Güncelleme Tarihi:
10 Kasım’da bu kez operasyon bölgesine giderken bir helikopterin düşmesi sonucu 17 vatan evladını daha kaybettik.
Acının içimizi parçaladığı bu cümleleri yine söyleyerek şehitleri uğurladık. Ama herkesin kafasında yine aynı soru vardı. Bu işin yok mudur bir sonu? Hiç bitmez mi bu acılar?
Sonrasında ilk olarak bu helikopterlerin sürekli uçtuğu için “metal yorgunu” olduğu iddiaları ortaya atıldı. Ardından da İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, metal yorgunluğu bulunmadığını ancak kazaya “pilotaj ve kötü hava şartlarının” neden olduğunu söyledi. Tartışma bitmedi. Bazıları da “çok uçuyordu, pilotlar yorgundu” dedi. Genelkurmay da öğlen saatlerindeki açıklamasında “hayır hiçbiri doğru değil, hava koşulları kötüydü, helikopter ve pilotlar çok iyiydi” anlamında bir karşı çıkış yaptı.
CUMHURBAŞKANI GÜL KAZANIN AYRINTILARINI ÖĞRENECEK
“CENNETE ORDU KURDUK”
Tartışmaya artık samimi bir son nokta koymanın zamanı geldi. Bu bitmek bilmeyen Türkiye’nin yıllar içinde verdiği şehitleri nedeniyle neredeyse dedikleri gibi “cennete ordu kurduğu” bir yorgunluğun hikayesidir.
“TÜRKİYE’NİN METAL DEĞİL, TERÖR YORGUNLUĞU”
Yani ne helikopterlerdeki metal yorgunluğu, ne pilotların yorgunluğu, bu Türkiye’nin terör yorgunluğu.
Kaç gündür yeni bir tartışma daha var. Helikopter düştü mü düşürüldü mü? Hiç birbirimizi kandırmayalım. O kadar kötü bir hava koşulunda bir zaruret olmasa ciddi bir terör gerginliği ve çatışma yaşanmasa o dağlarda kim uçar?
İnsanların yağmurda kapıdan bile dışarı çıkmak istemediği bir ortamda kim helikopterle operasyona gider, fedakâr bu çocuklardan başka… Yani dönüp dolaşıp yine sonuçta metal ve personel yorgunluğuna değil, terör yorgunluğuna geliyoruz.
Bir de sanki ilk defa karşılaşmış gibi bu olayda da büyük bir şaşkınlık gösterisi yapıyoruz. Sadece son birkaç ayı hatırlatayım. Afyon’da 25, Şırnak Uludere’de devrilen minibüste 10, son kazada 17 yine operasyonlar bölgesinde muhtelif diğer kazalarda polis ve asker olmak üzere 20’ye yakın personel şehit oldu. Hep bir gerginliğin, acelenin ve olağanüstü durumun sonucu.
Afyon’daki cephanelikteki mühimmatların bir an evvel sayımının bitirilmesi ve nakle hazır hale getirilmesi çabası da aslında terörle mücadele seferberliği değil mi?
Rakama bakar mısınız. 70’ten fazla sadece kazalarda verdiğimiz şehidimiz var. Buna operasyonlarda hayatını kaybedenleri de eklersek sivil kayıpları da ilave edersek biz aslında çoktan bu ülkenin ölüm orucunda sonuçlar almaya başlamışız bile.
Bu ülke terör yorgunu. Ama bu ülke aynı zamanda Ankara’da bütün bunlara rağmen siyasetin ettiği kavgayı izlemenin de yorgunu... Bilmem anlatabildim mi?