durumu yansıtması söz konusu olamaz.
Sorun gerekçeli karardaki bu genelleyici ifadenin dava dosyasındaki bütün delillerin sahiciliğinin Genelkurmay tarafından kabul edildiği anlamını yaratmasıdır. Bu durum bir muammaya yol açmıştır.
Sonuçta ortaya çıkan algı gerçeği yansıtmıyordu. Dolayısıyla kamuoyunun yanlış bilgilenmesini önlemek açısından bir şekilde düzeltilmesi gerekiyordu.