Güncelleme Tarihi:
Davutoğlu, Suriye’nin geleceğinin görüşüleceği Cenevre toplantısına giderken özel uçakta kendisine eşlik eden gazetecilere özetle şu değerlendirmelerde bulundu:
Büyük devletin sorusu
“Olay bize ulaştığında ilk gösterdiğimiz tepki ‘pilotlarımızın durumu nedir?’ oldu. Büyük devlet önce bunu sorar. Bundan daha önemli bir soru yoktur. Sonra işin mahiyetini öğrendik. İşin tam resmini görmeden adım atmamız doğru olmazdı.
Bize yönelik her türlü askeri unsuru tehdit olarak algılarız. Suriye’nin mesajı aldığını gayet iyi biliyoruz. Türkiye ne ‘hard power’dır (sert güç) ne soft power’dır (yumuşak güç). Türkiye ‘smart power’dır (akıllı güç). Gücünü ne zaman kullanacağını gayet iyi bilir. Ne fevri adım atarız, ne de böyle bir adımı karşılıksız bırakırız. Ne zaman, ne adım atacağımıza da sadece biz karar veririz.
PKK’yla birlikte çöker
İran ve Rusya ile bu olayın tüm detaylarını paylaştık. Uluslararası hava sahasında gerçekleşen bu saldırı konusunda daha objektif ve net bir tutum takınmalarını beklerdik.
(Esad) Geçmişte bizimle ilişkileri konusunda güçlü ifadeler kullanıyordu. Eski hukukumuz olsaydı ona şunu söylerdim: ‘Ne İran’a, ne Türkiye’ye, ne başka ülkeye sadık olun. Kendi halkınıza sadık olun yeter.’ Bir liderin öncelikle sadakati kendi halkınadır. Öyle olmadığı anda o lider meşruiyetini kaybeder.
PKK’nın bu kaos ortamından istifade etmek istediği doğru. Suriye yönetiminin de PKK’yı kullanmak istediği son dönemde artan verilerle ortaya çıkıyor. Ama böyle bir rejimle işbirliği yapan örgütler o rejimle birlikte çöker. Ya da PKK gibi örgütle işbirliği yapan rejim de, zaten çökmeyi hak etmiştir.
Kılıçdaroğlu bizi şaşırttı
Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP’nin tavrı hepimizi şaşırttı ve üzdü. Kılıçdaroğlu’nun söylediklerini arka arkaya topladığınızda mantıki bir silsile ortaya çıkmıyor. Kılıçdaroğlu’nun olayın mahiyetiyle ilgili Başbakanımızla yaptığı görüşmede hemen hemen hiçbir sorusu olmamıştır. Sorulan iki soru da pilotlarımızın sağ olup olmadığı ve hava sahasının nerede başlayıp nerede bittiği ile ilgiliydi. Başbakanımızın ‘Bir tavsiyeniz var mı?’ diye sormasına rağmen hiçbir tavsiyede bulunmadı. Bu saldırı Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılan bir saldırıdır, AK Parti hükümetine yapılan bir saldırı değildir. Bir krizden siyasi rant çıkarma çabasını şiddetle kınıyorum.
Bahçeli’ye teşekkür ederim
Buna mukabil Sayın Bahçeli’ye, Başbakanımızın davetindeki tavrı için teşekkür ediyorum. Durumu kendi arkadaşları ile etüd ettiği, çalıştığı, değerlendirdiği son derece belli olan sorular sordu; tavsiyelerde bulundu. BDP’de kendi görüşlerini getirdi ve interaktif bir görüşme oldu.”