Anız yakmak toprağı öldürüyor
Güncelleme Tarihi:
AA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2012 13:16
Türkiye'nin dört bir yanında ekinler biçildikten sonra toprağı yeni ürüne hazırlamak amacıyla çiftçiler tarafından düşük maliyetli olması nedeniyle tercih edilen anız yakma yönteminin toprağın su tutma özelliğini de olumsuz etkilediği bildirildi.
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Proje Kordinatörü Dr. Hikmet Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üreticilerin “masrafsız” olduğu için yoğun olarak tercih ettiği anız yakmanın, hem toprağa, hem çiftçiye, hem de doğaya zarar verdiğini söyledi.
Anız yakmanın üreticilerin ceplerindeki parayı yakmaları anlamına geldiğini ifade eden Öztürk, “Anız yakmayı genelde çiftçiler ot ve haşerelerle mücadele etme için yapıyorlar. Kar mı ediyorlar bunu çok fazla irdelemiyorlar. Geleneksel yöntemlerle yaptıkları için çok ciddi kayıplar yaşıyorlar” dedi.
Türkiye topraklarının yüzde 76'sının organik madde yönünden çok zayıf olduğuna dikkati çeken Öztürk, şunları kaydetti:
“Organik maddenin yakılması demek, gübre olabilecek, bitkinin beslenmesinde kullanılabilecek maddelerin de yakılması demek. Dolayısıyla anız yakılan yerlerde organik madde de yandığı için, üreticiler daha fazla gübre kullanmak zorunda kalıyorlar. Bu bir ekonomik kayıp. Organik maddenin olmamasından kaynaklanan ikinci kayıp ise, toprağa düşen yağışı tutan organik maddelerdir. Bunlar yakıldığı için topraktaki yararlanılabilir su miktarı da düşmektedir. Toprakların su tutma özellikleri da azalmaktadır. Aynı zamanda organik madde toprağın havalandırılmasını sağlar, iyi bir çimlenme sağlar. Anız yakıldığında tüm bu faydalar da yakılıyor, bunlardan yararlanılamıyor.”
“Hiçbir yayarı yok, zararı var”
Azotun bitki beslenmesindeki önemine dikkati çeken Öztürk, “Azotu da atmosferden toprağa bağlayan mikroorganizmalar vardır. Bu mikroorganizmalar yakılan anız nedeniyle yok olmakta, dolayısıyla toprakta yararlanılabilir azot miktarı azalmaktadır. Bu da daha fazla gübre kullanılması anlamına gelmektedir. Anızı yakmakla topraktaki gübremizi de yakmaktayız” diye konuştu.
Öztürk, anız yakmanın yabani otların çıkmasını engellemediğini hatta bu bitkilerin tohumlarının çimlenme miktarlarını da artırabildiğine işaret etti.
Anız yakılmasının hastalıklar ve yabani otlar açısından bir faydasının bulunmadığını anlatan Öztürk, şöyle devam etti:
“Anız yakılması, topraktaki canlıları yok ederek, toprak ekosistemine zarar vermektedir. Anız yakılması, topraklarımızın canlılığını yok ediyor. Hasat esnasında toprağa düşen taneler, canlıların besin kaynağı. Onları da etkiliyor. Orman yangınları açısından zararlı. Bu yıl içerisinde 33 adet anız ateşi nedeniyle yaklaşık 284 hektar ormanımız yandı. Anız yakımı küresel ısınmayı da tetikliyor. Anız yakmanın ekosistem içerisinde hiç bir yararı yok, zararı var. Üreticilerin zararların farkında olmaları gerek terk etmeleri konusunda eğitim çalışmaları yapılmalı.”
Anız yakmanın üreticilerin ceplerindeki parayı yakmaları anlamına geldiğini ifade eden Öztürk, “Anız yakmayı genelde çiftçiler ot ve haşerelerle mücadele etme için yapıyorlar. Kar mı ediyorlar bunu çok fazla irdelemiyorlar. Geleneksel yöntemlerle yaptıkları için çok ciddi kayıplar yaşıyorlar” dedi.
Türkiye topraklarının yüzde 76'sının organik madde yönünden çok zayıf olduğuna dikkati çeken Öztürk, şunları kaydetti:
“Organik maddenin yakılması demek, gübre olabilecek, bitkinin beslenmesinde kullanılabilecek maddelerin de yakılması demek. Dolayısıyla anız yakılan yerlerde organik madde de yandığı için, üreticiler daha fazla gübre kullanmak zorunda kalıyorlar. Bu bir ekonomik kayıp. Organik maddenin olmamasından kaynaklanan ikinci kayıp ise, toprağa düşen yağışı tutan organik maddelerdir. Bunlar yakıldığı için topraktaki yararlanılabilir su miktarı da düşmektedir. Toprakların su tutma özellikleri da azalmaktadır. Aynı zamanda organik madde toprağın havalandırılmasını sağlar, iyi bir çimlenme sağlar. Anız yakıldığında tüm bu faydalar da yakılıyor, bunlardan yararlanılamıyor.”
“Hiçbir yayarı yok, zararı var”
Azotun bitki beslenmesindeki önemine dikkati çeken Öztürk, “Azotu da atmosferden toprağa bağlayan mikroorganizmalar vardır. Bu mikroorganizmalar yakılan anız nedeniyle yok olmakta, dolayısıyla toprakta yararlanılabilir azot miktarı azalmaktadır. Bu da daha fazla gübre kullanılması anlamına gelmektedir. Anızı yakmakla topraktaki gübremizi de yakmaktayız” diye konuştu.
Öztürk, anız yakmanın yabani otların çıkmasını engellemediğini hatta bu bitkilerin tohumlarının çimlenme miktarlarını da artırabildiğine işaret etti.
Anız yakılmasının hastalıklar ve yabani otlar açısından bir faydasının bulunmadığını anlatan Öztürk, şöyle devam etti:
“Anız yakılması, topraktaki canlıları yok ederek, toprak ekosistemine zarar vermektedir. Anız yakılması, topraklarımızın canlılığını yok ediyor. Hasat esnasında toprağa düşen taneler, canlıların besin kaynağı. Onları da etkiliyor. Orman yangınları açısından zararlı. Bu yıl içerisinde 33 adet anız ateşi nedeniyle yaklaşık 284 hektar ormanımız yandı. Anız yakımı küresel ısınmayı da tetikliyor. Anız yakmanın ekosistem içerisinde hiç bir yararı yok, zararı var. Üreticilerin zararların farkında olmaları gerek terk etmeleri konusunda eğitim çalışmaları yapılmalı.”