Güncelleme Tarihi:
Ancak o “kritik süreç” yani Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında yapılan “çözüm müzakereleri” hiçbir zaman çözüm getirmedi bu 40 yılın sonunda adaya.
Ve şimdi özellikle Türk tarafı açısından çok ilginç bir gelişme var Kıbrıs sorununda...
Bu “müzakereler” tartışılmaya başlandı. Hem de en üst düzeyde...
Tartışmayı başlatan kişi, bizzat müzakereleri yürüten kişi: Kudret Özersay. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun atadığı, Türk tarafının müzakerelerdeki temsilcisi.
Özersay, geçtiğimiz günlerde çok ilginç bir çıkış yaparak Kıbrıs’ta “statüko” konusuna yeni bir yorum getirdi. Ve 40 yıldır süren “çözüm müzakerelerini” bizzat “statüko” ilan etti.
“Sonuçsuz görüşmelerin devamını savunmak statükocu olmaktır” dedi Özersay ve ekledi:
“Sonuç getirmeyen müzakereler yine de sürsün yaklaşımı statükocu olmaktır. Çözülmeyecekse, başarısız olduysa, başarısız olduğunun tespiti gerekir.”
Özersay’ın böylesine ciddi bir çıkışı, KKTC Cumhurbaşkanı’na rağmen yaptığını düşünmek pek mümkün değil.
Görünen, Kıbrıs Türk tarafında “müzakere dışı çözüm” için bir arayış başlamış görünüyor. Ancak soru şu; Ankara’nıni tavrı ne olacak?
Aslında Ankara’nın yaklaşımının işaretini, Kıbrıs’ta “post-müzakere” dönemine geçilmesine Ankara’nın yeşiy ışığını, Özersay’dan yaklaşık bir ay önce yaptığı açıklama ile AB Bakanı Egemen Bağış vermişti. Bağış, “Kıbrıs’ta iki devlet çözümü ya da KKTC’nin Türkiye’ye bağlanması mümkün olabilir” diyerek, müzakere sonrası çözüm olasılıklarını dillendirmişti.
SUUDİ ARABİSTAN’A KRİTİK ZİYARET
Kısacası Ankara’nın da artık “Müzakereler ilelebet devam edemez. Müzakerenin kendisi, statüko haline gelmiştir” yaklaşımına çok yakın durduğunu söylemek mümkün.
İşte tam bu sırada bu hafta gelen kritik ziyaret de Kıbrıs Türk tarafının “müzakere sonrasına hazırlığı” olarak yorumlanabilecek kadar önemliydi.
KKTC Cumhurbaşkanı, sessiz sedasız Suudi Arabistan’a gitti.
Eroğlu ve kalabalık heyetine daveti yapan 50’den fazla Müslüman nüfuslu ülkeyi bünyesinde barındıran, BM’den sonra en geniş uluslararası teşkilat olan İslam İşbirliği Teşkilatı oldu. Eroğlu, bu hafta sonu yaptığı ziyaretle İslam İşbirliği Teşkilatı’nı “resmen ziyaret eden” ilk KKTC Cumhurbaşkanı oldu.
Bu ziyareti şöyle okumak mümkün: Bugüne kadar Türk tarafı, “önceliği” BM şemsiyesindeki çözüm müzakerelerine veriyordu. Ancak artık “B planı” yani Türk tarafının bugüne kadar hep aklının arkasında sakladığı, ancak hayata geçirmekten kaçındığı “KKTC’nin uluslararası alanda görünür kılınması, tanınması” planı da yavaş yavaş hayata geçiyor gibi.
Derviş Eroğlu’nun, Suudi Arabistan’da, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu ile “ikili ilişkileri geliştirmek üzere” yaptığı görüşmeler, sembolik de olsa bir “ilk adım” olarak tarihe geçecek nitelikte...
Tüm bunları, bir de Kıbrıslı Rumların 1 Temmuz’da devralacakları, Ankara’nın müthiş tepki gösterip, AB ile temaslarını “donduracağını” açıkladığı, AB dönem başkanlığı ile birlikte düşünün.
Kıbrıs’ta müzakere süreci, ya da belki yeni deyişle “statüko” sarsılıyor...