Güncelleme Tarihi:
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmada, mahkeme heyeti başkanı Ömer Diken, duruşma savcıları Savaş Kırbaş ve Hüseyin Kaplan'a, soruşturmayı genişletilmesi taleplerinin olup olmadığını sordu.
Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş da, soruşturmanın genişletilmesi talebinin olmadığını ancak esas hakkında 250'si tutuklu 365 sanık hakkında 920 sayfalık mütalaa hazırladıklarını ve bu mütalaayı heyete sunmak istediğini söyledi.
Savcı Savaş Kırbaş, esas hakkında hazırlanan 920 sayfalık mütalaayı, 30 CD ile birlikte mahkeme heyetine sundu.
Daha sonra savcı Kırbaş'ın mütalaayı sözlü olarak okumaya başladığı sırada, tutuklu sanıklardan emekli Orgeneral Çetin Doğan, duruşma salonundan çıktı.
SAVCI SANIKLAR İÇİN 20 YILA KADAR HAPİS İSTEDİ
Mütalaada, Orgeneral Bilgin Balanlı, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Abdullah Can Erenoğlu'nun da aralarında bulunduğu 250'si tutuklu 365 sanığın, “Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs” suçundan, eski TCK'nın 147. ve 61. maddeleri gereğince 15 ile 20'şer yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını istedi.
"BALYOZ" MÜTALAASINDAN: KOMUTANLAR DARBE GÖRÜŞMELERİ İÇİN SEMİNERE GELMİŞLERDİR
* Balyoz Davası'nda duruşma savcısı 250'si tutuklu toplam 365 sanık hakkında hazırladığı 920 sayfalık esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu.
* Mütalaadan :
"Darbe sonrası ortadan kaldırılan hükümet yerine sanık Çetin Doğan tarafından Mütabakat Meclisi kurulmak için plan yapıldı. Plan çerçevesinde yeni mecliste görev alacak Başbakan ve Bakanların bile belirlendi
* "Balyoz güvenlik harekat planı, 1980 darbesi gibi planlanmıştır. Her ne kadar silahlı olarak harekate geçirilmesi gerektiğini iddia edilse de anayasal düzeni bozma ya da tehdit etmek de icra niteliğindedir"
* "Diğer silahlı çeteler için icra hareketi olmadan ceza verilmemesi makul görülebilir. Ancak TSK için bu gündeme gelemez"
*"Komutanlar darbe görüşmeleri için seminere gelmişlerdir. Hükümeti devirip, yerine yeni bir idare getirmek istedikleri kanaatına varılmıştır"
İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz Planı Davası'nın bugün görülen 88'inci duruşmasının öğleden sonra yapılan oturumunda Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcıları Savaş Kırbaş ve Hüseyin Kaplan tarafından davanın esası hakkında hazırlanan 920 sayfadan oluşan mütaala ile 30 CD mahkemeye sunuldu. Mütaalayı özetleyerek okuyan savcılardan Savaş Kırbaş, Balyoz Harekat Planı'nda, darbe sonrası kurulacak hükümet içinde görev alacak kişilerin belirlendiğini ayrıca harekatta görev alacak personelin nerelerde konuşlanacağının da plana dahil edildiğini söyledi. 1. Ordu'daki seminerin Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı'nın emrine aykırı olarak özel seçilmiş 162 kişi ile yapıldığını ifade eden Kırbaş, "Seminerin bir nevi darbe tatbikatı olduğu, planı görüşenler tarafından jenerik olarak hazırlandığı tespit edilmiştir" dedi.
PLAN ÇERÇEVESİNDE BAŞBAKAN VE BAKANLAR BİLE BELİRLENDİ
Mütalaanın okunmasını Kırbaş'tan devralan Savcı Hüseyin Kaplan da, AK Parti Hükümeti'nin 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan demokratik bir seçimle iktidara gelmesinin, dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ı rahatsız ettiğini söyleyerek, Doğan'ın anayasanın kendisine verdiği koruma ve kollama görevine rağmen demokratik yollarla iktidara gelen mevcut hükümeti yıkmaya yönelik bir yapılanma hazırladığının anlaşıldığını belirtti. Doğan'ın bu nedenle hazırlanan plan çerçevesinde başta Halil İbrahim Fırtına ve Özden Örnek olmak üzere birçok komutanla temasa geçip, anlaştığının belirlendiğini kaydeden Kaplan, bu nedenle Çetin Doğan liderliğinde ayrıntılı bir plan yapıldığı iddiasıyla sanıklar için dava açıldığını anlattı.
