Güncelleme Tarihi:
Bu yazıyı yazdığım sırada Nevin Yanıt finale çıkacak.
Dayanamıyorum seyrederken. Kalbim Fenerbahçe-Galatasaray maçı seyreden erkek gibi atıyor. İyi değilim.
Yerimde duramıyorum.
Sürekli konuşuyorum. Sürekli “Koş Nevin Koş!” diyorum. Ne zaman Nevin yarışa çıktı elektrikler kesildi. Hep sonradan izledim, hep kazandı.
Büyü gibi oldu. İzlemeyeceğim. Sandalyeye kapanacağım.
Nevin çok çalıştı.
Rekorunu kırdı yarı finalde koşarken.
12:58’le koştu 100metre engelliyi. Helal olsun Nevin sana! Helal!
Finalde ne olacak bilmiyorum. Umrumda değil!
Dünya efsaneleri arasında koşacak.
5 dakika var koşmasına.
Ben şimdiden, NEVİN’i de, Antrenörünü de, Ailesini de sarılarak kucaklıyorum.
Ha şimdi gelelim Hadi Len’ime!
Olimpiyatlardan başlayarak, Spor Basını’na, Vatan’a Millet’e azıcık sitem edeceğim.
Kalkıp “Hala madalya yok, madalya sıralamasında sonuncuyuz vesaire...” diye manşet hiç atmayın lütfen.
Atmayın abi!
Atletizm için konuşayım. Ne kadar zor biliyor musunuz koşmak?
Kaçınız koşuyor diye sorayım mı?
Koşanların yanında kaç kere bulundunuz ya da onlar tek başlarına antrenman yaparken?
Kaç kere yer verdiniz yaşadıkları zorluklara köşelerinizde, sayfalarınızda?
Sponsor bulamayan onca genç atlet size ne ifade etti madalya hesabı sormadan önce?
Bizim için her şey birincilik ve sonunculuktan ibaret öyle değil mi?
Katılmak nedir, o yola baş koymak nedir bilen var mı? Çıktığın yolda sakatlanmak, haydi sil baştan yapmak, olan olmayan imkanlarla bi de bi başına seni hiç umursamayan bi Millet için yarışmaya çalışmak, madalya kovalamak nedir bilir misiniz?
Yalnızlık nasıl bi şeydir madalya alana kadar hiç yaşadınız mı?
Ayol ben acemi koşan kadın Yonca, Adım Adım ile beraber çocukların eğitimi için TEGV için bağış toplayarak koşarken bile bana “Eee kaçıncı oldun? Madalya aldın mı?” diye soran var yahu!
Sonuncu olucan hızlan diyeni de oldu.
Ya birinci ya sonuncusun bizim memlekette. Arası yok. Ha bunu diyenler kaçıncı derler adama yahu!
Ayol sonuncu olsam kaç yazar, madalyamdan kime ne?
Koşan koşmak için ne kadar çalışıyor biliyor musunuz? Nasıl bir emektir, azimdir, disiplin ve yalnızlık ve hiçbir karşılık beklememektir... Karşılık beklemeden madalya için geceni gündüzünü okulunu işini bırakmak ne demektir bilen var mı?
Düşünün ben böyle hissediyorum, ben.
Kalkıp yıllar boyu emek vermiş antrenörler, çalışan yarışan Olimpiyatlara kadar gitmiş o gençler ne hisseder bi düşündünüz mü yazıp çizerken?
Yazıktır.
Arkadan gelen, binlerce şeyi feda edip göze alıp cesaret eden anne-babalar, sporcular, takımlar ne hisseder bu asalak soru ve hadsiz beklenti karşısında?
Onların verdiği ödünü siz verdiniz mi?
Futbolculara verdiğiniz önem ve değerin onda birini bu çocuklara verdiniz mi?
Ha siz daha onlar o yola çıkarken verin desteği,
Gözlerindeki ışığa, azme, disipline, özveriye verin hele desteği, sponsorlara alkış tutun... Sponsorların desteğine övgü verin...
Ha bakın ondan sonra ah vah tüh diyerek,
Madalya gelmedi diye dövünelim hep beraber e mi!
Şevkimizi kırmayın.
Spor yapın.
Birincilik sonunculuk meselesini ağzına almak için ilk önce yalnız bırakmamayı bilmeli!
O saate kadar sessizlik lütfen. Daha çok işimiz var.
Çalışmaya devam.
Yonca
“susss!”
Ve 100metre engellide Nevin Yanıt Dünya 5.si!
Helal olsun Nevin’e...
Sarılarak öptüm o güzel terli yanaklarını... Gurur duyuyorum seninle.