'Her Türk kadını hamarat doğar'

Güncelleme Tarihi:

Her Türk kadını hamarat doğar
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2012 15:37

30 yıllık evlilikten sonra aldatma sebebiyle boşanan kadın Yargıtay'dan ev emeği için bin TL tazminat istedi. Yargıtay, "ev emeği maddi katkı sağlamaz" diyerek tazminat talebini reddetti. Banu Tuna bu kararı hurriyet.com.tr'ye değerlendirdi;

Haberin Devamı

Kocası Ö.T’den sadakatsizlik nedeniyle 30 yıl sonra boşanan H.T’nin yaşını, geçmişini, eğitimini bilmiyoruz. Evinin, kocasının ve çocuklarının bakımını üstlenmek için eğitimini aldığı bir mesleği, kariyer fırsatlarını, tek başına var olma ihtimalini tepti mi, ömür boyu süreceğini düşündüğü bir evlilik için gemilerini yaktı mı bilmiyoruz. Ama yine de bunlar hiç önemli değil. Neden mi?

Hiç duygusallaşmadan, veriler üzerinden hareket edelim hadi. Diyelim ki evlilik gerçekten de nikah törenlerinde anıldığı gibi bir kurumdur, o halde her kurumun olduğu gibi evliliğin de belirli kuralları, koşulları vardır. Ki, bu evlilikte en temel koşulun, sadakatin, ortadan kalktığı görülüyor. Bu bir şirket olsa, anlaşmadaki en temel kuralın çiğnenmesi, ciddi tazminat sonucu doğururdu.

Haberin Devamı

Evlilik anlaşması sırasında (nikah töreni) kadının üzerine düşen görevler olarak çocuk bakımı, evin temizliği, çamaşırların yıkanması, beyefendinin gömleklerinin ütülenmesi, yemek ihtiyacının karşılanması gibi maddeler yer almaz. Kaldı ki bir erkek evlenecek kadar yetişkinse, öz bakım becerilerine de sahip olduğu varsayılır ve yukarıda saydıklarımız öz bakım becerileri arasında yer almaktadır.

Yemek, temizlik, ütü gibi faaliyetlerin kadının görevi olduğundan okul kitaplarında, bakanlığın dağıttığı evlilik rehberlerinde bahsedilir. Her Türk erkeği asker, her Türk kadını hamarat doğar.

Evlilik anlaşmasına imza atmadan önce tek şey sorulur: Bu kadınla (ve adamla) kendi rızanla evlenmek istiyor musun?

Ben buradan şunu anlarım: Evlilik kurumu içinde yaşamın getirdiği tüm yükümlülükler eşit paylaşılır.

Yargıtay kararı ise şöyle diyor:

“Davacı vekili, davacının (kadın) ev işlerini yapmasından kaynaklanan alacak isteğinde bulunmuş ise de ev kadını olarak, evin yemek ve temizlik işlerini yapması, çocukların bakımını üstlenmesi kanunun aradığı anlamda doğrudan maddi bir katkı sayılamaz. Bu bakımdan davacının bu isteği de yerinde değildir. Hükmün esasının onanmasına...”

Kanunun ne aradığını anlamadım ama kadının üzerine aldığı işler basbayağı maddi katkıdır. Beyefendinin evin ihtiyaçlarını profesyonel yardımla karşılamaya çalıştığını varsayalım ve Yargıtay’ın örnekleri üzerinden gidelim.

Haberin Devamı

Yemek: Her akşam dışarıda yense ya da eve sipariş verilse kişi baş ortalama 20 liradan haftada 140 lira. İki kişilik ailede 280 lira
Temizlik: Haftada bir yardım alındığı varsayılırsa 100 lira
Çocukların bakımı: Ayda en az 1000 lira
Toplam: 2 bin 520 lira

Asgari ücretin 740 lira olduğu bir ülkede ben buna maddi katkı derim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!