KOMUTANLAR DARBE GÖRÜŞMELERİ İÇİN SEMİNERE GELMİŞLERDİR
Kaplan, "Demokratik yollara iktidara gelmiş hükümet, antidemokratik yollarala ortadan kaldırmak istenmiştir. Bazı kurum çalışanlarının hukuka aykırı olarak fişlendiği belirlenmiştir" dedi. Darbe sonrası ortadan kaldırılan hükümet yerine sanık Çetin Doğan tarafından Mütabakat Meclisi kurulmak için plan yapıldığını söyleyen Savcı Kaplan, plan çerçevesinde yeni mecliste görev alacak Başbakan ve Bakanların bile belirlendiğini anlattı. Kaplan, Kuvvet ve Kolordu komutanlarının planda üzerlerlerine düşen kısım için 1. Ordu'daki seminere geldiğini belirterek, "Söz konusu komutanlar darbe görüşmeleri için seminere gelmişlerdir. Hükümeti devirip, yerine yeni bir idare getirmek istedikleri kanaatına varılmıştır" ifadesini kullandı.
BALYOZ DARBE PLANI'NIN İCRA AŞAMASINA GEÇTİĞİNİN EN BÜYÜK DELİLİ BALYOZ PLANI'NIN KENDİSİDİR
Savcı Kırbaş da, planda yer alan görevlendirme listelerinin, sıkıyönetim halinde bile TSK'nın alanına girmediğini aktararak, söz konusu bulgular ışığında planın uygulamaya konduğunu söyledi. Kırbaş, "Balyoz güvenlik harekat planı, 1980 darbesi gibi planlanmıştır. Her ne kadar silahlı olarak harekate geçirilmesi gerektiğini iddia edilse de anayasal düzeni bozma ya da tehdit etmek de icra niteliğindedir" dedi. Plan kapsamında 137 kişilik basın destek listesi hazırlandığını ifade eden Kırbaş, söz konusu dönemde bazı gazetelerde yer alan haberlere atıfta bulundu. Kırbaş, darbe dönemlerinde basının etkisinin yadsınamaz olduğunu söyleyerek, "O dönemde yazılan 'Genç subaylar tedirgin', 'Hepimiz kaygılıyız', 'Silahlı Kuvvetler AKP'yi devirebilir', 'Ordu'dan AKP'ye balyoz' gibi haberlerle plana destek sağlanmıştır" diye konuştu. Kırbaş, 'Çarşaf', 'Sakal', 'Suga' ve 'Oraj' adlı eylemlerin planın icrası için son aşama olduğunu dile getirerek, AK Parti'nin iktidarı öncesi yapılan seminerlerin dış tehdide yönelik olduğunu, AK Parti iktidarından sonra seminer
içeriklerinde iç tehdidin gündeme getirildiğini anlattı. Darbe planının icraya geçmediğinden dolayı yargılama yapılamayacağı ve ceza verilemeyeceği iddialarının yanlış olduğunu kaydeden Savcı Kırbaş, "Diğer silahlı çeteler için icra hareketi olmadan ceza verilmemesi makul görülebilir. Ancak TSK için bu gündeme gelemez. Zira üst düzey bir komutanın bu şekilde planları ele alması, suç için gerekli icraya teşebbüsünün gerçekleştiğini gösterir. Tanklar toplar sokağa çıktığında iş işten geçmiş olurdu. Herhangi bir yargılama da söz konusu olmazdı. Balyoz Darbe Planı'nın icra aşamasına geçtiğinin en büyük delili Balyoz Planı'nın kendisidir" diye konuştu.
ÖZKÖK VE YALMAN'IN DİNLENMESİNE RET
Savcıların mütalaayı okumasının ardından duruşmaya bir süre ara verildi. Aranın ardından Mahkeme Heyeti , sanık avukatlarının eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman'ın da aralarında bulunduğu "tanık" dinleme ve yeniden bilirkişi raporu alınması yönündeki taleplerinin dosyaya yeni bir katkı sağlamayacağından reddine karar verdi. Esas hakkındaki mütalaanın CD halinde sanık ve avukatlarına verilmesine karar veren Mahkeme Heyeti, duruşmayı 5 Nisan 2012 tarihine erteledi.